Kulislerden bir demet

Siyaset gündeminin yangın yerine döndüğü ortamda kulislerin ana karargahlarından ilginizi çekecek notlar..
AKP KULİSİ...
Demokrasi paketinin Meclis’ten geçirilmesi için seçim sonrasına bırakılmasında görüş birliği var. En büyük korkuları İşçi Partisi lideri Doğu Perinçek’in ve diğer tutukluların tahliyesinden sonra başlarına gelebilecekler. Şöyle ifade ediyorlar;
 “Doğu Perinçek, yerel seçimler öncesinde serbest bırakılırsa, meydanlara çıkar, sert muhalefet yapar. Ayrıca, cemaat Ergenekon ve Balyoz’un faturasını hükümete keser. Diğer tutuklarının yapacakları hükümet karşıtı propagandalar ile birlikte seçimde yara alırız.” 
İktidar partisinin en derin gündem maddesi ise kamuoyu hazırlıkları yapılan “cemaat operasyonu”...
AKP’nin önde gelen isimleri “olası tutuklamalar” konusunda tarih vermiyor ama izlenecek yolu açıktan ifade ediyor. Şöyle;
“Cemaat hakkında Ergenekon’da ve Balyoz’da içine düşülen hatalar yapılmayacak. Torba dava açılmayacak. Çünkü sadece Ergenekon’da 21 ayrı iddianame var. Ve sanıklar arasında illiyet bağı kurulamadı. Sanıklar birbirlerini tanımıyorlar. Ama cemaat olayında ayrı ayrı davalar açılacak. Örneğin, emniyete, yargıda, dinleme ve sınav skandalları; bunlar ayrı ayrı davalar halinde görülecek. Böylece sanıklar hakkında sağlam iddianamelerle ortaya çıkılacak.” 
Meclis tatile girmesin diye dua ediyor iktidar mebusları. Çünkü, arazide vatandaşlardan gelen tepki ve sorulardan oldukça muzdaripler. Seçim bölgesinden “Meclis çalışmaları devam ediyor” gerekçesiyle Ankara’ya soluğu atan iktidar mebuslarının ortak sıkıntısı;
“Kahvede taş okeyi oynayan rüşvet operasyonunu soruyor. En büyük derdimiz de Zafer Çağlayan’ın saati. Çünkü asgari ücret’in 800 lira olduğu Türkiye’de bir Bakanın 700 bin liralık saat alması savunulamıyor.” 
‘U’ dönüşü yapan eski Çevre Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın “ikna” sürecine gelince.. Recep Erdoğan’a çok yakın bir isim aynen şunları ifade etti;
 “Erdoğan Bayraktar’ın iknası da kolay olmadı. Ama milletvekilliğinden istifa edersen tutuklanırsın ve bu dava Erdoğan’a kadar uzanır” denildi.
İktidar kulislerinde “bugüne kadar cemaatle neden işbirliği yaptınız o zaman” diye sorduğunuzda aldığınız cevap;
“Cemaat ile Ergenekon ve Balyoz’da işbirliği yapıldı çünkü AKP’yi kapatacaklardı. Başka çare yoktu bu nedenle göz yumuldu. Ancak cemaatin bu kadar örgütlü olabileceği bilinmiyordu.” 
Tüm yolsuzluk dosyaları ve ardından çıkanlardan sonra da, söylendiğinde inanamayacağınız ama benim kulaklarımla duyduğum AKP’lilerin en tutarlı(!) söylemine gelince;
“Yolsuzluk inkar edilemez ama buna rağmen oylarımız yükseliyor.” 
CHP KULİSİ... 
Partide gözler bu hafta sonu yapılacak MYK ve PM toplantılarına çevrildi. Hararet oldukça yüksek. Kemal Kılıçdaroğlu ve ekibi bazı illerden daha büyük olan ilçelerde belediye başkan adayı seçmekte çok zorlanıyor. Özellikle CHP’nin kalesi olarak bilinen ilçelerde sıkıntı had safhada.
Örnek; İstanbul’un Beyoğlu ilçesindeki çekişme, Ankara’nın Çankaya’sını da geçti. Beyoğlu için iki güçlü kadın aday var. Aylin Kotil ile Gülseren Onanç. Hatırlayacağınız gibi, Gülseren Onanç CHP’nin “Kürtçü” kanadından. İktidarın terör örgütü PKK ile yürüttüğü çözüm sürecini destekliyordu. O sürecin başında CHP Genel Başkan Yardımcısıydı. Parti tabanının büyük çoğunluğunun süreci desteklediğini ilan etmiş genel merkez yönetimini eleştirip büyük tartışmalara sebep olunca da görevinden istifa etmişti. Hâlâ PM üyesi. CHP kulislerinde konuşulanlara göre;
CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu ve “yeni CHP’liler” Gülseren Onanç’ın Beyoğlu Belediye başkan adaylığı için yoğun çaba harcıyor. Hatta, HDP İstanbul Belediye Başkan adayı Sırrı Süreyya Önder’in “Gülseren Onanç’ı aday gösterin BDP ile birlikte Beyoğlu’nda sizi destekleyelim. Kazanmanızın başka yolu yok” mesajı CHP genel merkezine ulaştırıldı. “Yeni CHP”lilere göre; Beyoğlu’nda Recep Erdoğan’ın önemli bir iş çevresi örgütlenmesi var bu da ancak söz konusu ittifak ile yıkılır. Gülseren Onanç’ın adaylığına karşı çıkanlar ise, “Onanç ile CHP değil BDP kazanmış olur. Amaçları BDP’nin Beyoğlu’nu kazanması ve rantı bölüşmek” diyor.
Ana muhalefet partisi kulislerinde bir gündem maddesi de Genel Başkan Yardımcısı Adnan Keskin’in “hırçınlıkları”. Keskin’in genel merkez toplantılarındaki “sinirli” söylem ve çıkışları ve bazı kavgaları bugünlerde çokça konuşuluyor.
MHP KULİSİ
(...)
BDP KULİSİ 
Tartışmalar şu ana noktada devam ediyor;
Tayyip Erdoğan-Abdullah Öcalan dayanışması ile BDP, Kandil, Avrupa ayaklarındaki dengeler ve ayrışmalar. Bir de; 30 Mart sonrası...

Yazarın Diğer Yazıları