Kemalist olmak kolay değil
Önceki yazılarımda Cumhuriyet''in kolonları olan devrimlere ve o devrimleri koruyanlara saldıran "Lağımcı Bölükleri"nden bahsetmiştim. Geçen gün TV programlarına göz atarken bu "Lağımcı Bölüklerinde" yer tutan bir "hanımefendinin" konuşmasına denk geldim.
Konuşmasında "Yeşil Kemalistler" dedi.
Altını doldurur diye bekledim, nafile.
Karşısındakiler ne demek istediğini sorar diye bekledim, nafile.
Sabah tekrar kanalları gezerken aynı kanalda bu sefer sabah programında yine aynı hanımefendi vardı.
Bu sefer de "Sol Kemalistler" dedi. Altını doldurur diye bekledim, karşısındakiler sorar, cevap verir diye bekledim, yine beyhude bir bekleyiş oldu.
Kendisini "tarafsız ve bağımsız" diye nitelendiren bir kanalda sabah-akşam bu hanımefendinin yer alması ve devamlı algı yaratmasına izin verilmesi de düşündürücü.
Aslında mesele bu hanımefendi değil. Zira kendisi her dönemin "kum saati"dir. Kumpas dönemlerinin finanse edilen savunucusu, çözüm sürecinde PKK ideologu, yarın savaş çıksa "mandacısı…" Asıl mesele onunla programa çıkmış olan ve topluma kendilerini "Atatürkçü" diye tanıtan kişilerin bu sistemli ve planlı saldırı karşısında susmaları.
"Kemalist" tanımlamasını daha Kurtuluş Savaşı sürecinde görürüz. Mustafa Kemal''in önderliğinde başlatılmış olan Kuvayı Milliye hareketinin tarafında olanlara verilen ortak isim. Kökü Mudafaa-i Hukuk ve Kuvayımilliye Hareketindedir. Kurtuluş Savaşını verdiğimiz emperyalist ülkeler de ortaya çıkan ve yayınlanan gizli belgelerinde "Mustafa Kemal yanlısı Kemalistler" diye belirtildiği görülmektedir.
Kısaca Kemalist, anti-emperyalist, tam bağımsızlık inancını taşıyan kişiye denilmektedir.
Bu devrimci hareketin ideolojisi de "Kemalizm"dir. Kemalizm, Başkumandan ve Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk''ten çıkan bir ideoloji ve doktrindir. Bu ideoloji Türkiye Cumhuriyetinin de resmi ideolojisidir.
Kemalizm, 1919-1938 yılları arasına sıkıştırılmış köklü değişim ve dönüşümü değil, asıl geleceğe yürüyüşü de açıklayacak kendine özgü bir ideolojinin ürünüdür. Şerafettin Turan, Kemalizm''i tanımlarken, "Kalıplaşmış bir dogma değil, çağdaşlaşmayı amaçlayan bir gelişme modeli sürekli bir izlencedir. Tek yönlü ve kopya olmayıp bir bileşkedir. Ayrımcı değil bütünleştiricidir" der.
Kemalist olmak kolay değildir.
Bugün kolayca bir tarikatın müridi olabilirsiniz. Ya da faşist, liberal olabilirsiniz. Fakat Kemalist olabilmek için önce bilgili ve bilinçli, neden-sonuç ilişkisi kurabiliyor olmanız ve aklı özgürleştirmeniz gerekmektedir. Tam bağımsızlık ve öfke bütünlüğü, Kemalist ideolojinin yalnız temeli değil, öz yapısı, betonarme karkasıdır. Ulusal anlayışı antiemperyalist, antikapitalist bir görüşten yola çıkar. Kemalist, cehaletin en büyük düşmanıdır. Kemalist, Türk devrimcisi kişiliğine sahiptir. Devrimimiz, bu kişiliği tarihte oynadığı rolün eşsizliğinden alıyor. Emperyalizmin sömürge düzenine Türk devrimini yapan Kemalistler son vermiştir.
Bu kavramla mücadele edenler Kemalist kavramı ile siyasi mücadeleye girmemek için "Atatürkçü" kavramını geliştirmiş ve "Atatürkçülüğün" kimsenin tekelinde olmadığı tezini savunmuşlardır. Devrimlerin yerine "İnkilap", Kemalist yerine "Atatürkçü" demişlerdir. Kavgalarını da Kemalistleri şeytanlaştırıp, ayrıştırarak devam ettirmişlerdir.
