Kitle katliamcısı hidayete mi erdi?
Bülent Arınç, Öcalan için; ‘bir zamanlar namaz kılardı, mütedeyyin birisiydi’anlamına gelen sözler etmişti. Namaz ile alay ettiği kayıtlara geçen, domuz eti ile beslenmekte sakınca görmeyen terörist ve Zerdüşt olarak ilan edilen Öcalan, birden bire jargon değiştirdi.
Kitle katliamcısı Öcalan, dinlerin ve İslam dininin mesajlarındaki hakikatlerden bahsederek şunları söylüyor: “Orta Doğu halkları kökleri üzerinden yeniden doğmak ve ayağa kalkmak istiyorlar. Bu Newroz hepimize yeni bir müjdedir. Hz. Musa, Hz. İsa ve Hz. Muhammed’in mesajlarındaki hakikatler bugün yeni müjdelerle harekete geçiyor. İnsanoğlu kaybettiklerini geri kazanmaya çalışıyor. Saygıdeğer Türkiye halkı, bugün kadim Anadolu’yu Türkiye olarak yaşayan Türk halkı bilmeli ki, Kürtlerle bin yıla yakın İslam bayrağı altındaki ortak yaşamları, kardeşlik ve dayanışma hukukuna dayanmaktadır.”
Öcalan, Kürtlerle Türkler arasındaki inanç müşterekliği üzerinden üretilen ortak yaşam, kardeşlik ve dayanışma duygularına dikkati çekiyor! Çok açıktır ki, kitle katliamcısı inanmadığı şeylere inanıyor, inandığı değerlere de inanmıyormuş gibi görünmeye çalışıyor. Söylemlerin taktik ve strateji gereği olarak ifade edildiğini onun gerçek görüşlerini bilenler çok iyi anlayacaklardır.
Kitle katliamcısı Öcalan’ın gerçekte İslam ve semavi dinlerle ilgili görüşleri şunlardır: “Oligarşik Cumhuriyet Gerçeği” adlı
kitabından:
“ * ...Binlerce yıl öncesinin gelişmemiş bilim ve tekniğin ürünü olan, en büyük kutsallık olarak ve anlamını da hiç bilmeden tapınış konusu yapmak, herhalde en büyük toplumsal ve bireysel hastalıktır. * İslam dini ve milliyetçilik Araplar, Farslar ve Türkler’i milliyet ve ulus olarak güçlendirip devletleştirirken, Kürtler’in asimilasyonunda ve ezilmelerinde temel rol oynamıştır. * Hz. Muhammed’in kişiliği, özce dile getirilen dönem koşullarının etkisi altında oldukça çelişkili bir gelişim göstermektedir. * Öyle sevgili kulun cennete gitmesi gibi kavramlar, işin fantezi kısmıdır, edebi kısmıdır. * İslamiyet bir Türk şovenizmidir! * Kürtler, İslamlaştıkça Kürtlüklerini unutuyorlar! * Kürt din adamları, Kürtlüğe ihanet ediyor! * İslam, Kürtlüğe ihanet ediyor! l Camiler ve benzeri yerler o yörenin bilim sanat merkezleri rolünü oynayabilmeli ve soylu tiyatro eserleri oynatmalıdır. Unutmamak gerekir ki namazın kendisi de ilk drama oyunlarının daha sonraki biçimidir. Namazın kendisi de genel anlamda bir tiyatrodur. * Allah, bir nevi Orta Çağ’ın feodal manifestosudur, temel yasası ve bildirgesidir... İslam inancı bir hastalık... Tek tanrılı din ideolojileri, baştan sona siyaset ideolojileridir. Dini söylem, Allah, peygamber ve melek gibi kavramlar, dönemin siyasi literatürüdür. (Sümer Rahip Devletinden Demokratik Uygarlığa. Cilt 1, Aralık 2001, s. 204) * Bizim din ile ilişkimiz yok. Halkımız Tanrı’dan, ideolojiden kopmalıdır. Ben çok uğraştım sonunda TANRIDAN KOPTUM. TANRIYI AŞTIM. Böylece Abdullah Öcalan olabildim. (Sümer Rahip Devletinden Demokratik Uygarlığa. s. 354)”
Kitle katliamcısı Öcalan’a ait olarak kitlelere okunan mesajın samimi söylemleri olmadığı açıktır. Bu söylemlerin, iktidarla yapılan görüşme/anlaşma/helalleşme bağlamında kaleme alındığı anlaşılıyor.
Görüşmelerin belirli aşamalarında Öcalan ile Türkiye’nin kudret elitleri arasında dışarıyla telefon teması kurulduğu da ortaya atılan iddialar arasındadır.
Öcalan’ın hidayete erdiği, yeni şeyler söylediği yolundaki görüşler doğru değildir. Kitle katliamcısı Öcalan’ın ortaya attığı görüşlerde değişen ya da daha önce dile getirilmemiş bir düşüncesi Diyarbakır’da okunan metinde yoktur.
Bu söylemlerin ve görüşlerin sahibi olan birisinin bir anda semavi dinlerin hakikati ve İslam’ın ürettiği ortak paydadan söz etmesi, ancak olanın bitenin farkında olmayanları ikna edebilir.
Hiç mahzuru yok müsait olan inanabilir!