Kıbrıs'ta Osmosis uygulamada...
Son dönemde Güney Kıbrıs’a giderek alış-veriş yapan Kıbrıslı Türklerin sayısında gözle görülür bir artış gözlemlenmektedir.Bir araştırmaya göre,Kıbrıs Türkleri Rum tarafından ayda 5 milyon USD miktarında kredi kartıyla alım yapmaktadır.Bir o kadar da nakit alımın olduğunu düşünürsek ,karşımıza yılda 120 milyon dolarlık bir alımın gerçekleştiği gibi vahim bir tablo çıkmaktadır.KKTC’nin yıllık ihracatının 60 milyon USD olduğu dikkate alındığında,ihracatımızın iki misli değerdeki bir parayı her yıl Rum tarafına aktardığımız gerçeği ile karşı karşıya kalmaktayız.
Kıbrıslı Türkler niye Rum tarafından alış veriş yapmaktadırlar?
KKTC’de CTP-BG hükümetinin yanlış ekonomik politikaları veya daha doğru bir deyişle ’ekonomik politikasızlığı’nedeniyle sanayicimizin, üretici ve esnafımızın rekabet gücü kalmamıştır.İthalatta uygulanan aşırı fon ve vergilendirme neticesinde KKTC’de maliyetler Güney Kıbrıs’a göre çok daha yüksektir.Yaratılan bu pahalılık ortamında Kıbrıs Türkleri ucuz malların bulunduğu Güney Kıbrıs’a akın etmektedirler.
KKTC esnafı,sanayicisi,üreticisi iflasın eşiğindedir.Fabrika ve müesseseler siftah edemeden açılıp kapanmaktadırlar.
Sınır kapılarının açıldığı 23 Nisan 2003 tarihinde güneye giden Kıbrıs Türklerinin esas maksadı,1974’te terk etmek zorunda bırakıldıkları, doğdukları toprakları ziyaretten öteye gitmiyordu.Alış-veriş maksadıyla Güney Kıbrıs’a geçenlerin sayısı ve alış-verişin maddi değeri oldukça düşüktü.Tersine, Rum tarafıyla mukayese edildiğinde oldukça ucuz olan KKTC’den Rumlar önemli miktarda alış-veriş yapmaktaydılar.
Rumların alış verişlerinin KKTC ekonomisine katkı yaptığı,kişi başına düşen milli gelirimizin 10 bin doların üzerine çıkmasına katkı yaptığı bilinen bir gerçektir.Rum Yönetimi, Rumların KKTC’den aşırı şekilde alış veriş yapmalarından rahatsız olmuş ve neticede aldığı tedbirlerle bunu önleme yoluna gitmiştir.Ve bunda da başarılı olmuştur.
Rum Yönetimi aldığı ekonomik tedbirlerle,gümrük tarifelerinde yaptığı bazı düzenlemelerle,tüccarına,sanayicisine ve üreticisine sağladığı düşük faizli ve uzun vadeli kredilerle,AB üyesi olmanın avantajlarını da kullanarak, Rumlara ucuz mal ve hizmet sunmanın olanaklarını sağlamıştır.Alınan bu tedbirlerle Rumların KKTC’den mal alımı yapmaları cazibesini yitirmiş;bu kez de Kıbrıslı Türkler için Rum tarafı cazip hale gelmiştir.
Bu noktada Rum tarafı siyaseten elde edemediklerini ekonomik savaşla Kıbrıs Türkünden alabileceğini yeniden fark etmiştir.Bundan sonra Türk tarafının Rum ekonomisi içerisinde eritilmesi için düğmeye basılmış ve Osmosis süreci böylelikle başlamıştır.
KKTC’de uygulanmakta olan,Kıbrıs Türkünü Rum mallarına mahkum eden, yanlış politikalar biran önce terk edilmelidir.Anavatan Türkiye ile belirlenecek ’Milli Ekonomik Politika’sayesinde Rumun Osmosis tuzağından biran önce kurtarılmalıyız.Kıbrıs Türkünün,33 yıl sonra yeniden-bir kez daha- kurtarılmaya ihtiyacı vardır.AKP iktidarı ’bir karış toprak vermedik,tek bir asker çekmedik’diye böbürleneceğine,KKTC’yi tehdit eden Rumun bu eritme siyasetine karşı tedbirler almalıdır.Bu çerçevede yapılacak düzenlemelerle,KKTC sanayicisi,üreticisi ve esnafı biran önce üstün rekabet koşullarına kavuşturulmalıdır.Anavatan-Yavruvatan arasında, AKP iktidarı tarafından 8 Ağustos 2003 tarihinde imzalanan ancak daha sonra AB baskısı yüzünden çöpe atılan Gümrük Birliği Anlaşması yürürlüğe konmalıdır.Ekonomimizde yapısal düzenlemeler acilen yapılmalıdır.1974’ten önce Kıbrıs Türkünün her türlü imkansızlığa rağmen-ambargo ve izolasyonlara rağmen- Rumdan mal almadığı,aç kalmayı dahi göze alarak hiçbir şartta Rum ekonomisine katkı yapmadığı hatırlanmalıdır.Mücadelemiz, Ruma her türlü şartta, direnerek kazanılmıştır. KKTC yurttaşlarının, geçmişte gösterilen bu duyarlılığı bugün de göstererek,daha ucuz diye Rum tarafından mal almamaları ve Rumun OSMOSİS tuzağına düşmemeleri gereklidir.
Yoksa Rum bizi bir bardak suya konan bir kaşık şeker gibi eritip keyifle içecektir.