KKTC üniversitelerinde PKK saldırganlığı
Bir süre önce PKK’nın KKTC ve KKTC’deki üniversitelerde faaliyetleri konusunda yazı yazmıştım. Ne yazık ki PKK ile müzakere süreci KKTC üzerinde de etkisini gösteriyor. PKK nasıl Türkiye’de olağanüstü şımardı ise KKTC’de de aynı şımarıklık içerisinde. Eh AKP-PKK ittifakının sonuçları bunlar. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Erdoğan’ı desteklemeye hazırlanan BDP/PKK’ya AKP de olağanüstü bir hoşgörü ile yaklaşıyor.
KKTC’den ülkücü gençler bana aşağıda yazdıkları mektubu yollamışlar:
“04.04.14 günü meydana gelen olaylar sonrasında arkadaşlarımız saldırıya uğramış, araçları parçalanmıştır. Bir çoğu nezarethanelere atılmıştır. Ve halen tehditlere maruz kalıyorlar. Olayların tamamen yine PKK sempatizanı kişilerin tahrikleri neticesinde geliştiğini ulaştığım arkadaşlarımdan bizzat öğrendim. Okul içerisinde yine bölücü başı ile ilgili kutlamalar yapmaları olayları tetiklemiştir. Olaylar arkadaşlarımızın eğitim gördüğü fakültenin taşlanması ve camlarının kırılarak sınıfların dahi içine girilerek taşlı sopalı bir saldırı halini almıştır, arkadaşlarımız ciddi şekilde darp edilmiştir. Araçları da ciddi şekilde hasar görmüştür.
Polise verdikleri ifadelerde ve onlara yakın kişi ve kuruluşlar tarafından “Ülkücü öğrencilerin kendilerine saldırdığını,tahrikte bulunduğunu”, Yine Mezopotamya Derneği (Mezopotamya Gençlik Kültür Ve Sanat Merkezi) adı altında KKTC’de faaliyette bulunan ne idiğü belirsiz kurum yaptığı açıklamada; Gülen Cemaati ve Ülkü Ocaklarının faşist saldırılarına maruz kalıyoruz demiştir ve olayın faşist bir saldırı olduğunu belirtmiştir. Saldırıyı Fethullah Gülen Cemaati ve Ülkücü grupların gerçekleştirdiğinin belirtildiği açıklamada son 2 aydır özellikle YDÜ kampüsü içerisindeki Ülkücü grupların cemaat toplantılarından sonra Kürt öğrencilerin sözlü ve fiziki saldırılara maruz kaldığı ifade etmiştir. 04.04.14 günü yaşanan olayları “saldırının en büyüğü” olarak niteleyen dernek, yaklaşık 100 kişilik bir grubun önlerine çıkan her Kürt öğrenciyi ciddi bir şekilde darp edip okula zarar vererek birçok Kürt öğrenciyi yaraladığını belirtti. Açıklamada tüm demokrat, aydın ve duyarlı kitle örgütü ile siyasi partilere dayanışma çağrısı yapıldı. Öte yandan BDP, PKK sempatizanı bu kişileri yine savunuculuğunu yaparak olayları kınadığını açıklamıştır. Hal böyle iken arkadaşlarımızı savunacak bir makam bulunamamıştır.
9 arkadaşımız şu an nezarethanelerde tutuluyor. Bu arkadaşlarımızın isimleri; Kerim Özer, Kubilayhan Kambur, Birtan Küçükali, Oğuzhan Haliloğlu, Ali Bektaş, Oğuzhan Demirdöven, Mustafa Özge, Yunus Yiğit ve Mehmet Hikmet Demirdöven. Bu arkadaşlarımız mahkemeye çıkarılmıştır. Mahkemeye çıkarılanlar, “Ayaklanma”, “Kanunsuz topluluk”, “Ciddi darp”, “Kasti hasar”, “Tecavüzkar alet taşıma” suçlarından suçlanmışlardır. Aileleri ile dahi görüştürülmüyorlar. Aralarında darp sonucu yaralanan arkadaşlarımız var.”
Mektubun ekinde fotoğraflar ile PKK’lıların yaptıkları saldırıların izleri belgelenmiş. Her alanda saldırganlaşan PKK çeteleri, asker ve polisin sindirildiği bir ortamda ülkücü gençliğe yönelik saldırılarını artırıyorlar. KKTC, bu tür saldırılar için bir test alanı olarak hizmet ediyor. Bu sürecin devam etmesi halinde gençliğin kontrolsüz cevap vermesi ve örgütlü çeteler ile örgütsüz bir mücadeleye girmesi çok olumsuz sonuçlar ortaya çıkaracaktır. Türk gençliği, kontrolünün kendisinde olmadığı hiçbir çatışmada piyon olmamalıdır. Öte yandan PKK’lı çetelerin Türk gençliğini ezmesine de asla izin verilmemelidir. KKTC dahil her yerde asker, polis ve savcılar görevlerini yapmaya davet edilmelidir. Basın PKK’lı çeteleri “öğrenci”,milliyetçi öğrencileri ise “Ülkücü gruplar” olarak göstererek, sanki üniversite ile ilgisi olmayan ülkücüler dışarıdan gelerek okuma telaşı içinde olan öğrencileri taciz ediyormuş gibi bir imaj oluşturmaya devam etmektedir. Bu imaj çalışması da ayrıca mücadele edilmesi gereken bir husustur.