Kırmızı noktalı yeni Türkiye
Bir süredir zaten zemin hazırlanıyordu; “Eski Taraf” artık resmen “Yeni Türkiye” oldu.
Bugüne kadar, “geleneksel muhafazakar sağ” diye isimlendirilen kesimin maddi desteği ile yaşayan Türkiye Gazetesi, 43. kuruluş yıldönümünde, bizzat Enver Ören’in oğlu Mücahit Ören’in ağzından “dönüştüğünü” ilan etti!
Yeni Türkiye’de “kadro” dan (Gazete bir çok kıdemli ismi ile yollarını ayırırken, Alper Görmüş, Yıldıray Oğur, Melih Altınok, Deniz Ülke Arıboğan gibi soldan dönme liberal veya “akil” kalemleri transfer etti) sonra ilk büyük değişim “logo”da yaşandı. Gazeteyle ve ismiyle bütünleşen “Türk bayrağı” logodan silindi, yerine -Alper Görmüş etkisi mi neyse- kocaman bir kırmızı “nokta” geldi!
Ha yadırganacak bir şey mi?
Değil aslında; nihayetinde sahibi bir Amerikan vatandaşı.
Ne diye “Türk milli sembolleri”ni korusun, yaşatsın ve yayın yoluyla yaysın ki!
“Açılım”cı, “Süreç”ci olacak tabii; ne diye Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin çıkarlarını umursasın?
***
Tamam, kabul, tam da “Yeni Taraf”ın işi neredeyse “Müzakereci MİT’in İran’ın maşası olduğunu” iddia etmeye vardırdığı, İrancılıkla yaftaladığı günlerde, tasfiyeye uğramış “Eski Taraf”ın “merhaba” manşetinin “Acem böcekleri” olması biraz fazla kör gözün parmağına bir “operasyon” olmuş!
“Bakııın hem MİT’le aynı kanattayız, hem de nasıl İran ajanlarını deşifre ediyoruz; kanmayın siz o kuru iftiracılara” komikliğinde bir aklama(!), “imaj kurtarma” çalışması olmuş!
Ama yine de samimiyetle söylüyorum; iki gündür çok büyük haksızlık edildi; çifte standartın daniskasına kurban edilerek eleştirildi “Yeni Türkiye” gazetesi;
En azından, hem logolarında Atatürk, Türk bayrağı, “Türkiye Türklerindir” sloganını dalgalandırıp hem de Atatürk ve Türk düşmanı iktidara biat edenler, Kandil ulağı, İmralı postacısı istihdam edenler gibi “iki yüzlü” davranmadığı için takdir edilmeliydi!
“İmralı”
Milliyet yazarı Kadri Gürsel, CHP heyetiyle gittiği Kahire’deki izlenimlerini yazarken, Mısırlıların “darbeye darbe dememek veya devrim deyip farklı düşünenleri germemek için” Mursi’nin devrilişine kısaca “3 Temmuz” dediklerini söylüyor ve AKP’ye de benzeri bir formül uygulamasını öneriyor.
Ohoooo böyle “algı oyunları” AKP’den hiç kaçar mı Sayın Gürsel?
AKP iktidarı, “katile katil, teröriste terörist, caniye cani” dememek için PKK başı Abdullah Öcalan’ı “İmralı” kod adıyla anarak Mısırlılardan çoooook önce geçti zaten o dediğiniz sisteme.
Hatta öyle başarılı oldular ki, daha dün sabah, bir haber spikeri aynen şöyle başladı söze:
“İmralı diyor ki...”
“Öcalan’ın talimatı” dememek için adayı dile bile getirdiler; o derece yani...
Yinee de şahlanıyor medyam...
“Vurduk”, “Düşürdük”, “Vururuz demiştik”, “Jet yanıt”, “Al sana misilleme”;
Aferin bize, çok korkusuz, çok kahramanız! Kim demiş kışlalara hapsolduk diye, on numara savaşçıyız alimallah!
F-4 askeri jetimizin düşürülmesinden 15 ay sonra, kalu beladan kalma helikopteri füze ile vurarak “misilleme” nasıl yapılırmış dosta düşmana gösterdik! Daha da kimse cüret edemez sınırımızda “kafasına göre” takılmaya!
Aman yanlış anlaşılmasın:
Varsın elin helikopteri sınır ihlali yapsın, o meşhuuur angajman kurallarını ciddiye almasın, komşuların egemenlik haklarını tınmasın demiyorum; sınır ihlali varsa, sen de bir yıl önce “sınırımı ihlal edeni affetmem” diye kapı gibi “yaptırım belgesi” yayınladıysan; vuracaksın elbet! Zamanlamasından kaynaklı soru işareti çok ama en azından şimdilik, görünen o ki; hukuki olarak sakıncalı bir durum yok.
Ben sadece kevgire dönen Suriye ve Irak sınırında PKK’nın, El Nusra’nın, ÖSO’nun her tür silahlı katillerine şapır şupur da, Esad’a Yarabbi şükür olunca çok “iğreti” durmuyor mu bu “sınır namustur” pozu diyorum!
Ama söz;
NATO’dan, BM’den kaynaklanan ittifaklarınızda uzlaştığınız kural ve sınırları ihlal ederek PKK’ya yardım taşıyan, hatta bizzat PKK’lı taşıyan bir Amerikan helikopteri düşürdüğünüz;
Askerinizi esir alan Barzani güçlerine, peşmergelere vurduğunuz;
Sınır ihlali yaparken yakaladığınız bir grup “kimyasal”lı ÖSO militanını yahut “kafa koparan” El Nusra’cıyı “etkisiz hale” getirdiğiniz gün size inanacağım...