Geçtiğimiz Pazar günü KKTC’de Milletvekilliği Erken Genel Seçimi yapıldı. 50 kişilik Meclis’e 23 yeni aday seçilirken, 27 aday milletvekili ise yeniden seçildi. Seçimin en büyük sürprizi Ulusal Birlik Parti’sinde (UBP) yaşandı. UBP Genel Başkanı ve eski Başbakan İrsen Küçük, Genel Sekreter ve Girne Milletvekili Necdet Numan ile Meclis Başkanı ve Girne milletvekili Hasan Bozer yeniden seçilemediler.
Halk, Meclisin hemen hemen yarısına yakınını değiştirirken önemli mesajlar verdi. Kıbrıs Türkü tek bir partiye yetki vermez iken, kullanılan oyların önemli bir kısmının da “karma” olması dikkat çekti. KKTC halkının partilerden çok adayların niteliklerine göre oy vermesi önemli bir gelişmedir. KKTC halkı, parti oligarşilerinin saptadığı aday ve liste sıralamalarına körü körüne itibar etmeyeceğini göstermiştir.
Yeni yasama döneminde halkın Meclis’ten en önemli beklentisi çağdışı yasaların, sömürge döneminden kalma yasaların,değiştirilmesi ve eksik olan birçok yasanın da süratle çıkarılmasıdır. Meclis’in ve kurulacak yeni hükümetin özellikle yolsuzluk, usulsüzlük ve yasadışılığa karşı savaş açması ve bu konuda bu suçları işlemiş olanlardan hesap sorması beklenmektedir.
28 Temmuz seçimlerinde Cumhuriyetçi Türk Partisi-Birleşik Güçler (CTP-BG) kullanılan oyların yüzde 38.37’sini alarak 21 sandalye kazandı. İkinci UBP kullanılan oyların yüzde 27.30’u ile 14 sandalye alırken, Demokrat Parti-Ulusal Güçler (DP-UG) yüzde 23.11 oyla 12, yüzde 7.43 alan Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) ise 3 milletvekili ile yetindi.
CTP-BG, UBP ve DP-UG partilerinden ikisinin birlikte hükümet kurması beklenmektedir. Kurulacak koalisyon hükümetinin Anavatan Türkiye ile uyum içerisinde çalışarak, mevcut ekonomik ve siyasi sorunların aşılmasında işbirliği yapması şarttır. Ankara’daki hükümetin KKTC’deki koalisyon çalışmalarına müdahale edip etmeyeceği merak edilmektedir. Anavatan Türkiye’nin, 2015’te KKTC’de yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimini de dikkate alarak bir tavır içerisine girmesi olasıdır. Bilindiği gibi AKP iktidarı, KKTC Cumhurbaşkanı Dr. Derviş Eroğlu ve DP-UG Başkanı Serdar Denktaş’a karşı mesafeli durmaktadır. Önümüzdeki günlerde Ankara’nın işaretine göre kurulacak koalisyon hükümeti için kıran kırana bir pazarlığın geçeceğini söylemek yanlış olmayacaktır.
Seçimden birkaç gün önce basına sızdırılan, 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, CTP-BG’li Maliye Bakanı Zeren Mungan ve Cumhurbaşkanlığı eski sözcüsü Hasan Erçakıca arasında 2009 yılında gerçekleşen bir toplantının ses kayıtları ve bu ses kayıtlarında zamanın CTP-BG hükümetinin aldığı yanlış ekonomik karar ve uygulamaların ortaya çıkmasına, seçmenin fazla itibar etmemesi dikkat çekicidir. Söz konusu ses kayıtlarının muhteviyatı ve basının önemli bir bölümü tarafından sansürlenerek kamuoyunun dikkatine getirilmemesi, önümüzdeki süreçte muhakkak tartışılacaktır.
Yeni kurulacak koalisyon hükümetinin Anavatan Türkiye hükümeti ile üzerinde mutabık kalınarak imzalanan “Ekonomik ve Mali İşbirliği Protokolü’ne” harfiyen uyması beklenmektedir. CTP-BG ile DP-UG’nin söz konusu protokolün bazı maddeleri üzerinde tadilata gidilmesi arzusu bu iki partinin koalisyonunu daha olası bir hale getirmektedir.
UBP’den seçimden hemen önce ayrılan 8 milletvekilinin DP’ye katılarak DP-UG’yi oluşturması ise bu iki partinin koalisyon ihtimalini oldukça zayıflatmaktadır. Bu arada yeniden milletvekili seçilemeyen UBP Genel Başkanı İrsen Küçük’ün parti başkanlığından istifa etmesi halinde ortaya çıkacak yeni tablo; UBP’ye seçilecek yeni genel başkanın kim olacağı, iki sağ parti arasındaki kara bulutların dağılmasını sağlayıp sağlayamayacağı. Bunu hep birlikte göreceğiz.
Kurulacak koalisyon hükümetinin ahenkli çalışması ve cesur kararlar alabilecek iradeye sahip olması şarttır. Bunun sağlanamaması halinde KKTC’nin yeni ekonomik ve siyasi krizlere gebe olacağını şimdiden kestirmek zor olmayacaktır.
