Kendi kendine yeter olmak
AKP''den önce hatta AKP''nin ilk 10 yılında sürekli aynı şeyi söyler dururduk: Türkiye kendi kendine yeter 5 ülkeden biriydi.
Gerçekten de yetiyor muydu? Evet yetiyordu ve hatta fazlası bile kalıyordu.
Mesela yıllar önce Türkiye''de o kadar çok mercimek ekilmişti ki, televizyonlarda mercimeğin faydalarını anlatan kamu spotları yayınlanmaya başlamıştı.
Pirinç, buğday ve daha yüzlerce üründe Türkiye tükettiğinin çok fazlasını üretir, yurt dışına satamadığı zaman fiyatlar çok düşerdi.
Ya şimdi?
Nohut Hindistan ve Arjantin''den, kırmızı mercimek ve yeşil mercimek Kanada''dan, pirinç Tayland''dan, mısır konservesi Macaristan''dan, kuru fasulye ise Meksika''dan ithal ediliyor.
Bu ürünler dolar bazlı ithal edildiği için, döviz kurunun yükselmesiyle fiyatlar da her geçen gün artıyor.
Artık temmuz ayı bitiyor ve lütfen fiyatlara bir bakın.
1 kilo domates 20 lira. Tarım ülkesinde yazın ortasında bir kilo domatesin fiyatı 20 lira olur mu?
Bakın oluyor işte!
Belki kızacaksınız ama 20 lira bu ortamda bedavaya yakın bir fiyat!
Sıkı durun, bu kışın bu domatesi en az 40 liraya alacağız. Daha güzel salkım domates isterseniz 50 lira vereceksiniz. Hele organik olsun, kokladığımda domates kokusu gelsin diyorsanız o zaman 70 lira vereceksiniz.
Yani bugün çok iyi günler…
AKP''nin tarım politikası Türkiye''yi bu hâle getirdi. Artık kimse bu saatten sonra ucuz sebze ve meyve beklemesin, bu hayale kaptırmasın kendini.
Neden mi?
-Hızla artan ülkemiz nüfusu ve gıda maddeleri gereksinimindeki artış ve kişi başına düşen ekilebilir alanların azalması etkili oldu.
-Tarım arazilerinde bugün lüks villalar ve siteler yapılmış durumda.
-Gübre, tarım için olmazsa olmaz! Türkiye ürettiği gübrenin yüzde 90''a yakın bir ham madde bölümünü ithal ediyor. Hem dövizin artışı hem de uluslararası ham madde fiyatlarının artışı gübre fiyatlarını adeta uçurdu. Bu da tarımda girdi maliyetinin patlamasına neden oldu.
-Teşvik yerine ithalata ağırlık verilmesi. Türkiye, 2010 yılından sonra tarımda çözüm olarak hep ithalatı gördü. İlk hatayı hayvancılıkta yaptı. Artan et fiyatlarını kontrol altına almak için Uruguay ve Sırbistan gibi ülkelerden canlı ve kesilmiş hayvan ithalatına başladı. O gün bugündür tarımda ithalat devam ediyor. O dönem ithalatın başlamasıyla birlikte çiftçiler üretimi bıraktı, çünkü ithalat ile baş etmeleri mümkün değildi.
Sonuç olarak Türkiye bugün, boğazından geçen her lokmanın yarıdan fazlasını ithal eden bir ülke haline geldi.
Domates fiyatlarına gelince:
Emin olun AKP ona da çözüm bulacaktır.
Başta Rusya olmak üzere dünyanın her bölgesine domates ihraç eden Türkiye, fiyatları kontrol altına almak için domates ithal edecektir.
İthalata direnemeyen çiftçi bu işi bırakacak arazisini müteahhide verecek 50-50 bölüşecek. Kira geliri ile rahat yaşayacak. Çok sıkıştığında dairenin birini satıp 5 yıl lüks yaşayacak.
Ya biz ne olacağız?
Domatesi 100 liradan ya alacağız, ya da resimlerine bakıp bir dönem ne kadar bedavaya yaşadığımızı düşüneceğiz.