Kıbrıs Türkü Yazıcıoğlu'nu unutmayacak...
24 Nisan 2004’te referanduma sunulan emperyalistlerin hazırladığı ve KKTC’nin yıkılıp, Kıbrıs Türkü’nün azınlık olarak Rumlara yamalanmasını öngören Annan Planı’ndan endişe duyan birçok Anavatan Türkiye siyasi parti liderinin başında Muhsin Yazıcıoğlu geliyordu. Yazıcıoğlu o kritik dönemde Kıbrıs Türkü’nü yalnız bırakmayarak KKTC’ye gelmiş, adayı karış karış gezerek plana niçin hayır denmesi gerektiğini anlatmaya çalışmıştı. Yazıcıoğlu emperyalizmin Kıbrıs’ta yapmak istediğini tam olarak kavrayarak, tehlikeyi görmüş ve biz Kıbrıs Türklerini uyarmaya çalışmıştı. Yazıcıoğlu, AKP hükümetinin Kıbrıs ile ilgili milli bir bakış açısına sahip olmadığını belirterek, “Önce Belçika modeli ortaya koydular. Ardından, Denktaş’ı elektrikli sandalyeye oturtarak, Annan modelini Kıbrıs’ın bir kurtuluşu olarak gördüler. Bu belgenin yanında kim varsa, o da Türk milletine ihanet ediyor demektir” görüşünü defalarca tekrarlamak ihtiyacı duymuştu. Yazıcıoğlu Avrupa Birliği’ne girmek için Kıbrıs’ta herhangi bir taviz verilmesine şiddetle karşı çıkmaktaydı.
Muhsin Yazıcıoğlu dış siyasette yapılan yanlışların Anavatan Türkiye’nin bölünmesine yol açacağı konusunda da duyarlıydı. Yazıcığlu şöyle diyordu “Bir tarafta Avrupa Birliği süreci, bir tarafta Büyük Ortadoğu Projesi’nin getirdiği bir dar alana sıkıştık. AB olmazsa olmaz değeri içerdiği için AB Türkiye’yi bir yandan kaçırmak istemiyor, bir yandan da tamamen kendi değerlerine, kendi kültürlerine, kendi medeniyet anlayışına göre uyumlandırmak, sonra da asimile etmek istiyor. TC ülkesinin devleti ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü tehdit etme noktasına geliyor. AB’nin taleplerine baktığımız zaman taleplerinin kabul edilmesinin imkânsız olduğunu görüyoruz.”
Yazıcıoğlu , KKTC’de bulunduğu zamanlarda nezaket gösterip Ulusal Türk Kuruluşları Dünya Konseyi Başkanı olarak beni ziyaret etmiş ve çeşitli konularda fikir alışverişinde bulunmuştuk. O tarihte başlayan dostluğumuz hep devam etti. Yazıcıoğlu defalarca sahibi olduğum Akdeniz TV ekranlarından Kıbrıs Türkü’ne seslenmiş ve yoldan çıkmış olanlarımıza milliyetçilik dersleri vermişti. Yazıcıoğlu Kıbrıs davamız için Anavatan Türkiye’de düzenlediğimiz miting ve toplantılarda her zaman yanımızdaydı.Yazıcıoğlu ile en son Yeniçağ TV’ye yaptığı ziyarette görüşmüştük.
Yazıcıoğlu, Anavatan Türkiye’de katıldığı hemen hemen her toplantıda Kıbrıs konusunu gündeme getirerek milli davamızı savunmuştur. Bir toplantıda Yazıcıoğlu’nun “Kimseye Kıbrıs üzerinden bilek güreşi yaptırmayız. Kimse dirseklerini Kıbrıs’ın üzerine koyarak bilek güreşi yapamaz. Böyle bir hakkı kimseye vermeyiz. İktidara da, muhalefete de vermeyiz. Kıbrıs milli bir davadır. Türk gencinin ve Türk milletinin kanı var orada. Artık Büyük Birlik Partisi var. Meydanda başka, Meclis’te başka davranmayacak, her gücün karşısında yeni bir şekil almayacak, bukalemun gibi her döneme göre renk değiştirmeyecek, yaza ve kışa göre gömlek değiştirmeyecek, varlığını ve birliğini inancından, imanından alacak ve Türk milletinin direnç kaynağı olacaktır” diyerek biz Kıbrıs Türklerine destek olduğu duygulu konuşması hâlâ daha kulaklarımda yankılanmaktadır.
Bir müddet önce KKTC’den Anavatan Türkiye’ye gelerek Sivas’ta Muhsin Yazıcıoğlu’nu ziyaret edenlere şöyle seslenmişti: “Kıbrıs bizim milli davamız. Bizim ortak değerlerimiz var. Bu değerler adına ortak kaygılarımız var ve bu kaygılarımızın giderilmesi, daha özgür bir Türk dünyası, sorunlarını çözmüş Türkiye ve Türk cumhuriyetleri ve bunlar arasında bize ait bir medeniyetin inşası kaygısına girişmiş olan büyük Türk Milleti bizim sancımızdır, acımızdır, sevincimizdir, övüncümüzdür. Varsak bunlar için var olacağız. Yoksak bunlar için yok olacağız. Allah milletimizi var etsin. Milletimizi var edebilmek için de bize mücadele takati versin.”
Yazıcıoğlu’nun aramızdan zamansız ayrılışı Büyük Türk Milleti için büyük bir kayıptır. Kıbrıs Türkü, milli davamızın yürekli savunucusu değerli bir kardeşini kaybetmiştir. Onu unutmayacağız...