Kendi belgeleri böyle söylüyor...

6.9.2011 tarihinde “Genelkurmay Belgelerinde Kürt İsyanları” başlıklı bir yazı yazmış, 2 cilt halinde yayımlanan bir yapıttan söz etmiştim.
Bu yazının bir yerinde: “Bu kitaplarda Said-i Nursi’nin ’Gerçek bir anarşist ve Kürtçü olduğu’yazılı. Bunu, Türk olan Nurcular hemen ’Kemalist zihniyetin iftirası’olarak damgalamasınlar. Kendi içlerinden (ama Kürt olan) birinin yazdıklarını aşağıya alıyorum. Okuyunca, bu suçlamanın hiç de haksız olmadığını göreceklerdir.
(...) Bize yıllardır anlatırlardı Nurcu arkadaşlarımız, efendim, Şeyh Sait, Said-i Nursi’ye haber yollamış isyan çıkarmadan önce, o da demiş ki ’Ben İslamiyet’e bunca hizmet etmiş Türk kavmine ihanet edemem’.
Peki nedir bu işin doğrusu? Son seçimde BDP’den milletvekili seçilen Kürt Nurcu Altan Tan, TİMAŞ yayınları tarafından yayımlanan ’Kürt Sorunu’adlı kitabında bakınız neler yazıyor” demiş, Said Nursi’nin “Şeyh Sait Efendi’nin hayfını (öcünü) alacağım, aldım” şeklindeki ifadesini Altan Tan’a atfen açıklamıştım.
Sen misin yazan? Nur Taifesi derhal harekete geçti. www.risalehaber.com adlı web sitesinde, fotoğrafımın yanına gamalı haç koyup “Irkçı Yazar Said Nursi’yi Irkçılıkla Suçladı” diye başlık attılar. Eleştiriye açığız, bizim Bayburt’ta “Eşeği süren anırmasına dayanır” derler, biz de dayanacağız. Dayanacağız da, “Serok Mele Said Nursi” nin meleleri olan bu “Nur Taifesi”, her zamanki hinliğini gösterip yazımın Altan Tan’la ilgili bölümünü yok saymıştı. Bunun bir münafıklık alameti olduğunu vurgulamakla yetinelim ve Prof. Dr. Zekeriya Beyaz’ın Nurculuk hakkında yazdığı son derece kapsamlı ve sağlam dayanaklı değerli eserinden söz edelim.
Zekeriya Beyaz’ın Nurcularla ilişkisi gençlik yıllarına dayanıyor. Nursi’nin kitaplarının saf insanlar tarafından bir şey anlamadan okunduğunu, hatta namazda bile okunduğunu görmüş, uyarmış, tartışmış onlarla. Nurcu Ali Gürbüz’le dünür olmuş sonra, Nurcularla birlikte hapis yatmış. “Nurcular genellikle iyi insanlar, fakat Nurculuk dini açıdan yanlışlarla dolu” saptamasını yapıyor ve bu saptamayı, Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu’nun kararlarına dayandırıyor öncelikle.
Kitap, Sancak Yayınları’ndan çıkmış, bu yapıtın tanıtımı, gazete köşesine sığacak gibi değil, ben merakınızı uyandıracak kimi ipuçları vereyim, dilerseniz alır okursunuz.
- Said Nursi, “Risaleler bana gaip âlemi tarafından yazdırıldı” diyor. Nur risaleleri arş-ı âzamdan inmiş. Risaleler yanlış da olsa düzeltilemezmiş ve tercüme edilemezmiş, vahiy sayılırmış (vahyin devam ettiğine inanıyorlar)... Risale-i Nur’un kıymetini anlatmak Kur’an’a düşermiş. Risaleleri Türkçe olarak sadeleştiren bir Nurcu aforoz edilmiş.
- Nur talebeleri hep överler, hiç eleştirmezler. Peki Diyanet ve din adamları Said Nursi’yi neden eleştirmezler?
- Nur Suresi, Said Nursi ve kitaplarını haber veriyormuş, Nursi’nin harpten kurtuluş tarihini Kur’an bildiriyormuş. Hz. Ali, Risale-i Nur’a işaret etmiş..
- Depremi, Risale-i Nur önlermiş. Risale-i Nur sebebiyle Kastamonu ve Isparta, harpten zarar görmemiş.
- Nursi, sapkın “İşraki” felsefesine bağlı. Akıl hastanesinde neden yattı, megaloman ve şizofren mi?
- Nursi, Meşrutiyet ve Cumhuriyet kurucularına “Süfyan Komitesi” diyor.

Yazarın Diğer Yazıları