Küba'dan Kırım'a 2 bayrak hikayesi
Küba'nın başkenti Havana'da ABD büyükelçiliği 54 yıl sonra yeniden açıldı. Bu vesileyle yapılan törende ABD bayrağının onu 1961'de indiren 3 emekli deniz askeri tarafından yeniden göndere çekilmiş olması bana tarihimizdeki benzer bir olayı hatırlattı.
Dünya siyasi tarih yazarlarının "ilk dünya savaşı" da dedikleri 1856 Türk-Rus Savaşı Türkiye, Rusya, İngiltere, Fransa, İtalya (Sardunya), Avusturya ve Almanya arasında cereyan etmiştir. Rus Çarlığının bölge hâkimi olma hayalleri, müttefiklerin Balaklava Zaferi'yle bitmiş, Ruslar mağlup olmuştur.
O dönem Fransa tahtını işgal eden 3. Napolyon'un oğlu Prens Napolyon da Kırım'a giren müttefik kuvvetler arasındaydı. Zafer sonrası Türk Başkumandanı Serdar-ı Ekrem Ömer Paşa'ya babası 3. Napolyon'un bir ricasını iletir. 3. Napolyon, eğer Türk kumandanı da tasvip ederse Kırım Kalesi'ne Fransa İmparatorluğu'nun bayrağının çekilmesini arzu etmektedir.
Ömer Paşa, eğer diğer müttefik orduları kumandanları da kabul ederse bu ricaya bir itirazı olmadığını bildirince Kırım Kalesine müttefiklerin zafer nişanesi olarak kocaman bir Fransız bayrağı çekilir. Ancak bunun üzerinden henüz üç gün geçmiştir ki kalede Fransız bayrağı yerine rengi biraz solgunca bir Türk bayrağının dalgalanmaya başladığı görülür.
Şaşkına dönen Prens Napolyon yanında Fransız kuvvetleri mareşali Pelesie olduğu halde işin aslını anlamak maksadıyla Türk başkumandanı Ömer Paşa'nın karargahına ani bir ziyaret gerçekleştirir.
Prens Napolyon'un ziyareti bir sitemle başlar. Ömer Paşa'ya hitaben, "Paşa hazretleri, kaleye Fransız bayrağının çekilmesine onay vererek Fransa'ya büyük bir jest yaptınız. Şu anda size imparator hazretleri Napolyon'un şükranlarını arzetmek için gelecektim. Fakat durumda bir değişiklik mi var? Şu pencereden kaleye bakarsanız orada Fransız bayrağı yerine bir Türk bayrağının dalgalandığına göreceksiniz. Bunun sebebi nedir? Kararınızda bir değişiklik mi oldu?"
Türk başkumandanı Ömer Paşa başını odasının penceresinden dışarı çevirip bakışlarını Kırım Kalesi istikametine çevirince rengi solmuş büyük bir Türk bayrağının kalede dalgalanmakta olduğunu gördü. Yapılan tahkikat sonunda Ömer Paşa'nın karşısına bu işin müsebbibi olarak beli bükülmüş 80'lik bir Kırım Türk'ü çıkarılır. Fransız bayrağını indirip Türk bayrağını çektiği öğrenilen ihtiyar şu ifadeyi verir:
"60 yıl önce Kırım, Rusların eline düştüğü gün ben bu kalede sancak muhafızıydım. Kaleden indirdiğimiz Türk bayrağı evimde sandık diplerinde, yastık altlarında bugünü görmek için bekledi durdu. Rusların Kırım'ı kaybetmesi üzerine zafer gününün geldiğini düşünüp bayrağı yeniden kaleye çektim. Bu benim 60 yıllık hasretimdi. Şimdi muradıma ermiş bulunuyorum. Artık beni idam bile etseniz gözüm açık gitmeyecek. Ferman kumandanımızındır..."
Ortaya çıkan bu durum karşısında duygulanan Fransız Prensi bir süre sonra Paris'ten İmparator'dan gelen şu telgraf mesajını Türk kumandanına arzeder:
"Müttefik Kuvvetler, Kırım'dan ayrılana kadar Türk Bayrağı'nın kalede dalgalanmasını büyük bir sevinçle kabul etmektedir..."
Neticede Paris Konferansı sonucunda barış antlaşması imzalandıktan sonra bu tarihi bayrak Türkiye'ye dönmüş ve askeri müzede korumaya alınmıştı.