Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Hüseyin Macit YUSUF
Hüseyin Macit YUSUF

KKTC tanınmadan müzakerelere devam edilmemeli...

Üç gündür KKTC’deyim. Birçok dostla görüşme fırsatı buldum. Bunlar arasında KKTC Meclisine yeni seçilen Milletvekilleri, Bakanlar ve normal vatandaşlar vardır. Hepsinde ortak bir kaygının varlığını tespit ettim. Kıbrıs Türkü geleceğinden ümitli değildir. Ekonomik, sosyal ve siyasi sorunlar ve belirsizlikler KKTC halkını moralman çökertmiştir.
İktidara yeni gelen UBP hükümetinin acilen çözmesi gereken çok önemli ekonomik sıkıntılar vardır. Maliye Bakanı Ersin Tatar, Devlet kasasının boşaltıldığını ve Devletin milyonlarca dolar borcu olduğunu söylemektedir. Tatar’a göre, CTP-BG-ORP hükümeti yandaşlarına inanılmaz miktarlarda paraları aktararak ve plansız-programsız-gereksiz harcamalarda bulunarak KKTC Maliyesini sıkıntıya sokmuştur. Tatar, Anavatan Türkiye’nin yardımcı olmaması halinde halimizin duman olduğunu açıkça belirtmektedir. Anavatan Türkiye’deki AKP hükümetinin insafına kalındığı açıktır. AKP Kıbrıs’ta kendi siyasi hedeflerine ulaşmadan UBP hükümetine bir kuruş para vermeyecektir. Konfederasyon tezine bağlı UBP’nin federasyon tezini destekleyen AKP ile sorunlar yaşaması önümüzdeki dönemde beklenen gelişmelerdir.
Kaldı ki sürdürülen müzakerelerden bir sonuç çıkması de mümkün değilken AKP’nin Kıbrıs Türklerini mağdur edecek siyaset ve hareketlerden vazgeçmesi gereklidir. Birbirimizi yemekten vazgeçmeyi artık öğrenmeliyiz. AKP Kıbrıs siyasetini değiştirmeli ve 19 Nisan seçimlerinde oluşan iradeye saygı göstererek UBP iktidarını desteklemeli, Anavatan Türkiye’nin KKTC’ye yaptığı yardımlara devam etmelidir.
Ekonomik sorunların çözümlenmesi hayatidir. Diğer taraftan Kıbrıs sorununa çözüm bulmak amacıyla sürdürülen müzakerelerde Rum tarafının uzlaşmaz tutumuna bir kez daha dikkat çekmek ve bazı önemli uyarıları tekrarlamak istiyorum.
Rum tarafında yayınlanmakta olan Fileleftheros gazetesine göre, Rum tarafının, Kıbrıs sorununa kapsamlı çözüm bulunması amacıyla yürütülmekte olan doğrudan müzakereler kapsamında önümüzdeki Perşembe günü açılacak Toprak başlığında kriterler ortaya koyacağını yazdı. Habere göre Hristo-fiyasko yönetimi Güzelyurt’u, Karpaz’ı, Maraş’ı ve kıyılarımızı da istiyor ve bunları almadan da herhangi bir anlaşmanın olması söz konusu değildir. Geçtiğimiz hafta KKTC Cumhurbaşkanı Talat’ın büyük bir zafiyet göstererek ‘Rumlara toprak vermeden anlaşma beklememek lazım’ açıklamasının ardından Rumların toprak konusunda ödün koparmak istemelerini doğal karşılamak lazımdır. Siz toprak vereceğinizi söylerseniz onlar da haklı olarak isterler ve bu konuda ısrarcı olurlar. Halbuki KKTC’nin hiçbir şartta Ruma verecek bir karış toprağı dahi yoktur ve anlaşabilmek adına da toprak ödünü verilmemeli ve verilmeyecektir de. Rumların önerisi saçmadır ve kabul edilemez.
KKTC Cumhurbaşkanı Talat’ın müzakere ederek anlaşmaya çalıştığı yoldaşı Hristo-fiyasko geçtiğimiz hafta yaptığı diğer bir açıklamada “Türkiye yükümlülüklerini yerine getirmezse (limanlarını açmazsa) her kürsüde, hatta AB üyelik sürecinin akıbetinin belirleneceği önümüzdeki Aralık ayında Kıbrıs’ı önünde bulacak” diyerek Anavatan Türkiye’yi bir kez daha tehdit etmesini hazmetmek mümkün değildir.
Diğer taraftan, Anavatan Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye’nin Kıbrıs müzakerelerine her zaman destek verdiğini belirterek “Beklentimiz, ümidimiz, çabalarımız kısa zamanda adada iki kesimliliğe, siyasal eşitliğe ve iki kurucu devlete dayalı yeni ortaklık prensibine dayanan ve Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğünü de içeren temel üzerinde, kalıcı, adil bir barışın sağlanması” olduğunu açıklamıştır. Bu tür açıklamaların artık yeterli olmadığı ortadadır. Rum tarafının uzlaşmazlığı ortada iken sürdürülen müzakerelerden mevcut koşullarda sonuç alınması mümkün değildir. Egemen KKTC tanınmadan, Kıbrıs Türkünün ayrı bir halk olduğu gerçeği kabullenilmeden müzakerelere ara verilmesi gerektiği tüm dünyaya anlatılmalıdır. Ada gerçekleri,Kıbrıs Türkünün Rum Cumhuriyetine dönüştürülen sözde ‘Kıbrıs Cumhuriyetindeki’ eşit ortaklık hakkı ve uluslararası hukuk da zaten bunu gerekli kılmaktadır.

Yazarın Diğer Yazıları