Köşkte çay servisi yapanlara duyurulur!
Yaklaşık iki yıldır pandeminin meydana getirdiği sosyal kopuşun, asosyal duruşun, sosyal mesafe açılışının ve ekonomik çöküşün meydana getirdiği toplumsal sorunlar davranış bilimleri, sosyal güvenlik ve sosyal psikoloji yönünden acil çözüm beklemektedir.
Bu sorunlardan en önde gelenleri ülkenin gündemini meşgul etmesi gereken en önemli konu olarak ekonomi, verimlilik, etkinlik, üretkenlik ve istihdam sorunlarını sayılabilir. Bu anlamda gelir-gider, ithalat-ihracat, yatırım-tasarruf, arz-talep, üretim-tüketim konuları acil çözüm beklemektedir. Cari açık, sıcak para, enflasyon ve devalüasyon gibi mali konuları da bunlara ilave edilmesi gerekir.
Birileri utanmadan hala seçim, aday, laiklik, dua, anket, anayasa vb. tartışılıyor. Siyaset ve medya her zaman olduğu gibi sebepleri değil sonuçları tartışıyor ve tartıştırıyor. O meşhur atasözüyle söylersek "sürü elden gitmiş birileri alaca dana hesabı yapıyor".
Ülkenin gerçek sorunu olan ekonomik, sağlık, eğitim ve diğer toplumsal sorunlar geri plana itilirken şahıslar, adaylar, anketler ve seçimler gündemi meşgul ediyor. Adayın kim olacağı kadına şiddetten, ittifakların durumu boşanmalardan, anketler ise yolsuzluktan daha fazla gündemi meşgul ediyor.
Günlük gazetelere baktığınızda ülkenin gerçek sorunlarının neler olduğu görülüyor. Kadına uygulanan şiddet, çözülen aile, zamlar, sosyal yozlaşma, cinayetler, intiharlar, boşanmalar, tacizler, yolsuzluklar, rüşvetlerle gazeteler ağzına kadar dolu.
Zıvanadan çıkma belirtileri!
Meydana gelen bazı olayları duyunca insanların akıllarını yedeğe aldığı, vicdanlarını tatile çıkardığı, insanlıklarını da unuttukları görülüyor. Olmaz denilenler oluyor, akla gelmez denilenler rutin hale geliyor, yaşanmaz denilenler yaşanıyor.
Son bir ay içinde yaşanan birkaç olgu her şeyi özetler durumdadır:
Geçtiğimiz günlerde Tekirdağ''da trenle minibüs çarpışıyor. Bu kaza sonucu 6 insan vefat ediyor. Kazayla ilgili olarak TCDD makinisti, sosyal medyadan "Bendeki leş sayısı onaltı. Altı kişi daha lazım iki takım daha kurmam için" diye yazdığı medyaya yansıyor.
Diğer bir olgu da Kayseri''de yaşanıyor. Bir şahıs maddi durumu iyi olmayan kadınlarla anlaşarak para karşılığı onları falakaya yatırıyor. Ve onların görüntülerini çekiyor. Falakaya yatırılan kadınlardan güzellere 500 lira, çirkinlere de 250 lira ödendiği haberlere yansıyor. Adam bütün bunları internet fenomeni olup para kazanmak için yaptığını açıklıyor.
Üçüncü olgu da salgın dolaysıyla yapılan aşılarla ilgili. İstanbul Mali Suçlarla Mücadele ekipleri ihbar üzerine İstanbul''da, sahte aşı kartı düzenlemek suçlamasıyla 6 kişiye operasyon düzenliyor. Özel bir hastanede çalışan 3''ü hemşire 6 kişi operasyonla gözaltına alınıyor. Hemşirelerin sahte kartların yanı sıra dolu aşı şişelerini 150, boşları ise 20 liradan sattığı ortaya çıkıyor.
Bir insan düşünün ki şu veya bu şekilde ölümüne neden olduğu insanlara "leş" diyor. Altı kişi daha ölürse iki takım kuracağını söylüyor. Bir insan düşünün ki 250 liraya onurunu falakaya yatırıyor. Bir başkası para karşılığı insanların sağlığını satıyor. Dahası kendi halinde uyuyan bir hayvanın üzerine kaynar su döken görevliden, evlatlarını kurşuna dizen imama ya da ailesini katleden evlada ilişkin cinayetler sıradan hale geldi. Yaşananları vakayı adiyeden diyerek geçiştirmek mümkün değildir.
Yaşananlar gösteriyor ki olaylar bireysel değil toplumsaldır. Adeta vahşilik, sıra dışı cinayetler, intiharlar, şiddet ve boşanmalar toplumsal salgın haline gelmiştir. Olan biten yoksulluk, işsizlik, çaresizlik, geçimsizlik ve psikolojik yapıyla ilgili olduğu kadar sistemle de ilişkilidir. Sistem insanları onur ile konfor, ekmek ile erdem, ot olmakla diş olmak arasında bir tercihe zorluyorsa yaşananlardan daha kötülerine hazır olmak gerekir. Toplum alarm veriyor. Sırça köşklerde çay servisi yapanlara duyurulur.