Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Özcan YENİÇERİ
Özcan YENİÇERİ

Komutan düşmanlığı bu kez erken başladı!

30 Ağustos yaklaştıkça komutanlara ve özellikle de Genelkurmay Başkanlığına gelmesi beklenen Orgenerallere yönelik itham ve iddialar artmaktadır. Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın Genelkurmay Başkanlığı’na atanması arifesinde Şemdinli’de meydana gelen olaylar kullanılmıştır. Daha sonra Orgeneral İlker Başbuğ’un atanması sırasında da Başbuğ’un Mescidi Aksa’da çekilen fotoğrafları devre dışı bırakılmış Ağlama Duvarı önünde çekilen fotoğraflar basına servis edilmiştir. Terfisi beklenen diğer komutanlarla ilgili olarak da aynı oyun ortaya konulmuştur. Bütün bunlar gerçekçilik, gazetecilik, demokrasi ya da hukuki duyarlılıklar nedeniyle değil büyük bir oyunun küçük parçaları olarak piyasaya servis edilmiştir.

Henri Barkey fitnesi!
TSK’nın komuta kademesine yönelik yıpratma kampanyalarının iç ve dış odakların işbirliği ile yürütüldüğü açıktır. TSK’ya karşı dinleme, izleme ve görüntüleme operasyonlarına CIA ve Mossad’ın katkısı olmadığına inanmak için hiçbir neden yoktur. Bu konuda medyaya yansıyan bazı haberler konuya ilişkin önemli ip uçları vermektedir. Bunlardan birisi de Henri Barkey’in açıklamalarıdır. Kürt Raporları ile iktidara açılımın yol haritasını çizmiş olan CIA ajanı Henri Barkey, Wodroow Wilson Center’de “Türk Ordusunun Rolü Üzerindeki Kriz” başlıklı toplantıda özet olarak şunları söylüyor: “Türkiye’de AKP ile ordu arasında kavga yoktur. Süreci daha büyük çerçevede, sivil-asker, toplum-asker arasında bir olay olarak görmek gerekir.” Barkey, Ağustos ayında TSK’da komuta kademesinin değişeceğini, Genelkurmay Başkanlığı’na şimdiki KKK Orgeneral Işık Koşaner’in gelmesinin öngörüldüğünü belirterek, Koşaner’i çok farklı bir kişilik olarak nitelendirmiştir.

ABD’ye adanmamış olanlar!
Henri Barkey, bir anlamda ABD’nin taleplerini ve temennilerini dile getirmektedir. Barkey, aslında ABD ve Batı’ya karşı duruş sergileme ihtimali olan askerlerin komuta kademesine gelmesine karşı şimdiden tedbir üretilmesini istemektedir. Bu bağlamda Ümraniye soruşturması sırasında sorgulananların tamamına yakınının ABD’nin çıkarlarına adanmamış kişiler olması da üzerinde durulması gereken bir husustur. Birilerinin NATO’nun en büyük orduları arasında yer alan TSK’nın komutasının ABD’ye bağlı olmayan komutanlara bırakılmayacak kadar önemli olduğunu düşündükleri anlaşılmaktadır.
Askerlere yönelik son iddia ve ithamların da bu bağlamda düşünülmesinde yarar vardır. Birilerinin hesaplarını bozabilecek askerleri bir biçimde cunta, plan ya da çete soruşturmalarıyla ilişkilendirerek terfi etmelerini engellemek gibi bir strateji izledikleri intibaını veren belirtiler vardır. Ümraniye soruşturmasından Balyoz’a kadar uzanan darbeler ve davalar serisinde bazı komutanların isimleri özellikle bu iddia ve ithamlarla muhatap edilerek yıpratılmaktadır.
Komutanlara yönelik saldırıların mevsiminin ABD’den erken başlatılması üzerinde durulması gereken önemli bir gelişmedir. Bu bağlamda önümüzdeki günlerde üst düzey komutanlara yönelik itham, iddia ve iftiraların yoğunlaşması beklenmelidir.

Yazarın Diğer Yazıları