Kiliseler Birliği: Kur’an Allah’ın kitabıdır!
“Geçmiş, asla geçmemiştir” başlıklı yazımızda Kiliseler Birliği’nin 1984 yılında Kur’an’ın Allah’ın kitabı, Hz. Muhammed’in Peygamber olduğunun kabul edildiğinden bahsetmiştik ya..
Gelen tepkilerden anladık ki bu konu hakkında biraz detay vermemiz gerekiyor.
İşin aslı biz bu bilgiyi, 7 yıldır Hollanda’da İslam Üniversitesi Rektörlüğü yapan Prof. Dr. Ahmet Akgündüz’ün “Çan’dan Minareye Büyük İtiraf, Hayat Yayın Grubu, 2010” isimli kitabından aldık.
Hikâye şöyle başlar..
Aynı zamanda Papaz olan Hollandalı araştırmacı Dr. Jan Slop, bir gün pek çok sitemden sonra Akgündüz hocaya şöyle der:
“-Ben size Müslümanların maalesef değerlendiremediği ve sonra da ortadan kaldırılmaya çalışılan Kiliseler Birliği’nin tarihi bir kararından bahsedeceğim.”
Ve başlar anlatmaya:
“Yer: Pölten-Avusturya
Zaman: 5-10 Mart 1984
Katılanlar: Avusturya’dan 3 papaz; Belçika’dan 2; Kıbrıs Ortodoks Kilisesinden 1; Rusya’dan 2; Danimarka’dan 2; Finlandiya’dan 1; Fransa’dan 2; Alman Kiliselerinden 7; İngiltere’den 7; Yunanistan’dan 1; Macaristan’dan 1; İtalya’dan 1; Hollanda’dan 2; Norveç’den 1; Polonya’dan 1; Portekiz’den 1; İsviçre’den 2; Rus Ortodoks Kilisesi’nden 1; Katoliklerden Thomasz Micchel ve 3 papaz daha; Amerikan İncil Cemiyeti’nden bir temsilci; Lüther Dünya Federasyonu’ndan bir temsilci; Ortadoğu Kiliseler Konseyi’nden bir temsilci; Dünya Kiliseler Birliği’nden bir temsilci; Bazı Müslüman ülke temsilcileri,
Genel Sekreter: Dr. Jan Slop.
Bu toplantıda Kur’an’ın Allah Kelâmı ve Hz. Muhammed’in ise Hz. İbrahim’den beri gelen Peygamberler zincirinin bir halkası olduğunu ve asla sahte peygamber olamayacağını itiraf ettik.
Bu kararlara öncelikle Müslüman ülkelerden gelen temsilciler şöyle itiraz ettiler: ‘Eğer bu kararları dünyaya ilân edersek, İslâm dünyasında Hristiyan kalmaz ve hepsi Müslüman olurlar’. Biz böyle düşündük ama İslâm âleminde bu kararlara gereken önem verilmedi”
Hadise bu...
Evet, bu tarihi bir itiraftır.
Akgündüz Hoca Hollandalı Papaz ve Araştırmacı Dr. Jan Slop’un bu uyarısı üzerine tarihi belgenin peşine düşer. Evet, Kiliseler Birliği 1959 yılından beri belli konularda yirmiye yakın toplantı tertiplemiştir ve bu toplantılardan 1984 yılında olanında işte yukarıda alıntıladığımız kararı almış ve altını imzalamıştır.
İmzalamıştır ama duyulsun da istememiştir. Kitapta bahsedilen belgeye ulaşma serüveni ve orijinal belgenin bir bölümü de mevcut.
Denilebilir, en azından akla gelebilir: Dünya Kiliseler Birliği, Amerikan İncil Cemiyeti,, Ortadoğu Kiliseler Konseyi, Rus Ortodoks Kilisesi, Lüther Dünya Federasyonu gibi Hıristiyanlık açısından önemli merkezler, “Kur’an Allah’ın kitabı, Hz. Muhammed de Peygamber” dediğine göre, başkaları değilse bile, en azından bu bildirinin altında imzası bulunanlar bir bakıma İslâm dairesi içine girmiş olmuyorlar mı?
Hayır, olmuyorlar!
Çünkü “Bilgi” ile “İman” ayrı şeylerdir.
Şeytan da Âdem’in Allah’ın peygamberi olduğunu biliyordu, bu onun ebedî cehennemlik olmasını engellemedi.
Mao vardır ve Komünizm bir siyasal sistemdir demek beni nasıl komünist, İncil Allah’ın kitabı, İsâ da Allah’ın Peygamberi demek beni nasıl Hıristiyan etmezse; bir Hıristiyan’ın da Kuran Allah’ın Kitabı, Hz. Muhammed de Peygamber demesi onu Müslüman etmez, ta ki, Hıristiyanlığı terk edip İslâm’ın bütün şartlarını dili ile söyleyip kalbi ile tasdik edene kadar..
Aksi..
Diyalog tuzağıdır..