Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Yavuz Selim DEMİRAĞ
Yavuz Selim DEMİRAĞ

Kim kazançlı ?

Her yönüyle uluslar arası istihbarat servislerinin kokusunun geldiği Suruç’taki vahşetle ilgili ağzı olan konuşuyor. Haber unsuru olan fotoğraflarladaki duygusal yüklemeler yürekleri sızlatıyor elbette. Gencecik delikanlıların ölümü acı ama gerçek. Oysa bu ve benzeri olaylara yarım asırdır tanık bu memleket. Silahların ve patlayıcıların modeli teknoloji ile gelşirken yöntem aynı. Suruç olay ile ilgili iki farklı yorumu paylaşıp aklın yolunu bulmaya çalışacağım. Birincisi, Kuleli ve Harb Okulundan tanıdığım sevgili Onur Dirik’e ait. Onur 2007 yılında ünlü Dağlıca baskınında Tabur Komutanı olan kurmay subay... Akabinde ordudan uzaklaştırıldı. Yüreği vatan sevgisi ile atmaya devam ediyor ve şöyle diyor:

“Bu olaydan kazançlı çıkan kim? Öyle aklınıza ilk gelen cevaba yapışmayın hemen. Düşünün.. Kimin sesi şimdi daha gür çıkıyorsa kazançlı olan odur. Şüphesiz ki Türkiye Cumhuriyeti Devleti değil o...

İkincisi;

Saldırıyı üstlenen filan oldu mu? Ben duymadım.

Üçüncüsü;

Neden illaki yalnızca BİR TEK müsebbip aranıyor? Birden fazla bölgesel veya küresel aktörün menfaat çakışmasının eseri olamaz mı?

Ve dördüncüsü ama en önemlisi;

Bu olay ile 2007’de meydana gelen Dağlıca olayı arasında inanılmaz bir benzerlik var. Şöyle ki; Dağlıca olayı Türkiye’yi Irak’taki Kürt varlığıyla aynı safta yer almak durumuna sürüklemiştir. Bu olay ise bu defa Suriye’deki Kürt yapılanması ile aynı safa zorlamaktadır. Dağlıca olayı sadece PKK’nın yaptığı bir eylem değildi... Bu da sadece bir örgütün yaptığı bir şey değil..”

Daha fazla açıklamaya gerek yok sanırım. Buraya kadar anlaşılmamışsa zaten anlaşılma ihtimali düşüktür diyorum ve bu yorumu noktalıyorum... Son söz; Kimin en küçük bir payı varsa Allah belasını versin.. Ölen gençlere de rahmet diliyorum...

2. yorum ise Hakkı Şafak Ses’e ait. Hakkı Hoca 80 öncesini ve sonrası yaşamış, analizleri ile Türk Milliyetçilerine yol haritası çizen bir aydın. Ses, bizi önce 1969’lu yıllara götürüp bugünkü izdüşümünün fotoğrafını çekmiş:

“Yıl 1969...

Doğuda Marksist Kürtçü bölücü örgütler DDKD ( Doğu Devrimci Kültür Dernekleri ) adı altında toplandı.

Komünist Bölücü Kürt Örgütlenmesi olan bu dernek, 1970 yılında Kürtler dışında Ermeni ve ayrılıkçı diğer Türk ve Türkiye düşmanı Komünist Üniversite gençliğini temsil eden, faliyet gösteren FKF ( Fikir Kulüpleri Federasyonu) ile Ankara’da ortak kongre yaparak adını DEV-GENÇ (Devrimci Gençlik) olarak koydukları ortak örgütlerini kurdular.

1971, 12 Mart askeri müdahalesi ve 1980’ihtilaline gerekçe olan Türkiye’yi kan gölüne çeviren olayların fitilini işte bu örgüt ateşledi.

Temel sloganları ‘Kahrolsun Faşizm’di.

Bugün, SGDF (Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu) Kobani’ye bölücü Kürtleri desteklemek için giderken uğradıkları Suruç’taki eylem sonrasın da sürekli şu sloganı atıyorlar: ‘Faşizme Kürdistan Mezar Olacak’ ?

TV’lerde medya şebekeleri sıraya girmiş analiz peşinde.

Güya ne olduğunu ve kimin kime niçin saldırdığını kendileri daha anlamazken millete anlatmaya çalışıyorlar.

Ya adres arıyorlar yada adres saptırıyorlar.

Adres mi ?

İşte adres:

Dün Ankara’da FKF ile DDKD’yi birleştirip Dev-Genç adıyla Türk Milletini istikrarsızlık ve yönetilemezlik girdabına kim/kimler sürükledi ise bugün aynı yolu izleyerek güya sosyalist ve Marksist grubları Kürt bölücüler ve teröristlerle birleştiren karşılarına da İŞİD’i koyan ayni merkezdir.

Balık hafızalılar diyeceğim balıklara hakaret olacak.

Kuş beyinliler diyeceğim kuşlara hakaret olacaklar.

Kimdi biliyor musunuz birleşen bu komünist ve kürtçü yeni örgüt Dev-Genç’in bu kongre sonrası ilk genel başkanı?

Bugün HDP milletvekili olan Ertuğrul Kürkçü...

Herkesi kandırabilir, uyutabilirsiniz.

Fakat asla 1980 öncesinde ateş çemberinden şerefle kahramanca geçen Ülkücülerin bir tekinin bile zihnini karıştıramaz, hafızalarından tek bir kareyi bile silemezsiniz.”

(Yarın devam edeceğiz)

Yazarın Diğer Yazıları