Küfrediyorum, özür dilerim!

Vatan Gazetesi Yazarı Mustafa Mutlu, “sınır ötesi operasyon yaparsanız kötü olur” tehdidine şöyle cevap verdi: İzninizle “Ha....ttttir!” çekmek istiyorum...

İngiltere’de yayımlanan The Times Gazetesi dün başyazısında Kuzey Irak’a yapılacak olası bir sınır ötesi harekât için Türkiye’yi uyarmış ve “Sakın böyle bir maceraya girmeyin. Sonuçları felaket olur” diye tehdit etmiş...
Sonra da Türkiye’nin başına açacağı “felaketler” i sıralamış...

1) Irak’ın şiddetten en uzak bölümüne (Kuzey Irak kastediliyor) kargaşa getirir!
Bunu düşünecektik! Irak’ın kuzeyi için bunalıma giren Times yazarı acaba bizim güneydoğumuzda onlarca yıllardır akan kanı neden görmezden geliyor? Türkiye’nin güneydoğusu, Irak’ın kuzeyinden daha mı önemsiz?

2) ABD ile stratejik ilişkiler tehlikeye girer!
Bunu önce ABD düşünsün... Eğer bu ilişkiler ABD için o kadar önemli olsaydı, daha iki gün önce sözde Ermeni Soykırımı ile ilgili saçma sapan bir yasa tasarısının Dışişleri Komisyonu’nda, üstelik iktidar partisi temsilcilerinin de desteğiyle kabul edilmesine izin vermezdi.

3) Rakip Kürt örgütler birleşir, Türk askeri risk altında kalır!
İstedikleri kadar birleşsinler; arkalarındaki ABD desteğini çektiğinizde karşınızda sadece bir çapulcu sürüsü kalır...

4) Türkiye, terörle mücadelede uluslararası desteğini yitirir...
Biliyorum bugün mübarek gün.... Ve siz de biliyorsunuz, ben bu sütunlarda bir kez bile küfretmedim! Ama bu saptama karşısında izninizle koskoca bir “Ha....ttttir!” çekmek istiyorum... Bugüne kadar terörle mücadele konusunda hangi uluslararası güç Türkiye’yi destekledi ki şimdi desteğini çeksin; a beyinsiz kafa! Tam tersine PKK; Fransa’da, Belçika’da, Hollanda’da, Almanya’da, İngiltere’de, Rusya’da, Danimarka’da, Yunanistan’da, Güney Kıbrıs’ta hem maddi, hem manevi olarak desteklenmedi mi? Bu ülkeler sözüm ona “terörist örgüt” listesine aldıkları bu katiller şebekesinin hangi faaliyetini durdurma girişiminde bulundu bugüne kadar.

5) Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üyeliği tehlikeye girer...
Bu tehdidi ise küfredecek kadar bile ciddiye almıyorum. Çünkü bir “zavallılık” ifadesi! Türkiye 30 yıldır kana boğuldu; Saddam rejiminden izin alınarak yapılan birkaç sıcak takibi saymazsanız, Kuzey Irak’a girmedi... Madem üyelik kriteriniz buydu; neden bunca yıldır tam üye yapmadınız bizi? Eğer AB’nin bize vereceği tam üyeliğin bedeli, askerimizin, halkımızın canıysa, alsınlar o üyeliği münasip ... ... ...!
Herkes bilmeli: Türkiye kimsenin sömürgesi değil!
Bu ülkede yıllardır bizim çocuklarımız ölüyor, bizim hayatımız kararıyor!
Ülkelerininin başkentlerinde şimdiye kadar birer kez patlayan bombalar yüzünden savaş hali ilan edenlerin canı can da bizimki patlıcan mı? l Mustafa Mutlu/ VATAN

