Küme düşmeyi hak etmeyenler

Futbolda her dönem sonu içimi burukluk kaplar. "Bir VAR'mış bir yokmuş"un ilk sezonu ise bu duygulara tatsız ilaveler yaptım.

İzlediğim maçları değerlendirirken gerçekten haksızlığa uğrayan iki takım belirledim. İlki kesinlikle Trabzon. İkinci yarı başlayana kadar devamlı dövülen boksör gibiydi. Neyse ki sonradan toparlandı ve ön elemeli de olsa, UEFA'ya katılma hakkını elde etti. NYON'dan "Geçmiş yıllardan borcun var" emri gelmezse Avrupa'da boy gösterecek.

İçimi en çok acıtan da Erzurum. Bütün hataların bu kentin başına gelmesi tesadüf mü? En önemli maçlarının en kritik anlarında karşılarında iki renk çizgiyi buldular: kırmızı ve mavi.

Bu megakentin benim için özel yanları vardır. Askerlik arkadaşım Recep Birsin Özen'in valilik yılları. Bir de ağabeyimin Palandöken'deki Nükleer Topçu Taburu'nun komutanlığını yaptığı seneler.

Bunlara Demirel'li seçim gezilerini ekleyebilirim. Yer sofralarında neyi yiyeceğimizi Baba belirlerdi. O dönem başımıza Vedat Milor musallat olmadığından ağzımızın tadı vardı.

Bir de kayıp

Tesadüf mü bilmiyorum. Erzurum'un küme düştüğü maç başlamadan İspir doğumlu bir büyük oyuncu Eşref Kolçak Hakk'a yürüdü. Her ne kadar Kasımpaşa'da yetişmiş ise de kökleri Erzurum'du. Yani, Türkiye'nin en lezzetli fasulyesinin yetiştirildiği İspir. Bu güzel ilçeden yetişen bir diğer isim Ünal Erkan. İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nden Olağanüstü Hâl Valiliği'ne kadar tanıdığımız. Hâlâ bilmeyen varsa "İyi Beşiktaşlı"dır. Ona da selam olsun.

Bursa kendini yaktı

Türkiye Şampiyonluğu'nu dört büyüklerden sonra elde eden ilk takım Bursa'nın düşüşü iyi analiz edilmeli. Büyük taraftar kitlesi ve muhteşem stat ile tesislere sahip bu kulüp için "intihar etti" diyebilirim.

Kaleci dâhil, işe yarar futbolcularını satanlar şimdi nasıl hesap verecekler? Yerine alınanlara bakın. Sanki Senegal köle pazarından toplananlara forma giydirildi.

Dileriz Eskişehir'in durumuna düşmezler ya da Kocaeli gibi olmazlar. Bir türlü eski yerlerine dönemiyorlar.

Tek kurtuluş

Göztepe, az daha küme düşenler arasında yer alıyordu. Başkan Mehmet Sepil, Irak petrolü çıkışlı parasına güvenip saçma sapan işler yapıp duruyor. "Bunu kov, onu getir" mantıksızlığında. Neticede İzmir'in gözdesini muhteşem taraftarı kurtardı.

Başkan, teknik direktörden önce mutlaka bir psikiyatr bulmalı. Adayım her zamanki gibi Prof. Dr. Nevzat Tarhan olacak. Hoca bu tipleri artık ezberledi.

Kızmaca yok

Beşiktaş'ıma bir şeyler söylemeden olmaz. Bu defa da gündeme eski çalıştırıcı Slaven Biliç geldi. Gerçek mi yakında anlarız. Yoksa Fikret Orman'ın Abdullah Avcı'nın fiyatını kırma kurgusu mu? Malum Beşiktaş başkanı "kurban pazarlıkları" ile ünlüdür.

Alt yapıya bak

Bu arada gürültüye giden bir başarıya değinmek istiyorum. Galatasaray'ın yaş gruplarında elde ettiği birinciliklerden haberiniz var mı? U-14, U-16, U-17, U-19 ve U-21'lerde şampiyon oldular.

Demek ki herkes uyurken onların Florya'daki gelecek hazırlıkları yeni vitrine çıktı. Alın size bir sürü Ozan Kabak. Başlarında da bir marka isim bulunuyor; "Ali Yavaş". Tabii kendisi gibi değerli yardımcıları da var. Sarı Kırmızılılarda bunlar olurken, bazıları da uyumaya devam ediyor. Sıra takım oluşturmaya gelince, eller cebe. Ancak, "cep delik, cepken delik". Bunlara önerim, artık uyansınlar da balığa gidelim.

Bir anı

Geçmişte yazdığım bir konuyu tekrarlayacağım:

Aziz Yıldırım'a Güngören kalecisi Harun'u önermiştim. Galiba Menemen'den aldılar demiştim, o da bana "Fenerbahçe'nin beklemeye tahammülü yok" demişti. Beni kırmamak için de "Şenol'a söylerim bir baksın" diye ilave etmişti.

Aradan kaç yıl geçti bilmiyorum, Harun bu sezonun devre arasında Bursa'dan büyük paralarla alındı.

***

Bir Gomis daha

beIN Sports İngiltere ve Fransa'dan ikinci lig baraj maçlarını da yayımlıyor. Kimi, adına futbolcu seçen denilmiş simsarlara bir tavsiyede bulunacağım.

Fransız takım Lens'te de Gomis adlı bir futbolcu var. İki maçını seyrettim. İlkinde üç gol attı. Bir de gol pası verdi. İkincisinde Lens yine kazandı. 2-1 biten oyunun ilk golü Gomis'ten geldi.

Bu futbolcu, Galatasaray'ın sattığı isim dışında 10 yaş küçük. Bizim "hayalet avcıları" ilgilenebilirler. En azından son maçlarının kayıtlarını alıp seyredebilirler.

GÜNÜN SÖZÜ

Karanlığa küfretmektense, bir mum yakın. Konfüçyüs

Yazarın Diğer Yazıları