Kubilay ve El-Bab Şehitleri
Yüreğimiz şehitlerin acısı ile yanarken memleketi güllük-gülistanlık gösterenlerin yegane derdi Başkanlık..
Varsın cellatlarına aşık olsunlar.. Fırat Kalkanı Harekatı başladığı günden bu yana şehid sayımız 50'yi geçti.. Su uyusa de düşman uyumuyor. EL-Bab'da 16 şehid 31 yaralımız var. Bu satırların kaleme alındığı saatlerde yaralılarımızdan 16sının durumu ağırdı. Türk ordusunun göz bebeği özel kuvvetlerimizin bir Tabur Komutanı Binbaşı Bülent Albayrak şehid olurken diğer Tabur Komutanı Binbaşı Merdin Kışkan yaralı.. Merdin'i İzmir Casusluk Davası'nda hapis yattığı askeri cezaevine yaptığım ziyaretlerde tanıdım. Duruşmalarda kucaklaşıp abi-kardeş olduk. Daha sonra şimdi Tuğgeneralliğe terfi etmiş olan Engin Çırakoğlu ile Ankara Mamak Askeri Cezaevi'ne gelmişti. Her hafta açık görüşte muhabbetimizi çay ile demledik. Devlete ait gizli bilgileri temin etmek, PKK'ya önemli bilgiler vermek ve örgütün 2 numaralı ismi İstihbarat Albay Coşkun Başbuğ'a bağlı çalışmakla suçladılar. Oysa Merdin, Albay Başbuğ'u ömrü boyunca tanımamış, görüşmemişti bile. Evini aramaya gelen FETÖ'nün polislerinin yanlış adrese gittiğini görünce "benim evim burası gelin burayı arayın" diyerek şaşkınlara yol göstermişti. Merdin için fişleme yapan FETÖ'nün zağarları iddianameye "Süryani olma ihtimali yüksektir. Alevi de olabilir" gibi ifadeler kullanmakta beis duymadılar. Gözü dönmüş cahiller "Merdin" ismine takmışlar belli ki.. Kafaları o kadar basar mezhep kışkırtıcısı alçakların. İsimlerin anlamlarından habersiz CIA'nın köpekleri Merdin'i çok sevdiği üniformasından koparamadılar sonuçta. İki yıl hapis yattı.. 2014 yılında tahliye olunca koşup özel kuvvetlerdeki görevine döndü. Her fırsatta kimseye kırgın olmadığını beyan etti. EL-Bab'daki çatışmalarda emrindeki askerleri koruyabilmek için en öndeydi. Vuruldu.. Bu kez adliye koridorlarında kumpas ile değil mermi ile.. Kilis Devlet Hastanesi'nde tedavi görüyor. Çok şükür iyi.. Hayati tehlikeyi atlattı. Kalkıp yine dönecek birliğinin başına silah arkadaşlarının intikamını misli ile alacak!
Askeri okuldaki ilk ders...
El-Bab'dan iyi haberler gelmiyor ne yazık ki.. Gaziantep Milletvekili Prof. Dr. Ümit Özdağ: "El-Bab'daki askerlerimize kışlık çadır ve ısıtıcı verilmedi, yaralı askerlerimiz ilk sıkıntılarının açlık olduğunu söylüyorlar!" sözleri ile kafalarımıza adeta mıh çaktı. Napolyon'un ünlü: "Ordu midesi üzerinde yürür" tespiti askeri okulların ilk dersleri arasındadır. Barzani'nin çapulcularının hem de 29 Ekim günü topraklarımızdan geçerek Kobani'ye gidişleri esnasında zıkkımlandıkları lahmacunların parası valilik tarafından ödenmişti. Dahası Kobani'ye her gün üç öğün yemek gönderildi devletimizin kasasından. Bugün kendi askerinin en basit ihtiyacı karşılanamıyorsa vay ki vay halimize..
Evet, Türk askeri, boyuna ulaşan kar-kıyamete rağmen operasyon yapabilir. Günlerce açlığa katlanır. Ancak lafa gelince "Büyük devlet, güçlü ordu" ahkamı kesenler sınırın ötesine yolladığı askerine de her tür lojistik desteği sağlamak zorundadır. Bakıyorum da yandaşlar ile havuzcular 14 şehid haberini neredeyse gizleyerek "Mehmetçik El-Bab'da 138 DEAŞ'lıyı öldürdü" başlığı ile zafer naraları atıyor. 138 değil 138 bininin cesedi Mehmetçiğin bir tırnağı etmez!
Yöntemler aynı...
Bugün 23 Aralık.. 76 yıl önce bugün 23 Aralık 1930'da İzmir-Menemen'de Asteğmen Kubilay haince şehid edildi. Ancak Menemen'deki kafa, kökünden kopmuş değil. Kubilay'ın kafasını bağ bıçağı ile hunharca kesenlerin ruhu halen yaşıyor. Dün Şeyh Sait, Seyit Rıza, öbür gün Hizbullah, bugün DEAŞ, IŞİD, El Nusra ya da FETÖ.. Yarın bilmem hangi cemaat, hangi sapkın anlayış ile devam edecek kestirmek zor. Bilinen ise o kafa ile mücadelede Mustafa Kemal kadar hiç kimsenin kararlı olamadığı gerçeğidir. Dünün mürtecileri ile bugünküler arasında kelle kesmek, arkadan vurup, hançerlemek yöntemleri aynı. Farklısı teknolojinin gelişimi ile sahte dijital veriler, gizli çekilmiş görüntüler. Tehdit ve şantajlar ile himmet adıyla toplanan, gasp edilen para miktarları.. Değişmeyen tek şey düşmanın askerliğini yapmaları. Büyükbabaannemin, dedemin "Askerin düşmanı, düşmanın askeridir" sözü halen geçerli. Ne de çok düşman askeri varmış bereketli topraklarımızda.
Kubilay'ın şehadeti ile günümüze iz düşümlerini tam anlamı ile kavradığımız gün Türkiye'de çok şey değişecek! Kubilay'ı rahmet ve minnet ile anıyoruz vesselam.