Kemalist olamadı, yenildi Atatürkçüler
Kemalizm ile Atatürkçülüğü aynı sananlar şaşırmışlardır başlığıma. Hemen söyleyeyim aynı değil. Atatürkçülük, Kemalizmi sulandırıp; Batı, ABD ve NATO’ya uyumlu bir Atatürk ideolojisi icat etmek için Demokrat Parti döneminde ortaya atılmış bir anlayıştır.
Bu anlayışı zihinlere yerleştirmek için, Atatürk’ü yüzeysel ve bulanık olarak anlatıp algılatmak gerekiyordu. Bu yapıldı. Atatürkçülük adına darbe yapıldığında da, silah zoruyla yapıldı.
Sonra ne oldu? Karşıdevrimciler dişlerine göre rakip olan bu Atatürkçüleri yendiler, şimdi zafer nârâları atıyorlar. Araştırma-İnceleme kitapları ses getiren Yılmaz Dikbaş, son kitabı “Atatürkçüler Yenildi” de işte bu gerçeği işliyor. “Gerçek” sözcüğü, “işliyor” sözcüğü ve Yılmaz Dikbaş adı bir araya gelirse -bilenler bilirler- ortaya tuğla kalınlığında bir yapıt çıkar mutlaka. Enki Yayınları arasından çıkan bu kitap da öyle, tam 700 sayfa.
Peki neden yenildiler Atatürkçüler, bunu Dikbaş Bey’in yapıtından özet olarak alalım buraya:
-Atatürkçüler özelleştirmenin asıl amacının ekonomik olmasının ötesinde siyasi olduğunu kavrayamadılar. KİT’ler birer birer elden çıkarken geri durdular. Yeraltı ve yerüstü madenlerimiz peşkeş çekilirken sessiz kaldılar, liman ve bankalar elden çıkarken umursamadılar. Tarım topraklarımız elden çıkarken, sesleri çıkmadı.
-Bağımsızlık, egemenlik, manda ve Avrupa Birliği konularını tam kavrayamadılar.
-Atatürkçüler Anadolu’nun ve Türk Milleti’nin gerçek duygu ve isteklerinin neler olduğunu bilememişler, kendilerini “seçkin” kişiler olarak görüp halka tepeden bakmışlardır. Bir yandan AB hibelerini ve Siyonist Soros dolarlarını cebe indirirken, bir yandan da Türk halkını aşağılamaktan dolayı hiç utanç duymamışlardır.
-Birinci Meclisten beri Mustafa Kemal karşıtı, Cumhuriyet ve devrim karşıtı olan şeriatçılar, hilafetçiler, padişahçılar dış destek de alarak kendi hedeflerine doğru adım adım ilerlerken; Atatürkçüler ulusal bilince erişememişler ve Kemalist Devrimci yolu bulamamışlardır.
-Atatürkçüler NATO’nun ne tür bir örgüt olduğunu tam öğrenemediler, irdelemediler. NATO’nun ulusal ordulara karşı olduğunu göremediler.
-Kapitalizm ve Emperyalizm deyimlerini sıkça kullandılar ama bu deyimlerin içeriğini tam olarak kavrayıp ete kemiğe büründüremediler.
-Laiklik ilkesini tam ve doğru olarak algılayamadılar. Laiklik ilkesini savundukları için karşı devrimciler tarafından dinsizlikle suçlandıklarında ne yapacaklarını bilemediler, sanki suçluymuş gibi sus-pus oturdular. Bu ilkeyi türbana indirgediler çoğu kez.
-Milli Eğitim, Amerikalı uzmanlara bırakılırken seyrettiler.
-Tüm dünyaya yayılmış Masonların, Lions ve Rotary kulüplerinin aslında küresel çetenin bir arka bahçesi olduğunun bilincine varamadılar.
Masonlar, Lions ve Rotaryenler... Bunlara dair bu kitapta neler var neler, okuyunca çok şaşıracaksınız. Amerikan ajanlarına ilişkin de özel ve özgün bilgiler var.
Ve Hasdal ve Silivri’de olduklarından dolayı “teslim oldular” diye suçlanan komutanlar... Yazarımız, teslim olma işinin çok daha eskiye dayandığını ifade ediyor. 60 yıl önce, NATO’nun ve Batı’nın lânet halkası boynumuza geçtiğinde, askerimiz teslim olmuştu aslında, o teslimiyet bugün vicahiye çevrildi, hepsi bu işte.
Kutluyorum Değerli Dikbaş’ı, Tanrım kılıcını keskin etsin.