KKTC'nin tanınması 'korkarak' olmaz!
Binbir zorlukla, uğruna canlar vererek kurduğumuz devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti''nin(KKTC) 38. kuruluş yıldönümünü, 15 Kasım Cumhuriyet Bayramı''nı büyük bir coşku ve onurla kutladık. KKTC''de düzenlenen törenlerde yapılan konuşmalarda devletimize, egemenliğimize sahip çıkılacağı ve Anavatan Türkiye ile birlikte millî davamız yolunda gerekli adımların atılacağı vurgulandı.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar kutlama etkinlikleri çerçevesinde Dr. Fazıl Küçük Bulvarı''nda gerçekleşen törende yaptığı konuşmada 15 Kasım 1983''te KKTC''nin ilanının, Rum tarafının bizim egemen eşitliğimizi kabul etmemesi, bizlerle yetki ve refah paylaşımını reddetmesi ve uluslararası camianın sadece Rum tarafının sesini duymasının bir sonucu olduğunu belirterek 15 Kasım 1983 tarihinin Kıbrıs''ta bir dönüm noktası olduğunu vurguladı. Yarım asrı aşkın bir süredir müzakerelerde zemin olarak yer alan federasyon modelinin tükendiğini en üst düzeyde ilgili uluslararası taraflara ilettiklerini ifade eden Tatar, "Egemen eşitliğimiz ve eşit uluslararası statümüz kabul edilmeden bir müzakere sürecine girmeyeceğimiz de resmî pozisyonumuz olarak kayda geçirilmiştir" diye konuştu.Cumhurbaşkanı Tatar, "bağımsızlığımızdan, egemenlikten, devletimizden, anavatan Türkiye''nin etkin ve fiili garantörlüğünden asla vazgeçmeyeceğimizi bir kez daha vurgulamak istiyorum" diyerek egemen eşit iki ayrı devlete dayalı çözüm önerimizden vazgeçmeyeceğimizi ve egemen eşitliğimizin tanınması ve uluslararası eşit statümüzün kabul edilmemesi halinde resmî görüşmelere başlanamayacağının da altını çizdi.
Anavatan Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay da törende yaptığı konuşmada çözümün anahtarı gördükleri ''Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliğinin ve eşit uluslararası statüsünün tescil edilmesi'' önerilerini uluslararası topluma kararlılıkla anlatmaya devam edeceklerini vurguladı; iki devletli çözümün sabır gerektiren bir yol olduğunu, bu yolu yine omuz omuza birlikte yürüyeceğimizi söyledi ve uluslararası toplum için Kıbrıs konusunda gerçekçi politika zamanının çoktan geldiğini ve geçtiğini, iki devletli çözümün de bir müzakere pozisyonu olmadığını kaydetti.
Kurucu Cumhurbaşkanımız, ebedi liderimiz merhum Rauf R. Denktaş, KKTC''yi ilelebet yaşatmak ve tanıtmak azmindeydi. KKTC''nin kurulduğu günden bugüne Anavatan Türkiye''nin içinde bulunduğu siyasi ve ekonomik şartlar nedeniyle devletimizin tanınması konusu sürekli ertelendi; KKTC''yi gönüllü tanımak isteyen ülkelere de beklemeleri gerektiği söylendi. Anavatan Türkiye adada adil, kalıcı, kapsamlı bir çözüm için BM iyi niyet misyonu çerçevesinde sürdürülen müzakerelere her zaman destek verdi. Kıbrıs Türkünün yok edilişine neden olacak, devletimiz KKTC''nin kapısına zincir vuracak Annan Planı bile desteklendi. Rumların Annan Planı''nı reddetmelerine rağmen Türkiye Kıbrıs Türklerinin müzakerelere devamını istedi ve bilindiği üzere bu süreç en son 2017''de Crans Montana''da tamamen çöktü. Geçtiğimiz yıl 18 Ekim 2020''de KKTC''de gerçekleşen cumhurbaşkanlığı seçiminde tavizci/teslimiyetçi Akıncı yerine egemen eşitlik temelinde iki devletin iş birliğine dayalı çözüm isteyen Ersin Tatar cumhurbaşkanı seçildi. Cumhurbaşkanı Tatar bu yılın Nisan ayında Cenevre''de gerçekleşen BM gayriresmî 5+1 Kıbrıs toplantısında, en son Eylül ayı sonunda da New York''ta BM Genel Sekreteri Guterres''in daveti üzerine gerçekleşen 3''lü görüşmede müzakerelere KKTC''nin uluslararası eşit statüsünün tanınmaması halinde başlanmayacağını tekrarladı. Bilindiği üzere Rum tarafı Türk tarafının ortaya koyduğu yeni siyaseti ve önerilerini kabul etmeyeceğini defalarca açıkladı. Taraflar arasında 2017 Crans Montana çöküşünden sonra ortak zemin arayışlarından da herhangi bir sonuç alınamadı, alınamayacağı da gün gibi ortada. Bu nedenle 53 yıl süren müzakere maskaralığının sonlandırılması ve biran önce tanınma için stratejiler belirlenerek yola çıkılması şarttır. 53 yıldır Rum-Yunan ikilisini ve bunların destekçileri emperyalist güçleri uzlaşma/anlaşma için sabırla bekledik de ne oldu? Adayı Yunan yapma hayaliyle yanıp tutuşan Hristiyan dünyasının şer planlarını bildiğimiz halde müzakere konusunun gündemde kalmasına niye izin veriyoruz? Haklı olduğumuz davamızda alttan alarak, Batı''ya şirin görünmeye çalışarak niye eziliyoruz? BM, AB ve ABD''nin siyasi kararlar alarak hakkımızı hukukumuzu daha fazla çiğnemesine daha ne kadar müsaade edeceğiz?
Devletimiz KKTC''yi tanımaya hazır birçok ülke vardır. Yakın bir gelecekte Türk Devletleri Teşkilatı içerisinde hak ettiğimiz yerimizi almalıyız. Teşkilatın Kıbrıs''ta Türklük kavgası veren Kıbrıs Türk halkını tanımaması halinde bunun utancıyla eksik, adaletten ve haktan azade bir topluluktan öteye gidemeyeceği bilinmelidir. İslam dünyasındaki kardeş devletler, Afrika''da, Güney Amerika kıtasında birçok ülke KKTC''yi tanımaya hazırdır. Azerbaycan, Pakistan, Abhazya, Mali, İran İslam Cumhuriyeti, Venezuela, Nikaragua gibi ülkeler talep edilmesi halinde KKTC''yi ilk tanıyacak ülkeler arasındadır. KKTC''nin tanınması hususunda sabır taşları çatlamıştır. KKTC''de dışla açılmayı, dünya ile bütünleşmeyi bekleyen ambargo ve izolasyonlar altında ezilen genç nesillerin önü hemen açılmalıdır. Korkarak, çekinerek ne millî davamız hedefine ulaşır ne de KKTC tanınır!