Kimin kime neyi helal etmesini istediğinizin farkında mısınız?
Bu toprakların tarih boyunca tanık olduğu en büyük yıkımlarından birine yol açan büyük deprem felaketinden sadece iki gün sonra, o gün itibarıyla "daha rahat" olduklarını, "yarın daha rahat olacaklarını" açıklamışlardı.
Olmuşlar zahir!
*
Çünkü…
"Çadırı beğenmezlerse otellere yerleştirilecekleri ve o otellerde bütün diğer temel ihtiyaçlarının karşılanacağı" vaat edildiği halde;
Afetin ardından 23 günün geçtiği bugün bile hâlâ çadıra ulaşamadığı bilinen vatandaşlar varken…
Öldü mü kaldı mı o bile belli olmayan kayıplar varken…
Devletin, millete "kötü gün dostu olsun" diye teşkilatlandırdığı kuruluşlarla ilgili her gün yeni bir skandal patlak verirken…
On binlerce vatandaşın daha kırkı çıkmadan, bu millî yasın layığıyla tutulabileceği bir ortam teşkil etmekle yükümlü kimi "yöneticiler" vur patlasın, çal oynasın eğlence ortamlarına akabilmişken…
Velhasıl içinde liyakatsizlik, beceriksizlik, haksızlık, vicdansızlık, insafsızlık, arsızlık dolu "öyleyken böyle" listesi, milletin vicdanından yerin yedi kat dibine kadar uzamış haldeyken…
"Birkaç gün istediğimiz çalışmaları yapamadık. Helallik istiyorum" diyebilmek için epey bir "rahat" olmak gerekli!
*
"Birkaç gün" gecikilen bir çay partisi, mezunlar buluşması, altın günü, sohbet-muhabbet, makara-kukara faaliyeti değil ki, "can kurtarma" işi; ölüm gecikmenin neticesi.
On binlerce insanın vebali.
*
"Helallik" versinlermiş.
Rabbim ve milletim de affetsin mi!
Daha kaç kere?
*
Annelerin canı, babaların kanı helal etmesini istedikleri;
Evlat…
Doğması kim bilir ne heyecanla, umutla beklenen…
Kim bilir ne fedakârlıklarla büyütülen…
Kim bilir ne çok hayalin en güzel, en olmazsa olmaz parçası olan…
Saçının teli, tırnağının ucu için dünyaları yakmak göze alınan çocukları o insanların…
Kimi sımsıkı sarılmışken kucağında can veren; kimi son nefesini verdikten sonra bile elini elinden çekemeyen, son anlarında kim bilir hangi acılarına, korkularına, çaresizce tanıklık ettikleri çocukları.
Kiminin anası, babası; belki günlerce inim inim inlemesini duydukları…
Günden güne sesi önce kısılan, sonra kesilen ve o beklenen "kurtarıcı"lar ancak ortalık tümden sessizliğe büründükten sonra gelen…
Kurmak için kim bilir ne badireler atlattıkları yuvaları, sahip olmak için kim bilir ne emek verdikleri evleri…
Mezarını bile bilmedikleri, bir mezarı olabilecek mi bilmedikleri "kayıp" sevdikleri…
Kiminin kolu…
Kiminin bacağı…
Kiminin gözü, kulağı; "helal olsun" deyip bağışlamalarını bekledikleri.
*
Kime peki?
Can havliyle edilen feryatları bile "hak" sayıp helal edemeyenlere…
Tribünlerden yükselen sosyal iradeyi "hak" sayıp helal edemeyenlere!
*
Neden peki?
Vatan uğruna mı?
Değil.
Millet uğruna mı?
Değil.
Devlet uğruna mı?
Değil.
Birilerinin liyakatsizliği, beceriksizliği uğruna!
*
CHP lideri, kendi parti politikası olarak gündeme getirdiğinde de itiraz etmiştim hakkı yenen ile hakkı yiyeni eşitleme tehlikesi bulunan bir "helalleşme" girişimine…
Şimdi AK Parti Genel Başkanı gündeme getirdiğinde de ediyorum.
Kişilerden bağımsız olarak ilkesel bir alerji;
Hesaplaşmadan helalleşmeye uygun değil bence insanın bünyesi.
KORKUDAN ÖDÜM KOPTU
Muhalefeti hedef alan şöyle bir ifade vardı dün:
-Deprem konutları bir yılda bitecek diye ödleri koptu!
Valla doğru.
Uzmanların, en az bir yıl dinlendirilmesini tavsiye ettikleri deprem görmüş zemine o bir yılın geçmesini beklemeden ve hatta o bir yıl içinde bitecek şekilde binlerce konut dikmeye kalkışıldığı için, asgari muhakeme kabiliyetine sahip bir muhalif yazar olarak benim bayağı bir ödüm koptu.
TARAFTARSIZ
Bugün istemedikleri sloganları atıyorlar diye taraftarsız maç yaptıranlar, ister misiniz yarın da istemedikleri oyu kullanırlar kaygısıyla seçmensiz seçim yaptırsınlar!
İSİM VAR KARAR YOK
İYİ Parti Sözcüsü Kürşat Zorlu, dünkü basın toplantısında "2 Mart''ta Millet İttifakı 13. Cumhurbaşkanını belirleyecek, bu iradeyi gösterecek" deyince bir anda yanarlı dönerli "2 Mart''ta aday ismi belirlenecek" alt yazıları kapladı ekranları.
Mahalleyi bir heyecan dalgası sardı.
Sakin…
Zorlu''nun açıklamasının bir cümlesi cımbızlanmamış bütün halinden de, sorup soruşturduğum diğer etkili-yetkili isimlerin verdiği bilgilerden de, benim anladığım, herkes pozisyon ve tavrını koruyor olarak girecek yarınki liderler zirvesine.
Aday ismine karar verilmeyecek ama isimler tartışmaya açılacak, konuşup, değerlendirilecek.
İYİ Parti''nin, kamuoyuna da tekraren yansıttığı üzere, hem konuşulacak isim/isimlerin seçilebilme potansiyelini, hem de muhalif seçmen ve 6 partinin teşkilatları üzerinde bir sinerji oluşturup oluşturmadığını anlamak üzere bir "yoklama" talebinde/teklifinde bulunması söz konusu olabilir.
Ki kimsenin kafasında ne usul, ne de esasa dair bir soru işareti, şüphe kalmasın.