Kolay gelsin Balbay..

Önce özür borcumu yerine getireyim; Kıymetli meslektaşım Mustafa Balbay’ın mahpushaneden  gönderdiği mektubuna cevap vermekte elimde olmayan sebepler yüzünden geciktim.
Ümraniye davasından hüküm giydikten sonra Silivri’den Sincan cezaevine getirilen, ailesine ve sevenlerine dört duvar içinde biraz daha yakınlaşan Balbay’ın direnci ve mücadele azmi  gerçekten takdire şayan. Her zaman güler yüzü ve samimiyetiyle tanıdığım, beraber birçok yerde haber peşinde koşuşturduğumuz Balbay’ın mektubunu sizlerle paylaşayım;



“Ankara’ya gelişle birlikte ‘merhaba’ demek istedim.
Gelişmeleri sen de yakından izliyorsun. Uzun uzun anlatmama gerek yok. Bu acılı günleri aşacağız ve ‘Türkiye Ankara’dan yönetilir’ diyenler kazanacak. Ben de kalemi elden bırakmadan, milletvekilliğinin de hakkını vererek mücadelenin içinde yer almaya devam edeceğim.
Türkiye’nin ortak paydalarını çoğaltma mücadelesinde Yeniçağ’ın da sayfalarında yer vermeye değer bulacağına inandığım politikalar üretmeyi hayal ediyorum.
Özgürlükte buluşmak dileğiyle sana ve senin şahsında tüm Yeniçağ çalışanlarına selamlar, sevgiler sunuyorum.
İyi çalışmalar.”

İşte böyle!.. Adam gibi adam Mustafa Balbay  Ankara’nın kokusunu alır almaz mücadele ateşini daha da yükseltmiş. Danışmanları ile konuştum,Balbay’ın sağlık durumunun çok iyi olduğunu söylediler.Sincan cezaevinde konulan 5 kitaplık ambargonun da üstesinden gelip hücresine kütüphanesini kurmuş.Eminim ki; Balbay, milletvekilliğin  yalnızca TBMM Genel Kurulu’nda parmak indir kaldır olmadığının en iyi örneklerini  dört duvar arasından herkese gösterecek.Dar günleri aşıp,özgürlükte buluşacağımızdan hiç mi hiç şüphem yok.
Anayasamızın 3’ncü maddesini değiştirmek isteyenler ise geldikleri gibi gidecekler.

 


Azrail’e davet
çıkaran duraklar

Uzun yol seyahatlerinde en çekindiğim ve dikkat ettiğim noktalar-ölümlü kazalara çokça sebep olduğu için-mola tesislerinin giriş ve çıkışlarıdır.Maalesef, bu acıyı geçtiğimiz Salı günü en yakından çekenlerden biri oldum.Oğlunun düğününü yaptıktan sonra Ankara’dan Mersin’e gitmek için yola çıkan canım teyzem ve eniştemi acı bir trafik  kazasında kaybettik.Rahmetliler,Ankara’dan çıktıktan sonra  Konya yolu üzerindeki Türkiye Şoförler Federasyonunun Kulu dinlenme tesislerinde kahvaltı için mola verdiler.Mola çıkışında rahmetli eniştemin bir anlık dalgınlığı sebebiyle kullandığı araca TIR çarptı ve  ikisi de hakkın rahmetine kavuştu.
Gidip gelenler o yolu iyi bilirler.Tesis ,güya duble olan Ankara-Adana Karayolunun Konya makasa gelmeden Ankara’ya geliş tarafında ve her iki taraftan da  araç  girişine açık iki mekandan biri.Diğeri bir Konya milletvekiline aitmiş.TŞOF’un tesisi  özellikle ters yola dönecekler için (kimse bana yoldaki uyduruk çizgileri vs anlatmasın) kazaya çok müsait.
Niyetim; kimseye suç atmak değil,büyük bir ihmal için yetkililerinin önlem almasını sağlamak, dikkatlerini çekmek ve  Türkiye’de çok ucuz olan insan hayatı için bir kez daha “yeter artık” demek.
Maalesef ,söz konusu bölge ölümlü kazaları ile meşhur.Kulu ilçe Jandarma Komutanlığı neredeyse bütün mesaisini trafik kazalarına ayırıyor.Defalarca hem komutanlık hem de kaymakamlık makamı, Ankara’ya  olup bitenleri gayet iyi izah eden “gelin inceleyin ve önlem alın” yazıları yazmış.Ama tınlayan olmamış.Kulu Jandarma komutanlığının bölgede trafik kazalarının önüne geçmek için büyük çabası var.Teyzem ve eniştemin de vefat ettiği kazanın ardından Karayolları Genel Müdürlüğüne  “heyet gönderin,inceleme yapılıp tedbir alınsın” yazısı bir kez daha gönderildi.
Sürücü  ve yol hataları Türkiye’nin acı bir gerçeği.
TŞOF Kulu tesisleri günde 10 çay  20 tost daha az satmakla batıp,iflas etmez.Patlak yolları tekrar tekrar ihale eden Karayolları  ihale masalarından kalkıp bir zahmet  Ankara’dan Kulu’ya kadar gidiverirlerse acı gerçekleri yerinden dinlerler.Oraya bir  üst yol mu yapılır veya diğer tesislere uygulandığı gibi tek yöne mi açılır?.. O uzmanların işi.Ama ne yapılacaksa bir an önce yapılsın!..
Bir çift sözüm de  güya duble yollar için olacak.Çok sık seyahat ettiğim Ankara-Mersin yolundaki  duble yollar patlamaktan slalom pistine dönmüş. Ani yön değiştirmelerle devamlı birinden girip diğerinden çıkıyorsunuz.İstanbul olimpiyatlarını alamadınız ama kar yağdığında kış olimpiyatlarına talip olun.Gurur duyacağınız,çok iyi bir slalom pisti olmuş!..

Yazarın Diğer Yazıları