Krizde Arjantin'i geçtik

2001 yılında ekonomik kriz yaşayan iki ülke, Türkiye ve Arjantin için kriz ikizleri denilmiştir. Şimdi 2018 yılından beri Arjantin kriz içindedir. Türkiye de 2018 kur şoklarından sonra ve Hükümetin faiz inadı yüzünden krize girdi.

2001 krizini Türkiye daha hızlı atlattı. Ama Arjantin bocaladı… Çünkü Arjantin''de 2001 krizinin altında aynı zamanda demokratik sorunlar ve yolsuzluklar ve güven sorunu da vardı.

Genel olarak 2001 Arjantin krizinin nedenleri;

Suriye kökenli olduğu ve bu nedenle El Turco denilen Arjantin Devlet Başkanı Carlos Menem 1989-1999 arasında Arjantin Devlet Başkanlığı yaptı.

Arjantin''de tüm kamu kuruluşlarını özelleştirdi. O gün için gelir sağladı ve fakat Arjantin''in sonraki potansiyel gelir imkânlarını düşürdü.

Menem, küresel şirketlerden rüşvet aldı. Aslında Arjantin''in yakın siyasi tarihi boyunca sürekli yolsuzluklar yaşanmıştır. Rüşvet ve yolsuzluğun olduğu hiçbir ekonomi dikiş tutmaz. Çünkü çok açıktır ki yolsuzluk kaynakların etkin kullanılmasını engeller.

Arjantin''de özelleştirme sırasında yabancı bankaların payı artırıldı. Bu bankalar 2001 krizinde bir gecede yurt dışına 30 milyar dolar transfer ettiler ve krizi derinleştirdiler.

Arjantin''de Peron döneminde başlayan demokrasi sorunu giderek tırmandı. Başkanlık sistemi, darbeler, demokrasi zafiyeti yarattı.

2001 Türkiye krizinin nedenleri ise;

2000 yılında TÜFE yüzde 39 oldu, MB dolar kurunu program gereği yüzde 20 artırdı. Devalüasyon baskısı oluştu.

Kamu kesimi iç borç stoku GSYH''nın yüzde 61''ine ulaştı. Bütçe kaynakları faize gidiyordu.

Özel bankaların içi boşaltıldı.

Yüksek enflasyon devam ediyordu.

2001 krizinden sonra devalüasyon yapıldı. IMF ile birlikte Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı yapıldı. Bu program ile;

Kamu iç borç stoku ve faiz yükünü düşürmek için vergilerin artırılması ve tabana yayılması için yasal önlemler alındı.

Bankacılık mevzuatı değişti ve denetleyici kurumlar kuruldu.

Enflasyonu düşürmek için; tarımsal destekler yüzde 50 kısıldı. Maaş ve ücretlerin hedef enflasyona göre artırılması kararı alındı. (2001 ve 2002''de hedef enflasyon daha büyük çıktı.)

2001 yılında GSYH yüzde 5,7 daraldı ve fakat 2002 krizinde yüzde 7,8 büyüdü.

AKP iktidarının ilk yıllarında uluslararası sermaye akımlarının da yüksek olması, yabancı bankaların daha az olması (2001 yılında yüzde 26) nedeni ile Türkiye, krizin etkisinden çabuk kurtuldu. Ama Arjantin''de ayrıca hukuki ve demokratik altyapı bozuk ve güven sorunu da olduğu için Arjantin, belini doğrultamadı.

Bugün eğer CDS oranlarını kriter olarak alırsak uluslararası piyasalarda tahvilleri işlem gören ülkeler içinde en riskli tahvili olan ülke ve bu nedenle en yüksek CDS oranı Rusya''dır. Sonrasında baz puan olarak Türkiye (528,63), Brezilya (212,40), Meksika (127,77) ve Endonezya (103,91) geliyor. Arjantin tahvilleri, uluslararası piyasalarda işlem gören tahviller arasında verilmiyor. CDS baz puanı 1030''dur. Ancak Arjantin''de CDS oranları düşüyor, bizimkiler artıyor.

Enflasyona bakarsak; Arjantin''de Mart enflasyonu yüzde 55 oldu. Türkiye''de yüzde 61''dir.

Türkiye bugünkü krize nasıl geldi?

Hepimiz yaşayarak gördük. Ama mesele ''bu krizden nasıl çıkacağız'' meselesidir. Arjantin''in sürekli kriz içinde kalmasının nedeni, demokratik altyapının zayıf olması, başkanlık sisteminin kapsayıcı olmaması ve özellikle geçmiş iktidarların bugünkü gelir potansiyelini geçmişte kullanmış olmasıdır.

Böyle bakınca Arjantin örneği Türkiye için korkutucu geliyor. Zira mesele yalnızca ekonomik istikrar sorunu değil, demokratik ve sosyal sorunlar Arjantin''in geçmişine benziyor. Dahası Suriyeli ve Afganlı sorunu; diğer siyasi, sosyal ve ekonomik istikrar, sorunlardan daha ağır bir sorun olarak ortaya çıktı. Yine siyasi İslam''ın açık açık şeriat talebi, yerli ve yabancı sermaye için güven bunalımı yarattı.

Buna rağmen moralimizi bozmayalım… Çünkü Türkiye''de dinamik bir insan nüfusu var. Kurtuluş Savaşı tecrübemiz var. Zor zamanlarda çözüm geliştirme kültürümüz var. Mesele, krize doğru teşhis koymak ve doğru çözüm üretmektir.

Yazarın Diğer Yazıları