+++++

İpi atmasının nedeni başkaymış
MHP’nin, TBMM’de muhalefet için mi bulunduğunu yoksa Erdoğan’ı sıkıntılarından kurtarmak için mi Meclis’e girdiğini anlamakta zorluk çekiyorum. Seçim sürecinde miting meydanlarında elinde tuttuğu ipi sallayan Devlet Bahçeli’nin o işi neden yaptığını daha iyi anladım. Meğerse o ipin sallanma nedeni terörist başını asmak değil, Erdoğan’ı düştüğü kuyulardan çıkarmakmış. Bahçeli, Erdoğan’a ilk ipi Cumhurbaşkanı seçimi öncesinde uzattı. Seçimde zorluk çıkarmamak için TBMM’ye gireceğini en başında açıklayarak, Erdoğan’ı uzlaşma arama zorunluluğundan kurtardı. Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı seçilmesinin baş mimarı oldu. Şimdi de 11. Cumhurbaşkanı seçimini halkın yapacağına ilişkin referandum maddesini düzeltmesi için bir ip daha atıyor...
* Mehmet Y.Yılmaz/ Hürriyet

+++++

Yıkım ekibi sponsor arayışına girdi
Atatürk ilke ve devrimleriyle sorunlar yaşayan İkinci Cumhuriyetçiler ’taraf olacağız’ sloganlı gazete çıkaracaklarmış. Finansörü kim olacak bilinmez ama (!) hangi konularda taraf olacaklarını millet iyi biliyor.

28 Şubat sürecinden sonra “peyda olan” ve hemen her gazetenin bir köşesine yerleşen “İkinci Cumhuriyetçiler”; “cinsel fantezi” yazarı Ahmet Altan, Amerikanın sesi ve Milliyet Gazetesinin Washington Temsilcisi Yasemin Çongar ve Star gazetesinin kovulan genel yayın yönetmeni Alev Er önderliğinde bir gazete çıkarmaya hazırlanıyorlarmış.

Zaman gazetesinin haberine göre adı “Taraf” olarak konulan gazete Ahmet Altan ve Alev Er ikilisinin eş genel yayın yönetmenliğinde çıkarılacakmış. Amerikanın sesi Yasemin Çongar ise genel yayın yönetmen yardımcısı olacakmış.

Kapanan Nokta dergisinin sistematik olarak TSK’yı hedef alan yayınlar yapmasına öncülük eden Genel Yayın Yönetmeni Alper Görmüş de köşe yazacakmış. Metin Soysal ve Alkım Yayınları’ndan Başar ve Savaş Arslan kardeşler de diğer öncülerdenmiş. Kasım ortasında yayımlanması planlanan gazetenin finansörünün kim olduğu bilinmezken, Yasemin Çongar bazı konularda taraf olarak yayın yapacaklarını söylemiş ama detay vermemiş. Ama biz şimdiden hangi konularda taraf olacaklarını bir kaç maddeyle sıralayalım:

1-TSK’yı ve Cumhuriyet devrimlerini karalama yarışında taraf olacaklar.
2- AB ve ABD’nin faziletlerini anlatma konusunda taraf olacaklar.
3- Soros’un talebeleriyle omuz omuza verip ulus devletin altını oymada taraf olacaklar.
4- Türklüğe olan alerjilerini dışa vurup, Ermenicilik konusunda taraf olacaklar.

+++++

Pamuk tahrik
etmeye devam ediyor

“Türklüğe küfürden” yargılanan Nobelli Orhan Pamuk gündemden düştükçe yeni bir çıkış yaparak adını duyurmaya çalışıyor Orhan Pamuk bu kez de hayatını tehdit edenler yüzünden “ABD’ye sürgüne gitmeyeceğini” söyledi. Pamuk’un Yunan devlet televizyon kanalı ERT’ye verdiği demecinden kesitler Yunan Avgi gazetesinde yayımlandı. Demeçte Pamuk, Avgi’ye göre şu ifadeyi kullandı: “Hayatımın tehlikede olduğunu biliyorum, kendimi korumam gerektiğini biliyorum, ancak onlar yüzünden ABD’ye sürgüne gitmeyeceğim, memleketime gelmeyi sürdüreceğim, ne olacaksa olsun.”

+++++

Diyalog cambazı!
Türk basınının sözde amiral gemisi Hürriyet, yine dinlerarası diyaloğ masallarından birini manşet yaptı. Basın dünyasında “kabak tadı veren haberler” diye adlandırılan kategoriye giren haberde, Müslüman 138 akademisyenin Papa 16. Benedikt başta olmak üzere Hıristiyan liderlerine bir mektup yazarak barış için iki dinin özünde birleşilmesini
istediği belirtildi. Hürriyet’in övgülerine mazhar olan va Kuran’dan sure ve İncil’den pasajların birbirine karıştırıldığı mektupta, “İki büyük din arasında barış sağlanmazsa, dünyanın kurtuluşu riske girer” denildiği kaydedildi. Uzun lafın kısası, sözde amiral gemisi Türk milletinin alışkın olduğu bir bayram klasiği ile dün yoluna devam etti.

