KKTC’nin önü açıktır
PKK terörü evlatlarımızı haince avlamaya devam ediyor.Yine ocaklar sönüyor, analar babalar kan ağlıyor. Büyük Türk Milleti yasta. Biran önce gereken adımlar atılmalı, terörün kökü kazınmalıdır. Anavatan Türkiye’ye karşı girişilmiş bu saldırılarda muhakkak birlik ve beraberlik içerisinde hareket edilmelidir. Günlük kısır döngü siyasi hesaplar yapmanın zamanı değildir. Böyle önemli bir konuda artık iktidarıyla muhalefetiyle tek vücut olarak hareket etmesini becermek zorundayız.
2002 yılında iktidara gelen AKP ile ilgili çok ağır eleştirilerde bulunduğumu yazılarımı ve televizyon programlarımı takip edenler çok iyi bilmektedir. Özellikle devletimiz KKTC’nin yıkılması ve yerine katillerimiz Rumlarla Birleşik Kıbrıs Devleti kurma girişiminde bulunulduğu, yani Annan Planının gündemde olduğu dönemde yaptığım eleştiriler arşivlerdedir. AKP biz Kıbrıs Türklerine kâbus dolu günler yaşatmıştır.
O dönemde KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş’ın çok yakınında onurlu bir mücadelenin içerisinde olmaktan hep gurur duydum. Anavatan Türkiye’deki iktidarla ters düştüğümüz için de bir o kadar üzüldüğümü söylemeliyim.Verilen mücadele kutsal saydığımız devletimiz, bayrağımız ve namusumuz için verilmiştir. Benim gibi birçok dost bu mücadeleyi şehit kanları ile kurduğumuz devletimiz KKTC’nin ortadan kaldırılmasını önlemek için verdik.Annan Planı referandumuna ezkaza Rum da evet deseydi bugün inanın halimiz dumandı. Bu duygu ve düşüncelerle hareket ettik.
Gelinen noktada müzakereler devam etmekte, ancak Rum tarafının bilinen uzlaşmaz tutumu nedeniyle bir arpa boyu yol alınamamaktadır. Müzakerelerden hiçbir zaman sonuç alınamayacaktır. Bu ayın sonunda BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon, liderleri New York’ta müzakerelerdeki son durumu değerlendirmek üzere davet etmiştir. Bu zirveden de herhangi bir sonuç beklenmemelidir.
İngiltere’nin eski Dışişleri Bakanı, muhalefetteki İşçi Partisi’nin milletvekili, deneyimli siyasetçi Jack Straw’ın geçen günlerde yaptığı değerlendirme, önümüzdeki günlere ışık tutması açısından önemlidir. Straw yaptığı açıklamada “Kıbrıs sorununda herhangi bir ilerlemenin yokluğunda, uluslararası toplum adada bölünmemeye destek vermelidir” diyerek batılı siyasetçiler arasında da doğruları görebilenlerin olabileceğini göstermiştir. Gönlüm Straw’ın aynı değerlendirmeyi görevde iken yapmasını dilerdi.
Straw, İngiliz Parlamentosundaki ofisinde AA muhabirinin Türkiye-AB ilişkileri, Kıbrıs sorunu, Türkiye-İsrail ilişkileri, İngiliz hükümetinin Türkiye ile ilişkileri gibi konulardaki sorularını yanıtladı. Straw, Güney Kıbrıs’ın AB dönem başkanlığını üstlenmesinin “kaygıyla” karşılanmasını anladığını, ancak bunun bir fırsat da olabileceğini ifade ederek, “Çünkü altı ay boyunca dönem başkanlığını üstlenmiş her ülkenin sorumluluğu, AB’yi temsil etmektir, kendi dar ulusal görüşlerini temsil etmek değil. Dolayısıyla bu konu, Güney Kıbrıs’ın dönem başkanlığını nasıl yürüteceğiyle ilgili” diye konuştu.
Kıbrıs Rum kesiminin Doğu Akdeniz’de petrol ve doğal gaz arama çalışmalarına ilişkin ise Straw, “bu olayların Akdeniz’de şu anda olan en tehlikeli olaylar dizisi” olduğunu kaydederek, “Bu konuda uluslararası müzakerelere ve sakinliğe ihtiyaç olduğunu” ifade etti. Straw, “Bana göre Güney Kıbrıs, ’Bütün Kıbrıs topraklarını biz temsil ediyoruz’diyemez, çünkü temsil etmiyor. Dolayısıyla deniz yatağını da temsil etmemelidir” dedi.
Anavatan Türkiye’deki AKP iktidarı son dönemde, yani kendi deyişleriyle ustalık döneminde, milli Kıbrıs davamıza doğru teşhislerle, doğru siyasetle yaklaşmaktadır. Ruma Kıbrıs’ta kesinlikle taviz verilmeyeceği bizzat Başbakan Erdoğan tarafından taahhüt edilmiştir. AB için Kıbrıs’tan vazgeçilmesinin sözkonusu olmadığı da AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış tarafından defalarca açıklanmıştır.
Bir taraftan AKP’nin olumlu tutumu, diğer taraftan Avrupa’da çeşitli siyasilerin Kıbrıs davamıza sempati ve anlayışlı yaklaşımları biz Kıbrıs Türklerinin geleceğe ümitle bakmamıza neden olmaktadır. İç ve dış konjonktürün çok yakın bir gelecekte KKTC’nin tanınmasının önünü açabileceğini düşünmekteyim. Bunun tek şartı ise birlik, beraberlik içinde olmamız ve yılmadan çalışmamızdır.