İşte tam da bugün sırtını saraylara, köşklere, yalılara, tarikatlara ve cemaatlere, bunların finans kuruluşlarına, siyasetçilere dayayan Cumhuriyet düşmanları, kendilerini güçlü gördükleri anda yanlarına liberalleşen "solcuları" ve ayrılıkçı Kürtleri de alıp Mustafa Kemal Atatürk''e, Cumhuriyet''e ve devrimlere saldırmaktadırlar.
Bu saldırı sistemli yapılmaktadır. Kamu kurumlarını yağmalayarak sömürerek semirilen gazetelerinde, televizyonlarında açık açık, "tarafsız-bağımsız" diyen kanallarda da işte "Yeşil Kemalist", "Sol Kemalist" diye bu saldırılar gerçekleştirilmektedir.
Karşılarındaki kişilerin bakmayın siz "Atatürkçü" göründüklerine onlar kravatlı dervişlerdir, rozet Atatürkçüleridir. Ağızlarından çıkan kelimeler çürük yumurta gibi kokmaktadır.
Her konuşmalarında kendilerini "Atatürkçü" diye tanımlayan ancak bu planlı saldırılar karşısında bir televizyon programına çıkmak adına sessiz kalanlara da yazıklar olsun. "Kemalistim" deme cesaretiniz yok bari Atatürk''ün adını menfaatlerinize alet etmeyin.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk''ün aydınlattığı yolda yürüyen Kemalist, Türk Milliyetçisi devrimci gençler sayı bakımından bugün azınlıkta görünebilir. Fakat aydınlığın karanlığı her zaman yendiği gibi karşısında olan çıkar kenetlenmelerini, çürük inançları da yenecektir. Atatürk''ün Cumhuriyeti emanet ettiği devrimci gençliğe düşen görev çok güç ve çetindir. Ancak başaracağımızdan da kimsenin kuşkusu olmamalıdır.
Cumhuriyet tarihine bakın, her dönem el üstünde tutulan "kum saatleri" saldır komutu aldığında, Kemalistlere ve Kemalizm''e büyük bir şevkle ve zevkle saldırmışlar, bu sayede de mal, mülk ve şöhrete ulaşmışlardır. Ancak, sırtlarını dayadıkları güç ufak olunca da bir anda buharlaşmış tarihin karanlık sayfalarında silinip gitmişlerdir.
Bu bir hastalık aslında...
Adı da "Kemalizm Sendromu!"
"Bu ''entel-mental'' hastalığı genellikle düşünce tembelliğinden kaynaklanıyor" demişti Kutup Yıldızım Uğur Mumcu.
Bu dönemde ise beyinleri örümcek ağları ile dolu olan her devrin "kum saati" olanların kullandığı paravan kelimedir. "Kemalist", Cumhuriyet devrimlerini savunanları 80 yıl sonra, Atatükçü-Kemalist diye ayırdılar, devrimleri-inkılâp yaptılar. Şimdi içlerinde besledikleri Atatürk kinini, Cumhuriyet devrimlerine öfkelerini dile getirirken "Kemalist", "devrimci-ilerici" kavramlarını kullanırlar.
Bizler Atatürk''e, Cumhuriyet''e hakaret edince de tepki verdiğimizde "Benim sözüm Atatürkçülere değil", "Atatürk bizim ortak değerimiz" yalanına bir yılanın avına sarıldığı gibi sarılırlar.
Kemalist ve devrim kavramlarını darbecilikle, teröristlikle eşdeğer göstermeye çalışıyorlar yıllardır.
Şeytanlaştırdılar…
Nevruz''u Türk bayramından PKK bayramına dönüştürdükleri gibi!
Bu gibi kişilerin karşısında susan, sessiz kalan "ağdalı aydınlara(!)" sözüm ona Atatürkçülere, "aman kimseye bulaşmayayım" diye mehteran takımı gibi iki adım ileri bir adım geri atan tatlı su muhaliflerine inat…
Bugün susanlar en az saldıranlar kadar suçludur.
Yaşasın tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti.
Yaşasın Kemalist Türk Gençliği…