Kimseyi yedirmeyiz(!)
PKK'lı Cemil Bayık'ın İngiliz Times'a yaptığı "Erdoğan'ı ve AKP'yi devirmek istiyoruz" açıklamasından sonra -yakın çevrem de dahil- şöyle garip bir tepki gelişti Türkiye'de;
- Ama Türkiye'de herkes AKP'li değil ki!
- Herkes Erdoğan'a oy vermedi ki!
- Burası parti devleti değil ki!
Toplumun büyük bir bölümü AKP'li olsa... Erdoğan mesela, yüzde 90'la filan seçilmiş olsa... Geriye kalan yüzde 10 olarak; bir terör örgütünün Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı'nı devirmesine olur mu vereceğiz yani?
Bir terör örgütünün, Türkiye Cumhuriyeti'nin seçilmiş hükümetini devirmesine "istemem yan cebime" mi yapacağız?
Üç gündür dillere pelesenk olan o "milletçe tek yürek olmak" demek, "birlikte ağlamak" değildir sadece;
Terörün amacına ulaşamadığını ispat için "birlikte parkları, bahçeleri, metroları, AVM'leri doldurmak"tan ibaret değildir.
Türk Milleti'nin "tek yürek" olmuş halde en çok şunu göstermesi gerekir yedi düvele:
Oy veririz-vermeyiz, severiz-sevmeyiz, demokratik yollarla göndermeyi isteriz-istemeyiz, bu "bizim meselemiz"; ama sırf emperyalistlerin biçtiği rolü, "gerektiği gibi" oynamıyor/oynayamıyor diye de Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı'nı adi bir tetikçiden, maşadan ibaret olan PKK'ya yedirmeyiz!
Aynı kurguyla muhatap olurlarsa;
Türkiye'nin hiç bir siyasi aktörünü, figürünü hiçbir taşerona yedirmeyiz!
Sivil toplum liderlerini, kanaat önderlerini, aydınları yedirmeyiz!
Türk Milleti'nin içinden terör sopasıyla Türk devletine karşı iş birlikçi devşiremezsiniz!
Küresel senaryo sahiden de birilerini "yemek" üzerineyse; yalnız ve ancak "yedirmeyeceğimizi" yani "işe yaramadığını" göstererek engelleyebiliriz aynı dehşetin tekerrür etmesini.
Ve fakat...
En temiz/millî hislerimiz böyle diye "aptal" olduğumuzu da sanmasın hiç kimse.
Bayık'ın ilan ettiğinin (Erdoğan ve hükümetin etrafında kenetlenmeye yol açacağını bile bile niye ilan ettiyse(!)) tam tersine, yani tam da böyle düşünüp "Erdoğan'a ve hükümete zeval gelmesin" koşullanmasıyla eleştirmeyelim, tepki göstermeyelim, üç maymun kılığına bürünelim diye "çözüm ortakları" tarafından tasarlanmış bir "kanlı tezgâh"sa bu...
Üç vakte kalmaz çıkar kokusu...
O zaman da, 15 yaşındaki çocukları, 16 yaşındaki çocukları, 17 yaşındaki çocukları, 18, 19 yaşındaki çocukları "meze" yaptırmayız kimsenin hayallerine...
Bu da böyle biline...