Kimsenin gücü yetmeyecek!
Okurun biri özetle, “Kürtler devlet kuracak diye paniklemeniz niye? Komünist Rusya’nın esareti altındaki Türkler devlet kursun diye bas bas bağıran siz ülkücüler değil miydiniz? Kendin için istediğini başkaları için istemedikçe iyi bir Müslüman olamayacağını bilmiyor musunuz?” diyor. Görünüşte ne kadar masum, mantıklı ve İslâmî bir tepki öyle değil mi?
Oysa daha işin başında Atatürk Türkiye’si ile Stalin Rusya’sını denk tutmakla sapla saman karıştırılmış oluyor. İki devlet ve iki rejim arasındaki farkı bu kardeşimizin Kırım’da yaşayan Tatar Türklerinden öğrenmesinde fayda var.
Her soru ve her eleştiriye cevap vermiyoruz ama bu tepki genel bir görüşü özetlediği için üzerinde durulmaya değer.
Bir kere biz kendimiz için ne istiyorsak bütün vatandaşlarımız, din kardeşimiz, ırkdaşlarımız, ister inanılsın ister inanılmasın, insanlığın tamamı için aynı şeyi istiyoruz. SSCB zulmü altında inleyen Türkler ve diğer milletler için ayrı vatan isteyip Türkiye’deki Kürtler için ayrı vatan isteğine şiddetle direnmemizin sebebi gayet açıktır. Önce, böyle bir şeyi Türkiye’deki Kürtler istemiyor, isteyen Aysel hanım ve avanesi türünden bir avuç maceraperest. Sonra hiç kimse vatanının küçülmesini ve kardeşlik dururken vatandaşlarının birbirinin düşmanı haline gelmesini istemez.
Böyle bir isteği İslâm’la bağdaştırmak İslâm’ı bilmemek demektir.
Ayrıca.. “Taş yerinde ağırdır”.
Biz dünyanın her noktasındaki Türklere, ey ırkdaşlarım ayaklanınız, isyan ediniz, bağımsızlık sizin de hakkınız, arkanızdayız, demiyoruz.
Size çok net bir örnek vereyim. Bu satırların yazarı İran’daki Türklerin İran’dan ayrılmak için maraza çıkarmalarına taraftar değildir. Peki ben niye İran’daki ırkdaşlarımın bağımsızlığı için çalışmıyorum?
Çok basit, çünkü İran’daki Türkler bunu istemiyor.
“Niye ayrılalım, bu ülke bizim, biz buranın sahibiyiz” diyorlar. İran’daki Türkler için istemediğimi buradaki Kürtler için niye isteyeyim? Buradaki Kürtler de, “Niye ayrılalım, bu ülke bizim” demiyor mu?
Herkes aklını başına toplasın...
İran’daki Türkleri de Türkiye’deki Kürtleri de kaşıyanlar bellidir. Geçmişe dönüp baktığımda bu millet nasıl tarih sahnesinden silinmedi, gerçekten aklım fikrim almıyor.
Anadolu bir milletler ve medeniyetler mezarlığı olduğu halde Türkler nasıl oluyor da hem tarihten silinmiyor, hem coğrafyayı vatan haline getiriyor, hem dünyaya her an yön verebilir bir potansiyeli genlerinde barındırıyor, hayret..
Daha dün Sivastopol’dan Süveyş kanalına kadar Almanlar için çarpıştık, ama Almanların niyeti Türk topraklarını, Türk petrollerini ele geçirmekti. Kudüs İngilizlerin eline geçince birlikte savaştığımız Alman kiliseleri sabahlara kadar çan çaldı, Alman halkı sokaklara döküldü, “Kudüs’ü Türklerden geri aldık” diye şarap içti, coştu. Arkadan vurulduğumuz apaçık ortadaydı!
ABD için Kore’de can verdik, bugün Afganistan’da ABD ile birlikteyiz, Irak’ta ABD’ye verdiğimiz lojistik desteğin haddi hesabı yok. Ama bu ABD hem PKK’ya arka çıkıyor, hem Kıbrıs’taki haklı müdahalemizde Türkiye’ye ambargo uyguladı. Irak’ta Türk askerinin başına çuval geçirdi, Barzani’ye Türk tapu ve nüfus kayıtlarını tarumar ettirdi.. İşte böyle dostlarımız bile düşmandan beter olduğu halde biz hâlâ nasıl ve niye ayaktayız dersiniz?
Aslında bu sorunun cevabı çok açık. Pek çok hatamız olsa da biz gerçekten iyi niyetli bir milletiz.
Niyet iyi olunca Allah da yardım ediyor, bir şeyler oluyor, en namüsait şartlarda bile düşmanın eli ayağı dolaşıyor, Türk’ün başı bir şekilde suyun üstünde kalıyor...
Yine öyle olacak, benim bundan zerre endişem yok..