Kongre ve kangren!

AKP’nin dün gerçekleştirilen “Büyük Kongresi”nde ülke meselelerinin niye “kangren” haline geldiğini gözlerimizle gördük, kulaklarımızla şahit olduk.
Bu kafa ile şehit cenazeleri 10’ar 10’ar gelmeye, vergi olarak toplanan her 100 liranın 17’lirası faize gitmeye devam eder. Çünkü “Hasta, hasta olduğunu” bir türlü kabul etmiyor. Sayın Erdoğan bir yandan “Sevgi medeniyetinden” bahsediyor, Osmanlı’nın Ulu Çınarı altında “ayrımcılık olmadığından” dem vuruyor, “Biz asla ayrımcılık yapmadık, kimseyi ötekileştirmedik” diyor, diğer yandan Yeniçağ, Sözcü, Cumhuriyet ve Aydınlık gibi gazetelere kurultayı incelemelerine izin vermiyor. Yani, ya ne yaptığını bilmiyor, ya bile bile ve gözümüzün içine baka baka doğru söylemiyor. Oysa aynı AKP, daha dün TSK’nın mesela Vakit’e ambargo uygulamasını yerden yere vururdu. Dün eleştirdiğini bugün kendisi için hak gören bir iktidar, bir lider, bir parti “Türkiye’nin tamamının lideri, partisi, iktidarı” olabilir mi? Elbette olamaz, amma o, öyle olduğunu zannediyor.
Bir kişi, kurum veya bir şey, “kendisini, olmadığı o şey zannediyorsa” problem gerçekten çok ciddi ve büyük demektir.
Türkiye’nin tamamının partisi ve iktidarı olduğunu söyleyen Erdoğan, müflis bakkallar gibi CHP’nin eski defterlerini karıştırıyor, camileri müze ve ahır yapmışlardı diyor, buradan nema devşirmeye çalışıyor. Bugün CHP’de camileri müze ve ahır yapmak isteyen birileri var mı? Yok! Öyleyse niye halkın bir kesimini halkın bir kesimine hedef gösteriyorsun? İnsanın aklına tek ihtimal geliyor. BOP Eş Başkanı olarak, birlikte hareket ettiği Haçlı ve Siyonist dünya Irak’ta camileri Haçlıların kışlası haline getirdi, Kur’an’lar yakıldı, Kur’an’a daha çirkin fiiller tertip edildi, Afganistan’da Müslüman şehitlerin cenazelerine bevl edildi, sen bu kişiler için, “Vatanlarına sağ salim dönsünler” duasından başka ne yaptın? AKP Kongresi’nde ABD’nin bu adiliklerine iki çift laf edebildin mi?
PKK terörü hakkında bir şeyler söylemese olmazdı, Erdoğan o konuda da bir iki çift laf etti. “Terörün piyasası oluştu” dedi. Doğru söyledi, tamam da, bu piyasadan en çok kim nemalandı? Sayın Erdoğan, PKK militanları ile kucaklaşan BDP’lilere Meclis’ten defolun demeye getiren mesajlar gönderdi, ardından da, Öcalan’la görüşmek gerekiyorsa Oslo süreci yeniden başlayabilir demeye başladı. Bu ne demektir? Bu, “PKK ile kucaklaşan milletvekili ile görüşmem, amma milletvekilini kucaklayan o Kalaşinkoflu militanlar var ya, işte onlarla görüşebilirim” demek değil mi? Öcalan o militanların papazı değil mi?

+++

Kongre’de Bahçeli Ruhu
Bu Kongre’de Sayın Devlet Bahçeli’nin ruhunun da hazır bulunduğunu söylersek, abartmış olmayız.
Biliyorsunuz AKP, derleme, toplama, yani bütün eğilimlerden bir pazıl sanki.. Hayır, küçümsemiyorum, aksine, Erdoğan’ı takdir ediyorum. Böyle olduğu, yani bir “dava birlikteliği” değil bir “iktidar ittifakı” olduğu için Erdoğan salondakilere, “Yol arkadaşlarım” diye seslenmeyi tercih etti.
Biz bu sözü bir yerlerden hatırlıyor gibiyiz, öyle değil mi?
Biliyorsunuz, bir “dava partisi” olan, çileli bir “ülküdaşlık geçmişi” bulunan MHP’yi de Sayın Bahçeli, “Dava arkadaşlığından ve ülküdaşlıktan” çıkarıp “Yol arkadaşlığı” çizgisine indirdi. Ve birlikte yürüdüğü “yolcuları” ile kendi politikaları hakkında itirazı olan otuz yıllık dava arkadaşlarını tekme tokat parti dışına attı ve o yol kimi zaman Abdullah Gül’e desteğe, kimi zaman yerel seçimlerin öne alınmasına destek vererek AKP’ye arka çıkmaya kadar uzandı, uzanıyor..
AKP kongresinde Devlet Bey’in ruhu da vardı deyişimiz, işte bundandır. Daha söyleyecek çok şey var, lakin sözün tamamı deliye söylenirmiş...
...
Diğer bir konu...
Erdoğan, AKP’li hanımlara seslenirken, “Kış demediniz, yaz demediniz kapı kapı dolaştınız garip gurabayı buldunuz, onların elinden tuttunuz” dedi, doğru söyledi.. Bu sözün bir anlamı da sizin sayenizde Fak-Fuk Fon imkânları başta olmak üzere devletin bütün kaynaklarını kullanarak AKP’ye oy taşıdık demek değil mi?
Ne diyelim...
“Milleti bu BOP Eş Başkanı’na muhtaç edenler utansın” diyelim, bitirelim bari...

Yazarın Diğer Yazıları