Kıbrıs ilhak edilmelidir!
Türkiye sanılanın da aksine ciddi bir jeopolitik kuşatma ve enerji çerçevelemesi altında bulunmaktadır. Bu durum çok iyi analiz edilmeli ve gereği de derhal yapılmalıdır.
Türkiye güneyden Irak/Suriye ekseninde IŞİD/PKK/PYD/ABD/İsrail/Fransa etkisi altındaki güçlerle mücadele etmektedir. Türkiye'nin Fırat Kalkanı'yla Münbiç, Afrin, İdlip ve nihayet Kandil'deki mücadelenin özü bu kuşatmayı yok etmeye yöneliktir.
ABD bölgede Türkiye'nin elinin zayıflatılmasının İsrail'in güçlenmesi anlamına geldiğini çok iyi bilmektedir. Bu bağlamda Türkiye'ye yönelik olarak terör örgütleri vasıtasıyla istikrarsızlık ihracı ABD'li Neoconların üzerinde mutabık oldukları bir konudur.
Bu bağlamda ABD, Türkiye'yle yaşanan sorunlar yüzünden Yunanistan ve Türkiye'ye çevre olan ülkelerle işbirliğini derinleştirmeye çalışmaktadır. ABD'nin inisiyatifiyle Yunanistan, AB üyesi Kıbrıs Cumhuriyeti, İsrail ve Mısır arasında oluşturulan ittifakın amacı budur.
Bu ittifak gerek Doğu Akdeniz ve gerekse Suriye/Irak ekseni boyunca sürekli Türkiye aleyhine oldu bittiler yaratmaktadır.
Doğu Akdeniz'deki Türkiye karşıtı oluşturulan ittifaklar görmezlikten gelinmemelidir.
Yunanistan/Romanya/Bulgaristan'a ABD bu amaçla ciddi bir askeri varlık konuşlandırmış durumdadır. Buradaki ABD askeri varlığı değil ama Doğu Akdeniz'de, İsrail, Mısır, Suudi Arabistan, BAE, Yunanistan, Rum yönetimiyle güneyden yapılmaya çalışılan kuşatma harekatı Türkiye için tam anlamıyla bir beka sorunudur.
ABD Savunma Bakanı James Mattis, Türkiye'ye mesaj verir biçimde Amerikan askeri varlığını güçlendirmek istedikleri Yunanistan'ı "sağlam ve mükemmel bir müttefik" olarak nitelendirmişti.
ABD'nin Atina Büyükelçisi de "Türkiye'nin stratejik yöneliminin yol açtığı sorunlar dikkate alındığında, ABD için Yunanistan'dan daha önemli bir müttefik olmadığını düşünüyorum" ifadelerini kullanmıştı.
Türkiye'nin güneyinde ve Doğu Akdeniz'de yaşananlar büyük ve uzun vadeli bir stratejinin ayrıntıları mertebesindedir.
Türkiye'nin jeopolitiğinde meydana gelişmeler iyi okunduğunda, Yunanistan'ın ortaya koyduğu cüreti nereden aldığı anlaşılmaktadır.
Küçük Yunanistan'ın büyük cüreti!
Geçtiğimiz aylarda Lefkoşa'daki üçlü zirvede bir araya gelen İsrail, Yunanistan ve Kıbrıs liderleri, aralarındaki bölgesel işbirliğini geliştireceklerine yönelik mesajlar verdi. Üçlü zirvenin gündeminde EastMed doğalgaz boru hattı vardı.
Bu hat Türk karasularından geçmeyecek biçimde İsrail-GKRY-Girit-Yunanistan arasında inşa edileceği öngörülmektedir. Bu doğalgaz boru hattı projesinin 2020'de gündeme getirileceği ilgililer tarafından vurgulanmıştır.
AB'nin Türkiye'ye yönelik Doğu Akdeniz ve Ege'de sözde "hukuka aykırı faaliyetlerine" karşı kesin karar aldığını Yunanistan Başbakanı Çipras açıkladı.
Avrupa Birliği'nin Doğu Akdeniz'deki sondaj faaliyetleri nedeniyle Türkiye'nin saldırgan tutumunun arttığı yönünde Ankara'ya 'açık bir mesaj' verdiğini söyledi. Çipras, Türkiye'nin bu tutumunda ısrar ettirmesi halinde 'bedeli' olacağını belirtti.
Bu durumu Yunan Başbakanı "Yunanistan ve Kıbrıs'ın büyük bir diplomatik zaferi" olarak ilan etti.
Ayrıca Çipras, Yunan kıta sahanlığında Türkiye'nin yapacağı doğal gaz ve petrol arama çalışmalarına izin verilmeyeceğini ve buna dair planlarının olduğunu da ifade etti.
Atina yönetimi bir adım daha atarak Girit adasının güneybatısında 2020'de sondaj çalışmalarına başlanması için Amerikan Exxon Mobile, Yunan ELPE şirketi ve Fransız Total şirketleriyle anlaşma imzaladı.
Yunanistan bölgede Türkiye'nin karşısına ABD ve AB'nin şirketleriyle çıkmaktadır. Bunun verdiği mesaj açıktır.
Doğu Akdeniz'de ve özellikle Ege'de Türkiye'ye karşı kurulmuş büyük bir komplo söz konusudur.
Türkiye bu nedenle Temmuz ayında faaliyete geçecek olan ikinci sondaj gemisini de bölgeye gönderdi.
Bütün bu olumsuz gelişmeler Türkiye'nin Kıbrıs konusunda atacağı stratejik adımlarla tersine çevrilebilecektir.
KKTC'nin Gazimağusa şehrine bağlı olan Maraş'ın yeniden yerleşime açılması için adım atılması bu bağlamda önemli bir gelişmedir. Ancak yeterli değildir.
KKTC'nin Türkiye'ye ilhakı Doğu Akdeniz ve Ege'de yaratılmaya çalışılan oldubittilere verilecek en stratejik cevap olacaktır.