Kıbrıs'ta onurlu siyaset şart
Güney Kıbrıs Rum Meclisi'nin aldığı Yunanistan'la birleşmeyi öngören 1950 Enosis Plebisiti'nin okullarda anılması ve kutlanması kararı sonrasında liderler arasında gerçekleşen ilk görüşmede krizin boyutu daha da derinleşti. Faşist Eokacı Rum lider bu toplantıda küstahça ve hiçbir diplomatik ve hatta insani teamüle sığmayan bir davranış içerisinde toplantıyı terk etti. KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı'nın toplantı sonrasında yaptığı açıklamada, Anastasiadis'ten meclis kararına açıkça karşı çıkması ve iptal edilmesi için adım atmasını talep ettiğini belirtti ve yaşanan kavgayı şöyle anlattı: "Ben Enosis kararının vahametini anlattım, ancak Anastasiadis bana 5 sayfalık bir savunma okudu. Savunmasında bizim 20 Temmuz'umuzdan, (1974 Kıbrıs Barış Harekatı) 15 Kasım'a kadar (KKTC'nin kuruluş yıldönümü) bir çok kutlamamızı örnek gösterip, isteseydi kendisinin de bir çok kez müzakereleri iptal edebileceğini söyledi. Hatta Türkiye'den gelen suyu bile örnek gösterdi. BM temsilcisi Eide, Enosis kararının doğurduğu algının bir şekilde değiştirilmesi gerektiğini söylerken Anastasiadis büyük bir öfke içinde 'Söyleyecek bir şeyim yok' diyerek kalktı ve kapıyı sert bir şekilde vurup çıktı."
Bardağı taşıran davranış
Rum liderin müzakere sürecinde zaman zaman fevri davranışları olduğuna dikkat çeken Akıncı, "Ama bu bardağı taşıran bir davranıştı. Buna müsamaha göstermek, mümkün değildi. O noktada yapacak başka bir şey kalmadı. Toplantının saygı çerçevesinde devam etmesi gereken atmosferi bittiği için biz de ayrıldık" diye konuştu. Akıncı, müzakere sürecinin kapanmadığını ve çözüm için çalışmaya devam edeceğini belirterek, adım adım takip edeceği gelişmelere göre hareket edeceğini kaydetti.
Türk tarafı olarak artık büyük bir cesaret ve kararlılıkla gereken tavrı göstermemiz gerekmektedir. Rum tarafı gerçek niyetini bir kez daha ortaya koymuş ve Enosis hedefinden ayrılmadığını, vazgeçmediğini tekrarlamıştır. Rum-Yunan ikilisinin Megali İdea ve Enosis saplantıları devam etmektedir. Türk tarafının artık, çoktan yapması gerekeni yapması şarttır. Müzakereler hemen kesilmelidir. Rum-Yunan ikilisi daha ne yapmalıdır ki biz Türk tarafı olarak onlarla aynı çatı altında bir birlikteliğin olamayacağını anlayalım? Yakın tarihimiz incelendiğinde Rum-Yunan liderlerinin açıklamaları ve yazdıkları anılardaki hedefleri dikkate alındığında Rum tarafı ile yapılacak bir anlaşmanın yaşayabilir ve sağlıklı temellere oturamayacağı anlaşılacaktır.
Rum-Yunan ikilisi Enosis'e odaklanmış iken, her halükarda müzakere sürecinden bir sonuç alınamayacağı ortadadır ve devamının da faydası yoktur. Anastasiadis yaptığı açıklamada adeta Akıncı ve Türk tarafı ile dalga geçmiştir. Sigara içmek için mola aldığını geri geldiğinde ise Akıncı'nın masayı terk ettiğini söyleyebilecek kadar ufalmıştır. Anasatasiadis; Rum siyasi makamlarının Akıncı'yı, "müzakerelerden kaçan", "bahane arayan", "aşırı tepkili", "yapmacık tavırlı", "saldırgan", "kışkırtıcı davranışlı" nitelendirmelerine de sessiz kalmıştır. Bu yalancı Eokacı Anastasiadis, Rum Meclis kararının hem zaman, hem de amaç açısından yanlış olduğunu söylemiş ve maalesef Enosis hedefinin gündemde olmadığını ve olmayacağını sırf mevcut krizi aşmak adına dahi söylememiştir. Rum-Yunan ikilisinin Enosis'ten vazgeçemediği apaçık ortadadır. Adadaki mücadele bu hedef doğrultusunda sürmektedir.
Anastasiadis'in açıklamalarına geniş yer veren Rum basını Anastasiadis'in, "Rum Meclisi'nin kararıyla ilgili tatmin edici bir açıklama isteyen Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'ya istediği açıklamayı yaptığını" öne sürdü.
Rum basını, Rum Yönetimi Başkanı Anastasiadis'in bu açıklamasıyla Perşembe günkü liderler görüşmesi için topun artık Cumhurbaşkanı Akıncı'da olduğunu da savunmuştur.
Acz içinde olmayalım
Bu vakitten sonra tekrar masaya dönmek Türk tarafının aczini gösterecektir. Rum'a mahkûm olmadığımızı artık göstermek için adım atma zamanıdır. Yeniden toplu mezarların, göçlerin, kan ve gözyaşının Kıbrıs Türküne yaşatılmaması için gerekli yol izlenmelidir. Kıbrıs'ta yıllardır sürdürülmekte olan emperyalist oyuna artık dur denilmelidir. Müzakere maskaralığı bitmiştir. Diplomatik tüm yollar tükenmiştir ve artık onurlu siyaset, Türk'e yaraşır siyaset izleme zamanıdır. Cumhurbaşkanı Akıncı, "Görüşmeler çökerse KKTC ile yola devam ederiz" demişti; devrilen, paramparça olan masanın yeniden toparlanması mümkün değildir. Türk tarafını şamar oğlanı yapma cüretini gösteren, aklı yaklaşan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, fikri Enosis'e kökünden bağlanmış Anastasiadis'in peşinden koşulması bırakılmalıdır. Bu ırkçı Eokacı'nın makamlarımızı daha fazla küçültmesine, aşağılamasına müsaade edilmemeli ve sadece KKTC'nin kalkınması ve tanınması için çaba harcanmalı, yola düşülmelidir.
Irkçı, faşist, Eokacı, Enosisçi Anastasiadis'e karşı birliğiz, Akıncı'yız...