Lig'in kadro kalitesi olarak üst düzeyde ve en disiplinli takımına karşı oynamak sanılandan da zor...
Üstelik yönetimsel anlamda sıkıntılı bir süreçten geçerken...
Hem de oyun ve oyuncu eksikliğinin de baskın olduğu bir dönemde…
Konyaspor, bu maçı kazanmış ya da kaybetmiş çok da bir önemi yok artık…
Ligin boyu kısalıyor ve Konyaspor forması taşıyanlar gayet rahat…
Konyaspor’lu oyuncuların ligden düşme gibi bir endişeleri yok, maalesef yönetime yardımcı olma anlamında kasaya 3-5 kuruş koyma gibi istek ve arzuları da yok!
Siz bakmayın kırmızı görmüş boğa gibi saldırmalarına…
Saldırıyor gibi yaptılar…
Lig bitse de evimize gitsek havasındalar…
Dolayısıyla, Konyaspor kulübünün kötü yönetilmesine ve futbol takımın da 2-1 yenilmesine rağmen, ligde tutunacak olmasını önemsiyorum…
Ekonomik sıkıntılarla birlikte, basketbol takımı ile 1922 Konyaspor’un puantajdaki durumlarının da iç açıcı olmadığı bir gerçek…
Bir başka gerçek ise taraftarlar ile yönetimin arasındaki iplerin gerilmesi ve elmanın içine kurt girmesi…
Konyaspor’daki bütün bu olumsuzluklar, maalesef sır değil…
Örneğin basketbolcuların bildiri yayınlaması ve şampiyonluk primlerinin kendilerine verilmediğini kamuoyuyla paylaşmaları gibi!
xxx
Maça gelince…
Bir hayal kırıklığı ya da sürpriz değildi bu yenilgi...
Stoper Adil’in olmaması da…
Diğerlerinin de…
2-1’lik bu yenilgi, üç aşağı beş yukarı beklediğim bir durumdu, 1-1’lik Antalyaspor oyunu ve skorundan sonra...
Perşembe'nin gelişi Çarşamba'dan belli olur misali...
Ümraniye ve Antalya maçlarında sinyaller verilmişti...
Net bir şey söylemek gerekirse, temsilcimiz Antalya maçında olduğu gibi, Adana Demir maçında da “deve” gibiydi...
Doğru bir tarafı yoktu...
Diyeceksiniz ki, “sonuçta bu bir futbol...”
Mutlaka kazananı ve kaybedeni olacak...
Eyvallah...
Ama, niye kaybeden Konyaspor olsun?
Hem kendi evi, hem de kendi seyircisi önünde…
Üstelik rakip 50 dakika bir eksik oynarken…
2-2’lik Ümraniye ve 1-1’lik Antalyaspor maçlarından sonraki yazılarımda da ifade etmiştim...
Takımın hiçbir şey oynamadığını...
Hiçbir şey oynamadığı için de sürekli puan kaybettiğini...
Bakın maçın tamamına...
Sahanın en iyisi kim?
“Şu” diyemem…
Bu da demek oluyor ki, Konyaspor kendi sahasında mahkum bir oyun ortaya koymuş...
Muhammet Demir ve Mame Diouf ikilisi ile Antalyaspor önüne çıkmak, maalesef gol kısırlığına ilaç olmadı...
Çünkü, bu iki oyuncuyu daha çok topla buluşturmakta zorlandı orta saha oyuncuları...
Bu maçta da farklı bir durum olmadı…
Oyunda kaldığı sürece yeterli desteği göremedi Mame Diouf…
Daha sonra oyuna giren Muhammet Demir’de…
Ümraniye ve Antalya hezimetlerinden sonra, Konyaspor'un, Adana Demirspor’a bir sürpriz yapacağı beklentisi maalesef boşa çıktı ve hedefi Avrupa olan konuk takım önünde istediği sonuca ulaşamadı…
Hatlar ve oyuncular arasındaki uyumsuzluk bana göre maça damgasını vurdu…
Oyuncuların kişisel beceri noksanlıkları ve üç pası bir arada yapamamalarını da eklersek olumsuzluklara, bu anlayışla skoru değiştirmek ya da öne geçmek mümkün değildi…
Hele de orta saha…
Detaylarını yazmayacağım…
Ama, kalan maçlarda Sırp Hoca Aleksandar’ın işi hiç de kolay olmayacak gibi…
Hem oyun, hem de oyuncu yokluğu ile başı epey ağrıyacak gibi!
Topu öne taşıyamayan, ileri ikiliyi topla buluşturamayan, kanatları rakip için önemli bir tehdit haline getiremeyen bu orta saha kurgusu ile Aleksandar Stanojevic’in işi zor!
Konyaspor 3 haftadır pozisyonsuz maç bitiriyor...
Elle tutulacak tek bir net pozisyonu yok takımın...
Dahası, Konyasporlu futbolcular adeta futbol oynamayı unutmuş bir görüntü verdiler son haftalarda…
Kısacası; Konyaspor ne yaptığını bilmez bir görüntü vererek bir haftayı daha zararla kapattı.
xxx
Maçın hakemi ile ilgili söz etmek gerekirse, zaman zaman Konyaspor aleyhine ince ince düdükler çaldı...
Penaltı kararı tartışılır…
VAR niye var?
Neden çağırmazlar?
Bir Adanalılara, bir de Konyaspor’a çaldığı düdükleri gözünüzün önüne getirin, nasıl bir eyyam yaptığını daha iyi anlamış olursunuz…
Adana Demirspor’un 2-1’lik galibiyetinde hakemin katkısını unutmamak lazım.
