Korona geldiği gibi gitti mi?..

Salgının yayılmasını engelleyip kontrol altına alma çabaları çerçevesinde büyük şehirlerde uygulamaya sokulan hafta sonları sokağa çıkma yasağı ne olduysa birden ortadan kalktı. Ardından 18 yaş altına tamamen kaldırılıp 65 yaş üstü için de kısıtlamalar gevşetildi. Böylece herşey ev hapsindeki çocukların ve yaşlıların istediği hale geldi. Ortalığa bakarsan her şey güllük gülistanlık gibi... Sokaklar dolu, dolu... Gençler vur patlasın çal oynasın havasında.

Biri çıkıp bu manzaraya açıklık getirsin... Korona virüs memleketi terketti de bizim mi haberimiz olmadı?..

İnsan "Ne oluyoruz?" demekten kendini alamıyor. Yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik, hızlı normalleşme maceramızın faturası ağır olmasın.

Bu arada aklımın ermediği, kısıtlama döneminde sokağa çıkma yasağını ihlal ettiğ için 3.150 TL ceza yazılan gençler bu paraları nereden bulup ödeyecek? Bu paralar nasıl tahsil edilecek?..

Tarihle hesaplaşmak

Bir gün önce gündem Ayasofya'ydı. Bu kez başka bir fırtına Tarafsız Bölge'nin gündemine girdi. Ahmet Hakan'ın programında ana mönü eski Genel Kurmay Başkanı İlker Başbuğ'un ifadeye çağrılmasıydı. Programda AK Parti Tanıtım ve Medya Başkan Yardımcısı Emre Cemil Ayvalı öncülüğünde kıymetli bir asker asılmaya çalışıldı. 2 eski milletvekili de ona takviye olarak alınmıştı.

Türkmen kardeşlerimiz

İçeride bunlarla meşgulken yanı başımızdaki Türkmen kardeşlerimizin Irak'ta hükümet kurulma sürecinden dışlanmaları ciddi bir sorun olarak ortaya çıkmakta. Nitekim MHP lideri Devlet Bahçeli de "Şu gerçeğin altını kalın olarak çizmek isterim ki, Türkmenlerin yeni kurulan hükümette gözardı edilmesi tarihi ve trajik bir yanlıştır. Bu yanlışın vahim sonuçları olabilecektir." açıklamasıyla bu soruna dikkat çekti. Türkmenlere sahip çıkılması konusunda hangi partiden olursa olsun ülkemizde ortak bir siyasi mutabakat var. Ancak bu mutabakat onların sorunlarını aşmamızda pek yeterli olmuyor.

HDP'nin nafile turları

Halkın gözünden hiç bir şey kaçmıyor. HDP şimdi de CHP ile ittifak kurmanın peşine düştü. İki milletvekillerinin CHP'li Enis Berberoğlu'yla birlikte Meclis'ten ihraç edilmesini yakınlaşma fırsatına dönüştürmek isteyen HDP bu vesileyle CHP'ye daha fazla asılmaya başladı. Seçime bunca zaman varken CHP ile yakınlaşma manevralarına hız vermesinin ardındaki sebep HDP oylarındaki düşüş değil de nedir?

AKP'ye çalıştılar

Son yerel seçimlerde CHP'ye attıkları kazığı unutmuş görünüyorlar. CHP'nin kazanabileceği yerlerde mutlaka aday çıkarıp başkanlıkları AKP'nin almasını sağlamışlardı.

Tekerrür mü?

2002 yılında HADEP'in yerine kurulan DEHAP'ın seçime katılamayacağı itirazını yapan Tansu Çiller değil, o dönemin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu'ydu. 16 Ekim 2002'de suç duyurusunda bulundu. 23 Ocak 2003 tarihinde eski DEHAP Genel Başkanı Mehmet Abbasoğlu ve 27 kurucusu hakkında "resmi belgede sahtecilik" yaptıkları iddiasıyla dava açtı. Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi de sözkonusu kişileri mahkum etti. DEHAP'lılar kararı temyiz ettiler ve seçime girme hakkını kazandılar. Seçim sonucunda aldıkları oy yüzde 6.2 idi. İlginç olan bugünkü anketlerde de aynı oy oranında görünüyorlar.

Bakalım ilk girecekleri seçimde tarih tekerrü edecek mi?

Düzeltme

Anayasa Mahkemesi'ndeki yemin töreniyle ilgili yazımda bazı hatalar oldu. Yaptığım düzeltme ile meseleyi anlatmaya çalıştım ama yenisine ihtiyaç duyuldu. Şöyle ki; AYM Başkanı Sayın Zühtü Arslan, geçmiş dönemde Erdoğan'la birlikte Rize'de çay toplayan ekibin arasında değildi. Hanımefendi olarak kastettiğim kişi ise törende olmayan emekli Danıştay Başkanı idi...

Düzeltir, özür dilerim. (B.A)

Günün sözü:

Büyük zaruretler insanı küçültür. Küçük zaruretler ise ufaltır. Johann Wolfgang von Goethe

dfs-004-001-011-001-001-001-002-016.jpg

Yazarın Diğer Yazıları