Kim devlet adamı, kim değil
"Devlet adamlığı saplantıyı kaldırmaz. Saplantılı olan da devlet adamı olamaz..."
Rahmetli Prof. Ali Fuat Başgil, 27 Mayıs darbesinden sonra cumhurbaşkanı adayı olarak anıldığında başbakanlığa çağrılmış ve askerler tarafından "Sakın ola aday olmaya kalkmayın" uyarısına maruz kalmıştı...
Başgil hoca, başı dik girdiği başbakanlık binasından yine başı dik olarak çıkmıştı...
Meğer ihtilâlin lideri merhum Cemal Gürsel, "Cumhurbaşkanı asker kökenli olmalı" demiş ve Başgil'in adaylığını daha başında engellemişti. Başgil de başbakanlıktan ayrılırken devlet adamlığı tarifini yaparak bu baskıyı kamuoyuna duyurmuştu...
Hocaya herhangi bir yaptırım uygulayamadılar, zira Başgil'in cumhurbaşkanı olmasını isteyen büyük halk kitlesinin tepkisinden korktular...
Sonucu hatırlayın, Cemal Paşa darbeci sıfatına rağmen TBMM tarafından dördüncü cumhurbaşkanı seçildi ve tarihe geçti...
* * *
Devlet adamlığı kolay iş değil; onu siyaset adamlığından ayrı tutmak lâzım. Ne iyi bir devlet adamı siyasetçi olabilir, ne iyi bir siyasetçi devlet adamı. İkisi birbirinden ayrı meziyetleri gerektiriyor...
Cumhuriyet tarihimizde asker, devlet adamı ve siyasetçi olma meziyetlerini şahsında toplamış tek isim var o da Gazi Mustafa Kemal Atatürk... O, milletin gönlüne, devlet adamlığı ve milleti kucaklayan siyaset anlayışıyla sevgi ve saygı olarak perçinlenmiş tek isimdir...
Benzeri yoktur, taklidi çoktur!
* * *
Suriye'de yaşanan kaotik durum vesilesiyle kimin devlet adamı, kimin siyasetçi olduğu pek net biçimde ortaya çıktı...
Amerikalılara sorarsanız Başkan Donald Trump ne devlet adamı, ne siyasetçi; iyi bir iş adamı...
Amerikan halkı "Uncle" sözcüğünü paternal kelimesiyle kullandığı zaman amca, maternal kelimesiyle kullandığı zaman da dayı demiş oluyor...
Çoğu, Trump'tan söz ederken "Uncle" kelimesini bir başına kullanıyor; kelime o zaman tefeci ve rehinci anlamına geliyor...
* * *
Trump'ın iyi devlet adamı ve iyi siyasetçi olmadığını söyleyen yalnızca Amerikan halkı değil, Ruslar da aynı kanıda... Putin'in sözcüsü Dimitri Peskov geçenlerde, "Trump devlet adamı değil" diyerek Rusların da bakışını açıkladı...
Peki Esad ne; ne kadar devlet adamı ve nereye kadar siyasetçi...
Hem Suriye halkı, hem de dünya, ikisi de olmadığı kanısında; herkes adamın, prototip diktatör olduğunda birleşiyor...
Allah'tan yeryüzünde böylelerinin sayısı azaldı!
DERKENAR
ABD yönetiminde Trump'tan sonra söz sahibi olan isimlerden biri de Dışişleri Bakanı Tillerson...
Türkiye'ye geldi ve Erdoğan tarafından kabul edildi...
Baş başa görüştüler, çevirileri de Dışişleri Bakanı Mevlût Çavuşoğlu yaptı...
* * *
Suriye'deki terör çetelerine silâh vermeyeceksiniz dedik, eyvallah dedi...
Menbiç'ten çekil, çeteleri Fırat'ın doğusuna sür dedik, yine eyvallah dedi...
Bunları yapmazsanız İncirlik'i kapatırız dedik, başıyla tamam işareti yaptı...
Ayrıca Kandil'i yerle bir edeceğiz, karışmayacaksınız dedik, karış mayız dedi...
Arada ufak bir hata yaptık, Reza Zarrab'ı bize vereceksiniz, Hakan Atilla'yı da serbest bırakacaksınız diyerek görüşmeyi sulandırdık...
Buluşmanın en ilginç yanı, konuk Dışişleri Bakanı'na Osmanlı Tokatı'nı hatırlatmamızdı...
* * *
Tillerson'un bütün koşulları kabul etmesine inanmamak lâzım; zira Başkan Trump gibi hepsi ne siyasetçi, ne devlet adamı; alayının tek meziyeti var, hepsi yalancı...
Bir hatırlatma
Man Adası belgelerinin -dekontların- sahte olmadığı saptandı; saptayan da yargı...
Demek ki belgeleri gösteren Kılıçdaroğlu'na haksız yere mankafalık yakıştırıldı...
CHP liderinin mankafa olmadığı ortaya çıktı çıkmasına da mankafalık isnat edenin "Belgeler sahte değilse istifa ederim, siyaseti de bırakırım" lâfı havada kaldı...
Bakalım bundan sonra konuya ilişkin neler yaşanacak....