Korkunun çılgınlığı...
Vatandaşın zekâ seviyesiyle alay ederek “hayaldi gerçek oldu” diyen AKP’nin foyası meydana çıktı. Hava Kuvvetleri Komutanlığına getirilecek olan Orgeneral Bilgin Balanlı’nın tutuklanmasından muhtıra bekleyen Recep Bey ve taifesi avucunu yaladı. Bülent Arınç’ın tahrik edici konuşmalarına cevap gelmeyince yine asker tutuklayıp tahrik etme metodu bu defa tutmadı. Genelkurmay Karargahı planı farkedip sağduyuyu elden bırakmayarak Recep Bey’in elinden seçim öncesi kozu alarak Yaşar Büyükanıt’ın “e-muhtırası”nı tekrarlamayarak tarihi bir görevi yerine getirdi. Zaten genişletilmiş olan Hasdal Askeri Cezaevine bin subay da tıkılsa personel tayin yeri olarak algıladığı için Recep Bey’e prim veren yok. Ama AKP mutfağı fokur fokur kaynıyor. Psikolojik harp uzmanları bu defa ülkücüler üzerinden yeni senaryoları sahneye koymaya gayret ediyor. Neymiş efendim MHP’nin Diyarbakır mitinginde olaylar çıkacakmış. Maksat bir taş ile birden fazla kuş vurmak. Bir taraftan ülkücüleri olay çıkarmak ile karalamaya çalışırken, diğer taraftan MHP’nin Diyarbakır mitingini iptal ettirmek hedefleri. “Böylece Sivas’ın öte yanına gidemiyorlar” iddiasını doğrulatmaya çalışan Recep Bey çok hırçınlaştı. İktidarın avuçlarının arasından kayıp gittiğinin farkına varan Recep Bey hırçınlaştıkça hata yapıyor. Ağzından çıkanı kulağı duymuyor. Hopa’daki olaylardan sonra Trabzon’da gördüğü karşılama moralini fena bozmuş. İkinci sarıdan sonra kenara atılacağını bildiği için seyirciyi tahrik edip hakemi etkilemeye çalışıyor. Maçın bitimine dakikalar kala asıl amacı maçı tatil ettirmek. Ne de olsa federasyon elinde. Allah bilir hükmen galibiyet kararını aldırmıştır bile. Nitekim Kayseri’de AKP’li Sadık Yakut “maçın sonucu belli” itirafında bulundu.
İstanbul’da ülkücülerin gözaltına alınması başlı başına hukuk garabeti, üstelik görevini yapmaya İstanbul Emniyetine giden Av. Mehmet Taşdelen’in de gözaltına alınışı insan hakları ihlali değil mi? Ülkücülerin kaset olaylarından sonra kenetlenerek MHP’ye ivme kazandırmasını hazmedemeyen AKP son ankete fena bozulmuş. Açıklanan rakamlar AKP’den 5 puanın MHP’ye geçtiğini gösteriyor. Bir de açıklanmayanı hesaplarsanız AKP’nin yüzde 30’ların altına düştüğünü görürsünüz. Korkan insanların kokusunu herkesin duyamadğı gaz salgıladığı bilimsel bir gerçektir. Ama korkunun ecele faydası yok. Recep Bey ve taifesini korku kaplamış. Son bir gayret ile alamayacağı risk yok. Hukuku askıya alıp, kolluğu memur ettiğine göre her türlü çılgınlığı yapabilir. İstanbul notlarımı okuyan aksakalımız Ahmet Çıngıllıoğlu aradı. 50 yıldır Beykoz’da ikamet eden Ahmet Amca, CKMP, MHP, MÇP dönemlerinin ilçe başkanı olan ulu bir çınardır. “40 yıllık komşum olan hanım gelip ‘Ahmet Bey, ben CHP’liyim bilirsiniz. Ama Tayyip’e ayağa kalkmayan Engin Alan için MHP’ye oy vereceğim’ dedi. Buna benzer çevremde yüzlerce insan var. Bunu da yaz” sözleri ile 80’e varan yaşına rağmen mücadele azmini yansıttı.
Bir önemli not da Silivri’ye dair. Bu sütunlarda değerli gazeteci arkadaşım Müyesser Yıldız’ın durumunu defalarca yazdım. Bugün duruşması var. Tek gıdası olan simit alıp gideceğim. Ama Müyesser’in durumu içler acısı. Üstelik bu defa ölümle tehdit ediliyor. Bu yüzden gece yarısı koğuşundan apar topar alınıp yalnız bir hücreye kondu. Özel Harekatın eski Daire Başkanı İbrahim Şahin’i telefonla kandırdığı tespit edilen Fatma Cengiz adlı tutuklu ölümle tehdit ediyormuş Müyesser’i... Yıldız’ın avukatı kanalı ile gönderdiği mektup “Yenitan ve Güncelmeydan” sitelerinde yayınlandı. İşin üzücü tarafı Müyesser’den önce yıllardır tutuklu bulunan kadınların O’na karşı tutumu. Detaylarını duruşma notları ile beraber önümüzdeki yazıya bırakıyorum.