“Kritik MGK Toplantısı”
80’li yılların ikinci yarısında başladım gazeteciliğe... Haber mutfağı ve yazı işleri kadrosunun günler öncesi başladığı telaş, toplantı sonunda yine günler süren haber ve yorumlarla devam ederdi. Havuz medyasının tek elden çıkan “pişti”si gibi değildi ama manşetlerin çoğu “Kritik MGK Toplantısı” diye atılırdı. Nitekim o “Kritik MGK Toplantısı” manşetleri 90’lı yıllarda had safhaya çıkarken 2000’lerde AKP’nin iktidar olmasını sağladı. İlk yıllar “gizem” dolu MGK’lar, Özal ile beraber tavsamaya başladığı gibi kırmızı ışıkla “Çok Gizli” yazan toplantı salonlarındaki MGK toplantılarından önce sivil kanattan sızmalar gelirdi. Ankara gazetecileri MGK’ya giren bakanlarla irtibat kurabilmek için özel kalemlerinden, danışmanlarından hatta şoförlerinden kulis bilgileri koparabilmek için gecesini gündüzüne katardı. Atlatma haberler ile yine gece yarıları sayfalar yıkılır, şehir baskısına MGK da “Kim hangi konuda itiraz etti!” , “İmzalanan kararda hangi maddeler var” yarışına girilirdi ki okuyanlar, biraz bu işe kafa yoranlar, çoğu birbiriyle çelişen haberlere “vay be” nidalarıyla devletin ne kadar titiz çalıştığını zannederdi. MGK’nın “Genel Sekreterliği” AKP gelene kadar hep “asker”di. Genellikle “Korgeneral” rütbesinde ve ilerleyen yıllarda Kuvvet Komutanı olacağına kesin gözle bakılan bu paşaya ulaşmak mümkün değildi. Asker ketumdu. Ama MGK Genel Sekreteri’nin jest ve mimiklerinden bir şeyler çıkarmak da mümkün değildi. Bazı meslektaşlarımız MGK üyelerini “Poker oyuncusu”na benzetirdi. MGK’ya bağlı Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği’nin “Toplumla İlişkiler Daire Başkanlığı” adı altında aralarında sivil bilim adamlarının da bulunduğu bu birimden biriyle tanışıp, “devletin kılcal damarları”ndan bilgi alabilmek başlı başına maharet isterdi. Efsaneydi kısacası... Derken merhum Ecevit’in önerdiği Ahmet Necdet Sezer’in başkanlığındaki MGK’da anayasa kitapçığının fırlatılmasıyla bu efsane de çöktü...
Koalisyon hükümetleri esnasında MGK’ya katılan bazı bakan ve üyelerle görüşme şansı elde ettim. Nelerin konuşulduğunu, gündemin kim tarafından belirlenip, kimlerin teklif getirişini öğrendim. Başbakan, Bakan, Parti Genel Başkanlarının, parti yöneticileri ve tabanına izah etmekte güçlük çektikleri konularda “Bu MGK’da görüşüldü... Devletin aldığı kararları herkesin bilmesi mümkün değil. İleride niçin suskun kaldığımızı anlayacaksınız” türünden mazeretleri henüz çökmüş değildi. İsmi bizde saklı Başbakan Yardımcılarından birinin ricası üzerine seçimlerle ilgili bir rapor hazırlamıştım. Sunum esnasında altını çizdiğim gerçekleri bir türlü kabullenmek istemiyordu. “O zaman çıkın, basın toplantısı ile bunları vatandaşla paylaşın” dediğimde öfkelendi. “Siz MGK’da bizlerin neler konuştuğumuzu biliyor musunuz?” sözleri ile bizi paylamaya çalıştı. Tebessüm ederek “Evet MGK’da nelerin konuşulduğunu biliyoruz. Toplantı sonunda artık kararlar canlı yayında televizyon haberlerine yansıyor. Bir kaç saat sonra kimin kahve, portakal suyu içtiğini, kimin kaç defa tuvalete gittiğini de öğreniyoruz. Dolayısı ile bunlar artık sır değil” dediğimizde “beyefendi” çok bozulmuştu. Yıllarca her ay toplanan MGK’nın cilası dökülmeye başlayınca AKP hükümeti toplanma işini iki ve üç aya yaydı. Zamanla MGK demek, “RTE demek” anlamı yüklendi ki bu teşhis haksız da sayılmaz. MGK’nın “Kırmızı Kitap Efsanesi” de ilginçtir. İslamcı kesim neo-liberaller ve dönme-devşirme solcular “Kırmızı Kitap”ın demokrasiye aykırı dahası “NATO ve Gladyo” ürünü olduğunu savunurdu. Şu günlerde de aynı kesim “Kırmızı Kitap” a nasıl da sarılıyor. Ne de olsa “BaşBakan”ın emri... Kitap okuma alışkanlığı olmadığını dünyanın bildiği “BaşBakan”ın kitap yazmasına Türkiye’nin yarısı inanır oldu. 28 Şubat mağdurluğundan dem vuranlar 28 Şubat kararlarının alındığı ünlü MGK toplantısını yerden yere vururken, 10 saat 20 dakika süren MGK toplantısını yere göğe sığdıramıyor. Cadde ortasında, pazar yerinde kafalarına mermi sıkılarak şehid edilen askerlerimizin katillerinin, maden facialarının sorumlularının, Suriye ve Irak meselesinin, IŞİD’in, İmralı’daki bebek katilinin şantajlarının, yargıdaki adaletsizliğin ve de bilumum müptezelliğin sebep-sonuç ve faillerinin Kırmızı Kitap’ta yazılı olduğuna inandırılmaya çalışılıyor halkımız. Kimse kusura bakmasın bir dönem bizlerin bile ciddiye aldığı MGK toplantılarının mini versiyonları köy kahvelerinde, meyhanelerde ve kadınların altın günlerinde yapılıyor. “Kritik MGK Toplantısı” manşetleri ile planlı, programlı olarak iktidara taşınan AKP, aynı manşetlerle eninde sonunda yolcu edilecektir.