Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Yavuz Selim DEMİRAĞ
Yavuz Selim DEMİRAĞ

Kerinçsiz’in mektubuna devam

Ergenekon ve benzeri davalarda; idari yerleşim merkezlerinden uzak, tarlalar içerisinde görülmesinin tek sebebi; kamuoyunun takibinden kaçırmak ve izlenmesini güçleştirmek olmuştur.
3)Yassıada’da; sanıklar tutuklu kaldıkları cezaevi içinde oluşturulan salonda yargılanmışlardır. Ergenekon ve benzeri davalarda da; sanıklar, AİHM’nin kararlarına aykırı bir şekilde cezaevi içinde yargılanmıştır.
4) Yassıada yargılamalarında sanıkları savunan müdafiler sık sık tutuklanmışlar, sanıkların savunulamayacağı bir duruşma ortamı yaratılmıştır. Ergenekon ve benzeri davalarda da; birçok sanık avukatı davanın sanığı haline getirilerek yıllarca tutuklu bırakılmış ve mahkum edilmişlerdir.
5) Yassıada yargılamalarında ifadelerden sonra davayı bir an önce bitirmek için sanıkların ortak yazılı savunma verebileceklerine ilişkin kısıtlamalar getirmişlerdir. Ergenekon ve benzeri davalarda da; yargılama süreci, siyasetin emrine verilmiş, davaların bitirilmesi istendiğinde tanıklara soru sorma ve talepte bulunma hakkı ortadan kaldırılmış, sanıklar kendilerini savunamaz hale getirilmiştir.
6) Yassıada sanıklarının; kapalı zarflar içerisinde verdikleri yazılı savunmaların hiç açılmadığı ve kararları savunmalar okunmadan verildiği, mahkemenin taşınması sırasında ortaya çıkan hiç açılmamış zarflardan anlaşılmıştır. Ergenekon davalarında da; yargılanan sanık olarak verdiğim yazılı savunmalarımın bir sayfasına iri harflerle; “Bu savunma okunmayacaktır. Verilen dilekçelerin okunmadığının ortaya çıkarılması için bu cümleyi yazıyorum” şeklinde büyük harflerle yazarak yaptığım sınama üzerine mahkemeden hiçbir tepki gelmemesi, yazılan dilekçelerin okunmadığı gerçeğini ortaya koymuştur.
7) Yassıada’da; idam kararları verilmeden bir hafta önce dönemin Milli Birlik Komitesi Başkanı Cemal Gürsel tarafından siyasi parti liderleri ile yapılan yuvarlak masa toplantısında idam cezaları açıklanmış ve onaylatılmıştır. Ergenekon ve benzeri davalarda sanıkların cezalandırılacağı başta Başbakan ve bakanlar tarafından kamuoyuna yıllar önce ilan edilmiştir.
8) Yassıada yargılamalarında, mahkeme heyetinden aman dilemeyen ve dik duran sanıklara müebbet ve idam cezaları verilirken, aynı konumda bulunan diğer sanıklara hürriyeti bağlayıcı cezalar verilmiştir. Ergenekon ve benzeri davalarda da yargılama sürecinin tertip olduğunu savunan tüm sanıklara, yüzlerce yılı bulan cezalar verilmiştir.
9) Yassıada yargılamasında; örtülü ödeneğin suistimal edildiği gerekçesi ile Adnan Menderes’e milyonlarca lira ceza verilerek geride kalan ailenin de cezalandırılması yoluna gidilmiştir. Ergenekon davalarında da; sanıklara ödenmediği takdirde hürriyeti bağlayıcı cezaya dönüşen yüzbinlerce TL para cezaları verilerek, ceza kişiye değil ailelere verilmiştir.
10) Yassıada yargılamalarının; öncesi ve sonrasında toplum öylesine korkutulmuştur ki, Adnan Menderes’in oğlu Aydın Menderes’e okula gidememesi nedeni ile matematik dersi verecek öğretmen bulunamamış, güç bela cesur bir üniversite öğrencisi temin edilebilmiştir. Ergenekon ve benzeri ve davalarda da; kasıtlı olarak yaşatılan korku sürecinde sanıklar yalnızlaştırılmış, vatanseverliğin suç olduğu duygusu yaygınlaştırılmıştır.

Yazarın Diğer Yazıları