+++++

RTE silkelenecek mi?..
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ’a övgüler düzülüyor, hem dışardan, hem içerden methiyenin bini bir para...
RTE’nin benim de alkışlayacağım bir yanı var; dalgalana dalgalana afili Kasımpaşa yürüyüşüne diyecek yok!..
Bu tür yürüyüş kabadayılara özgüdür... Gerçi ben bu havalı yürüyüşü tanıdığım hiçbir kabadayıda görmedim...
Ne Kürt İdris ’te..
Ne Sultan Demircan ’da..
Ne Oflu İsmail ’de..
Ne Dündar Kılıç ’ta..
Yine de ’Başbakan’ın yürüyüşüne bakan der ki: - Heyt be, maşallah!.. Analar böyle yiğit doğurmamıştır...
Ne var ki bizim Başbakanımızın yürüyüşüyle tutumu arasında tam bir zıtlık var... RTE dönemi, Türkiye’nin patronu ABD’ye karşı ürkek mi ürkek, korkak mı korkak, çekingen mi çekingen, pısırık mı pısırık, boynu eğik mi eğik olduğu bir süreci vurguluyor... Diyeceksiniz ki:
- Canım, ülke yönetimiyle kabadayılık arasında ne ilişki var?..
Elbette yok... Ama ülkenin ulusal çıkarları söz konusu olduğu zaman, bu kadar pısırık ve boynu eğik olan RTE’nin televizyon kameraları karşısındaki havalı kabadayı yürüyüşü de tam bir çelişki, zıtlık, paradoks manzarası oluşturuyor...
Sözgelimi Amerika’nın Başkanı George Bush doğru dürüst yürüyor...
Sonra ne oluyor?..
ABD karşısında AKP iktidarı sanki kul köle...
Eloğlu Kuzey Irak’ı işgal ettikten sonra PKK’yı üstümüze salıyor; şehit, şehit, şehit...
RTE sus pus.. Samit ve sakit..
Amerika, sözde Ermeni soykırımı üzerine -yüzyıl sonra- her nedense celalleniyor..
RTE dilini yutmuş..
Şöyle doğru dürüst sesi soluğu çıkmıyor, bir kesin tavır alamıyor..
Ama yürüyüşüne bakarsanız yiğit mi yiğit..
Yürüyüşünün afrası tafrası, havası kafasında, beyninde olsa çoluk çocuğunu yerleştirdiği Amerika’yı yeterince yarabilirdi..
Ama pıssst...
RTE’de iş yok!..
Şehit.. şehit.. şehit..
Sonunda toplum patladı..
Bakalım bu iş nereye varacak?..
RTE ne yapacak?..

* İlhan Şelçuk/ Cumhuriyet

+++++

Bayramın kutlu olsun Şaban Bey!
Şaban Dişli’nin “arsa” oyunu Milliyet Yazarı Yalçın Doğan’ın köşesine de konu oldu. Yazısında Şaban Dişli’ye ait bir arsanın belediye tarafından imara açıldığını ve AKP’li vekilin bu değişiklikten iki milyon dolar rant sağladığını aktaran Doğan, şunları yazdı: Helal olsun, Şaban Dişli tam dişli çıkıyor, iktidar olmak ne demek, cümle aleme öğretiyor...İcabında, senin de bayramın kutlu olsun Şaban Bey.

+++++

AKP’nin boyası dökülüyor
Türkiye hergün AKP’li vekil ve yöneticilerin de karıştığı bir skandala şahitlik ediyor. Adında “Adalet ve Kalkınma” olan partinin Genel Başkan Yardımcısı (Şaban Dişli) imarsız bir arsayı imara açtırarak “2 milyon dolarlık” bir kalkınma hamlesi yaparken, bir diger AKP’li alan Mersin Milletvekili Ali Er, arabayla bir vatandaşı ezen oğlunun suçunu üstlenerek “Adaleti” sağlamaya uğraşıyor!

Yazarın Diğer Yazıları