KKTC'de bayrak ve kitaplarımız çöplükte...
Sahibi olduğum milli-ulusal çizgideki Akdeniz TV’nin Kıbrıs Türk halkına ve Milli Kıbrıs Davamıza daha iyi hizmetler verebilmesini sağlamak amacıyla yürüttüğüm çalışmalar için bir süredir KKTC’deyim. Geçtiğimiz hafta Akdeniz TV ve işbirliği yaptığımız Kıbrıslı gazetesi çok önemli bir skandalı ortaya çıkardı. Binlerce kitabın ve şanlı bayraklarımızın Lefkoşa yakınlarındaki Dikmen Çöplüğü’ne atıldığı ihbarını değerlendirdik ve bu büyük rezaleti-skandalı ortaya çıkardık; gazete ve televizyonda tüm ayrıntılarıyla yayımladık.
KKTC Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı’na bağlı Girne Halk Kütüphanesi’ne ait binlerce kitap ve kullanılır vaziyetteki bayraklarımız yetkililerin -kötü niyetli demeyeyim- ihmali neticesinde yok edilmek üzere çöplüğe gönderildiği haberi ülke genelinde tepkilere neden oldu. Çöplüğe atılanlar arasında iki koli kullanılır vaziyette KKTC ve TC bayrağı, Atatürk’e ait kitaplar, dini, felsefi kitaplar ve ansiklopediler bulunduğu ortaya çıktı. Dağ gibi yığılı kitapların çöplükteki görüntüsü bize 2. Dünya Savaşı sırasında Almanya’da yakılan kitapları anımsattı. Hatırlanacağı gibi Alman faşistleri meydanlarda kitapları yakarak işgal ettikleri kültürleri yok etmeye çalışıyorlardı. Kitap kıyımı zaman ve mekân farkı olmaksızın her yerde ve zamanda kültürel kıyımdır. Bunun soykırımdan farkı yoktur. Kültürleri yok edilen insanların, toplumların en sonunda yok olması kaçınılmazdır. Kimliğini, kültür ve inançlarını, ulusal değerlerini yitiren toplumlar sonuç olarak tarih sahnesinden silinir. 25. kuruluş yıldönümünü kutlamaya hazırlandığımız KKTC’de ortaya çıkardığımız bu kitap kıyımı ahlaksızlığın, terbiyesizliğin, vurdumduymazlığın boyutlarını göstermektedir. Durum vahimdir. Kültürümüze ve Milli değerlerimize karşı girişilen bu saldırıyı kabul etmek mümkün değildir.Tarih kitaplarımızın AB talimat ve fonlarıyla değiştirilmesi ardından kitaplarımızın yakılması sistemli bir saldırı ve tehditle karşı karşıya olduğumuzu göstermektedir. Yaptığım incelemede çöpe atılan kitapların özellikle Türklük, Atatürk ve din konularında olduğunu gördüm. AB’nin Atatürk’e ve devrimlerine karşı uzunca bir süredir içimizdeki işbirlikçileri de kullanarak giriştiği saldırı siyasetinin izleri tüm açıklığıyla Dikmen Çöplüğü’nde ortaya çıkmıştır.
KKTC Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı suçluların bulunması konusunda soruşturma açtığını açıklamıştır. Ben bu soruşturmadan bir şey çıkacağı, suçluların tespit edilip cezalandırılacaklarını pek olası görmemekteyim.
Geçtiğimiz gün kütüphanelerden sorumlu yetkili Umure Örs’ün büyük bir pişkinlik içerisinde söz konusu çöplükte bulunan sapasağlam kitapları “kayıttan düşmüş, okuma değerini yitirmiş kâğıtlar” olarak nitelemesi ve geçmiş dönemde CTP-BG idaresindeki “Lefkoşa Belediyesi ile işbirliği içinde daha önce de imha edildiğini” açıklaması kitap imha işlemlerinin sistemli bir şekilde yürütüldüğü gerçeğini ilk kez resmi ağızdan da teyit etmiştir. Söz konusu yetkilinin imha edilen kitapların sayfalarının eksik olduğunu ve okunacak durumda olmadığını iddia ederek, yani yalan söyleyerek kitap kıyımını haklı çıkarmaya çalışması ise tam ibretliktir. Lefkoşa Belediyesi’nin şu an görevdeki başkanı Cemal Bulutoğluları ise kendisinden önceki başkanın tersine kitapların imhası konusuna hassassiyetle yaklaşarak kitapları Dikmen Çöplüğü’nden toplatmış, emaneten Akdeniz TV ve Kıbrıslı gazetesine teslim etmiştir. Amaç çöplüğe atılan kitapları yeniden gençlerimize kazandırmaktır. Kıbrıslı Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Doğan Harman’la birlikte teslim aldığımız kitaplar önümüzdeki günlerde Sarayönü’nde ’Dikmen Utanç ve İbret Sergisi’adı altında sergilenecek ve kamuoyunun incelemesine açılacaktır. Bu serginin kitap imha suçu işleyenleri utandıracağına, milli, evrensel ve insani değerlerle kültür konularında halkımızın duyarlılığını da artıracağına inanıyorum. Kitaplar daha sonra gençlerimize teslim edilecektir.