Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Hüseyin Macit YUSUF
Hüseyin Macit YUSUF

KKTC'deki kokuşmuşluk

KKTC iç siyaseti ile ilgili pek yazı yazmam. İç siyasetteki rezaletleri ikide bir de Anavatan Türkiye medyasına taşımanın KKTC’ye fayda vermeyeceğine inandığım için bugüne kadar bu gibi konulara girmedim. Ancak birkaç gün önce gerçekleşen bir olaydan, bahsetmeden geçemeyeceğim.
Geçtiğimiz Pazar günü yeni kurulan ve 28 Temmuz’daki milletvekili erken seçimine kadar ülkeyi yönetecek geçici hükümete güven oylaması için toplanan KKTC Cumhuriyet Meclisi’nde kürsüye çıkan E.A. isimli milletvekili, güven oylaması için olumlu oy kullanması karşılığında kendisine rüşvet verildiğini elindeki dolarları sallayarak açıkladı.
DP-UG’den (Demokrat Parti-Ulusal Güçler) Pazar sabahı istifa eden İskele Milletvekili E.A., DP-UG Genel Başkanı Serdar Denktaş ile Milletvekili Ahmet Kaşif’in kendisinde güven oylamasında evet demesi ve milletvekilliğinden istifa etmesi karşılığında 7 bin 700 dolar teklif ettiğini iddia etti. E.A., Kaşif ve Denktaş’ın kendisine ayrıca maaş bağlama, İskele Belediye Başkanlığı gibi vaatlerde bulunduklarını da öne sürdü.
Hasan Bozer başkanlığında, güven oylaması gündemi ile toplanan Genel Kurul’da, güven oylaması başlamadan önce E.A., kürsüde konuşma yapmak istedi ancak bu talebi Bozer tarafından reddedildi. Bunun üzerine E.A’nın elinde paralar ve CD ile kürsüye çıkması üzerine oturuma ara verildi.
Serdar Denktaş, E.A.’nın kendisine rüşvet verdiği iddiası olduğuna işaret ederek, bu iddianın mahkemede kanıtlanması gerektiğini, bu nedenle dokunulmazlığının muhtemelen Perşembe günü kaldırılacağını söyledi.
E.A.’yı kendisinin dava edeceğini; iddialarını kanıtlaması gerektiğini ifade eden Serdar Denktaş, kendisinin E.A.’yı dava etmesi yanında “Meclis her ikimizi de dava etmelidir” dedi. “Bizden talep ettiğini biliyoruz. Ve ne kadar haklı olduğumu gördüm. Bir seçim öncesi halkın önüne E.A.’yı ben koydum. Nasıl bir insan olduğunu anlayınca da arkadaşların tüm ısrarlı istemine karşın adaylığına karşı çıktım” diyen Serdar Denktaş, “Bu oyunu tezgahlamak için ne istediğini, aldığını bilmek isterim” ifadesini kullandı.
DP-UG Milletvekili Ahmet Kaşif ise gazetecilerin sorusu üzerine, E.A.’ya sıkıntısını aşmak amacıyla borç verdiğini söyledi. Kaşif, E.A.’ya verdiği parayı bir başka arkadaşından temin ettiğini, verdiği borcun kendi parası olmadığını kaydetti.
Eski Başbakan İrsen Küçük, “Bunlar dolar hükümeti. Hükümet meşru değil ve tanımıyoruz. Cumhurbaşkanı’nın da karıştığı skandalla hükümetimizi düşürdüler. Rüşvetle yeni hükümet kurdular” diyerek tepki gösterdi.
Başbakan Sibel Siber ise Meclis’te bir vekilin rüşvet aldığı iddialarıyla ilgili hukuki süreç başlatılacağını söyledi. Başbakan Siber, yaptığı yazılı açıklamada, Hükümetin güven oylaması sırasında yaşanan olayı “Yüce Meclisimize yönelik bir itibarsızlaştırma girişimi” sözleriyle değerlendirdi.
Mutlu Barış Harekatından sonra Kuzey Kıbrıs’ın iç siyasetinde maalesef birçok yüz kızartıcı, iğrenç skandal yaşanmıştır. Rüşvet, partizanlık, adam kayırma, devlet imkanlarını kişisel çıkar ve yakın çevre menfaati için kullanma, görevi suistimal, ihaleye fesat karıştırma, yolsuzluk, yasa tanımazlık, keyfi yönetim, kamu mallarını yağmalama ve talan etme gibi işlenmiş suçlar, maalesef iç siyasi geçmişimiz üzerinde birer kara leke olarak durmaktadır. İşin garibi sıraladığım suçları işlemiş olanların hiçbirinin bugüne kadar yargı önüne çıkarılmamış olmalarıdır. Sorumlular yargı önüne çıkarılmadığı sürece “ben yaptım oldu” zihniyetindeki bu insanlar devlet makamlarını işgal etmeye devam edecektir. KKTC’deki siyasi yapı ve ülke düzeni genel anlamda kökünden değişmeli ve yeniden yapılandırılmalıdır. İngiliz sömürge devrinden kalmış kanunlar süratle güncellenmelidir. Ülkeyi kumar, kadın ticareti/fuhuş, uyuşturucu ve tefeci cenneti yapan yöneticiler en ağır şekilde yargılanmalıdır. 39 yıldır Kıbrıs Türkünü kötü yöneten sorumlular hangi makamda olurlarsa olsun muhakkak icraatlarının hesabını vermelidir. Yoksa bu kokuşmuşluk Kıbrıs Türkünü tamamen yok edecektir.

Yazarın Diğer Yazıları