Kürdistan eyaleti mebusları...

“Q, X, W harfleri gelecekmiş. Recep Tayyip Erdoğan tuvalete gitmiyor mu hiç. Tuvaletlerin kapısında W yazıyor zaten. Televizyon seyretmiyor mu? Show TV var.”
Bu sözlerin sahibi CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu. Hakkı var. Dahası da var!..
Şehirde dolaşırken sıkışıp da belediye tuvaletine gitmeden önce kafanızı şöyle bir sağa sola çevirdiğinizde neler görüyorsunuz?
Dilimizin içine nasıl edildiğini...
Bakkal dükkanından, berbere, hatta çiçekçiye kadar Türkçe olmayan bir dünya tabela.. Hem de en cafcaflısından...
Benim mahallemde de var; The Barber Şaban...
Ense tıraşına bile gitmiyorum. Ben müşteri olmuyorum diye de dükkanı kapatmadı The Barber Şaban. Adamın işleri tıkırında. Çırağı Messi Recep, havlu kurutmakla yetişemiyor.
Onun için hakkını yemeyelim Erdoğan’ın!..
Ana dilimizin, dil birliğimizin içine ilk o etmedi. Yılların boş vermişliği lakaytlığından dolayı içimize yerleşen düşmanların-düşmanlığın eseri bu. Erdoğan, sadece WC’ye uğramadan bir tüy daha dikti. Klavyeye özgürlük(!) getirdi. Yapılacak düzenlemeden sonra Q, X, W harflerinin kullanımı suç olmaktan çıkacakmış. Kılıçdaroğlu’nun da işaret ettiği gibi ne kadar komik bir tablo değil mi?..
Yıllardır içinde debelendiğimiz, uyuşukluktan baş kaldıramadığımız, sinsi tezgahın son ataklarından birini de BDP milletvekilleri yapmaya hazırlanıyor. Siyasi kulislerde konuşulanlara göre, BDP milletvekilleri nüfus cüzdanlarını  “klavye özgürlüğü” kapsamında değiştirmeye hazırlanıyor. Önce isim ve soyadlarını değiştirecekler. Sonra da TBMM Başkanlığına baş vuracaklar. Milletvekili albümüne isim ve soy adlarını da Q, X, W ile yazdıracaklar. Özgeçmişlerinin yazıldığı bölümü de ona göre düzenletecekler.
Sonra da?
Meclis albümüne baktığınızda “Kürdistan Eyaleti Mebusları” başlığı altında isimler okuyacaksınız!..

 

Teksas demokrasisi

SInIrlar delik deşik... Kaçakçılar mı teröristler mi, ne idüğü belirsiz adamlar atlı birliklerle askere saldırıyor.
Başkentin göbeğinde roketler havalarda uçuşuyor. Büyükşehirlerde canlı bombalar ve bomba yüklü araçlar cirit atıyor. Memleketin bir bölgesinde fiili özerklik ilan edilmiş. Terör örgütü haraç topluyor, mahkeme kurmuş yargılama yapıyor.
Adana, Mersin gibi birçok büyük ilde bölücülerin kurtarılmış bölgelerine emniyet güçleri giremiyor.
Olimpiyat şehri İstanbul(!)Maltepe Gülsuyu mahallesinde uyuşturucu çetelerini protesto yürüyüşü sırasında açılan ateş sonucu 6 kurşunla hayatını kaybeden gencin cenazesi 3 gün kaldırılamıyor. DHKP-C ile uyuşturucu çeteleri mahallede fink atıyor. Hakimiyet savaşları yapıyorlar. Polis bu durumu öncesinden bilmiyormuş herhalde!.. Hâlâ seyrediyorlar..
Can, ırz, mülkiyet güvenliğinin olmadığı bir memlekette çıkıp da demokratikleşme paketinden bahsediyorlar.
Sokakta gezerken kurşunu, palayı, sopayı nereye yiyeceğinizi bilmediğiniz bir memlekette elinize  “demokrasi paketi”  veriyorlar.
Simitçinin  “abi telefonlarım dinleniyor, yüz yüze görüşelim”  dediği bir ortamda  “türbana nasıl da özgürlük getirdik”  diye utanmadan hava atıyorlar...
Havanız batsın!.. Ne diyeyim?..
Yok bu olmadı.. Tam yerini bulmadı..
Havalar nasıl olursa olsun yeter ki sizin havanız iyi olsun!..

 

Saltanattaki paket çekişme

Medya yazarları kafa çatlatıyorlar; Abdullah Gül’ün Meclis açış konuşmasının kodlarını çözebilmek için.
Benim için çok geride kalmış bir mesele. Abdullah Gül’ün ne dediği de ne demediği de neler organize ettiği de çok öncelerden belli.
ADSIZ’ı yakından ve dikkatle takip edenler çok iyi bilirler!..
Hâlâ Abdullah Gül’ün Meclis konuşmasının kodları ile uğraşanlara kıyağım olsun. 
Saltanat kavgasından (Erdoğan cephesi kaynaklı);
Başbakan Recep Erdoğan, paketi açıklamak için neden 30 Eylül Pazartesi’yi bekledi?
 Abdullah Gül’ün 1 Ekim Salı günü yapacağı konuşma ile ilgili olarak içeriden net bilgiler alıyordu. Çok önceden açıklamış olsa, paket de kendisi de güme gidecekti, Gül gündeme tek madde olarak oturacaktı. Abdullah Gül’ün sözlerinin daha büyük etkisi olacaktı. Paketi Gül’ün konuşmasının bir gün öncesine koyarak önemli bir gündem atağı yaptı. Böylece karşı atağı da 2’nci sıraya attı.
Abdullah Gül taraftarı yazarlar ile Erdoğan taraftarı yazarların satır ve dipnotlarını bir de bu bilgi çerçevesinden okumaya devam edin.
Bu arada bölücü çevrelerin pek de içine sinmeyen paket ile ilgili bir haber daha verelim;
AKP’de paket karşıtı iç kulis yapanlara bir de Kürtçü memnunsuzlar eklendi. Açıklamayı beklemeden paket propagandası yapanların önde gelenlerinden AKP Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu da  “Erdoğan’ın hataları” nı konuşuyormuş. İddia o ki; Ensarioğlu Erdoğan’ın terör örgütüne silah bıraktırmadan masaya oturmasını hatalı buluyormuş ve  “PKK silahı bir politik araç olarak kullanıyor. Önümüzdeki dönem de elbette kullanacak. Bu nedenle öncelikli olarak silah bıraktırılması gerekir. Yoksa önümüzdeki süreçte yeniden silahı propaganda malzemesi olarak kullanacak. Bölgede etkisi fazla. Bütün bunlara dikkat ederek adım atılmalı” diyormuş. Dinleyenlerinden duydum!..

Yazarın Diğer Yazıları