Millî takımda Arda krizi...
Futbol Federasyonu'nda prim krizi...
Fener de Hoca krizi...
Katar krizi...
Irak krizi..
Suud krizi...
İran krizi...
Suriye krizi...
Barzani ile referandum krizi...
Rusya ile kırmızı domates krizi...
Almanya ile İncirlik krizi...
ABD ile PKK/YPG krizi...
Reza Zarrab krizi..
Mafya babaları krizleri..
Ekonomik kriz..
Kıdem tazminatı krizi...
Kırmızı et krizi...
Zeytin krizi...
Meclis'te içtüzük krizi...
Uyum yasaları krizi..
Anayasa değişikliği krizi...
CHP ve MHP'de kurultay krizi...
ByLock krizi...
FETÖ raporları...
Siyasi ayak krizi...
Damat adaleti...
Kayınbaba şefkati!..
Hiç sordunuz mu?.. Almanya ile FETÖ'cülerin iade edilmemesi yüzünden kriz çıkıyor da, merkez üssü Pensilvanya olan zat ve muhteremlerin iade edilmemesi yüzünden neden ABD ile İncirlik krizi çıkmıyor diye... Neden, Mister Trump'a "go home" den(e)miyor diye...
Kriz manyağı ettiler bizleri, hangi birisine bakalım mı? Kime ne soralım şaşırdık mı?... Alıştınız tabii hazıra!... Gazeteci, kodesi boylamak pahasına araştırsın, bulsun, yazsın... Oh ne ala!.. Tabii ki bu bizim işimiz yapacağız da... Amma velakin, hiç aklınıza gelir mi? Ünlü şairin uyarıcı mahiyetteki "ürkütürsün vak vakları" dizeleri!.. Krizler... Krizler... Hele şu, damat adaleti, kayınbaba şefkati yok mu?.. "Toplum vicdanını çok kanatıyor. Bari şunun perde arkasını bir bilsek" dediğinizi duyar gibiyim. Kusuruma bakmayın. İsterseniz "paçası yememiş" deyin ama ben bir zaman fukarasıyım. Yukarıda saydığım kriz başlıklarının topuna birden baktım. Perde arkasından Nasrettin Hoca çıktı!
Bir gün Nasrettin Hoca pazara giderken çocuklar etrafını almışlar. Hepsi birer düdük ısmarlamış, ama para veren olmamış.
Hoca çocukların tümüne olumlu cevap vermiş:
- Peki, olur...
Çocuklardan yalnız biri, elinde para olduğu halde, Hoca'ya şunları söylemiş:
- Şu parayla bana bir düdük getirir misin ?
Hoca akşama doğru pazardan dönmüş. Yolunu bekleyen çocuklar hemen
Hoca'nın etrafını sararak düdüklerini istemişler.
Nasrettin Hoca, cebinden bir düdük çıkarıp kendisine para veren çocuğa uzatmış.
Ötekileri bağırmaya başlamışlar:
- Ya bizim düdükler nerede?
Hoca'nın cevabı kısa ve anlamlı olmuş:
- Parayı veren düdüğü çalar.
Araştırmacı aynı zamanda soruşturmacı gazeteciyiz ya!.. Bu krizlerin perde arkasının anlaşılamamasının tek sorumlusu havuz medyası mı diye en uzman kaynaklara sordum. Onun altından da Nasrettin Hoca çıkmasın mı!..
Nasrettin Hoca akşam üzeri evine doğru ilerliyormuş. Densizin biri gelip hocaya:
- Hocam biraz önce gördüm, adamın biri büyük bir tepsi baklava götürüyordu. Hoca cevap vermiş:
- Bana ne bundan.
- İyi de hocam adam baklavalarla sizin eve doğru gidiyordu.
- O zaman "sana ne" bundan?
Sahur vakitlerine kadar görüştüğüm üst düzey kaynaklardan edindiğim bilgilere göre; Nasrettin Hoca'nın yüzyıllardır devlete nasıl sızdığına ilişkin kapsamlı bir rapor da eli kulağındaymış. Hatta kırmızı kitaba da girecekmiş!.. Nasrettin Hocacılar yandınız. Yani; NASRETTÖ'cüler!..
Yazıya noktayı koyduktan sonra kendimi Arşimet sandım!..
