Kelimelerin yetmediği an

Vahim kazadan sonra başlayan kahreden bekleyiş ’acı haber’ile son buldu. Türkiye bir yandan ağlıyor, bir yandan sorguluyor, bir yandan da yarın defnedilecek
Yazıcıoğlu ve arkadaşlarının ruhuna dualarıyla rahmet yağdırıyor. İşte umutların
tükendiği ’o an’okuyucularımızdan gelen mesajlardan bazıları...

Ölümün ne zaman, nasıl geleceği belli olmuyor. Omuz omuza vermek için daha kaç ’Muhsiz Başkan’feda edeceğiz?
Alp Çıtak

Dualarımız yetmedi... Umutlarımız yetmedi... Allah rahmetini üzerlerinden eksik etmesin.
Behiye Civil

Hoşçakal reis... Kurtaramayanlar utansın!
İlkay Taşçı

Senin başucunda taş
Bizim gözümüzde yaş
Sana öldü diyemem
Ölmedin ki ülküdaş...
Çağrı Albayrak

Söz veriyoruz. “Düz yaşayacağız,düz duracağız, düz yürüyecegiz..Dik duracağız, doğru gideceğiz.”
Murat Özkan

Onu yaşarken hatırlamayanlar, şimdi nasıl oluyor da “unutmayacağız” diyebiliyorlar?
Alparslan Dağ

Sol görüşlü bir oyucunuz olarak başsağlığı diliyorum. Vatanseverlein zamansız kaybı acı geliyor. Gökhan Çınar

Bu ülkenin nadiren sahip olabildiği bir değeri daha çok erken kaybettik.
Mekanı cennet, ruhu şad olsun.
Mustafa Aykut Yılmaz

Günlerdir gazetelerde yayımlanan bir fotoğraf var. Ben Muhsin Yazıcıoğlu’nun gözlerine ilk defa orda baktım. Keşke bu kadar geç kalmasaydım. Başımız sağolsun...
Çağrı Savaş Güral

Türk-İslam davası faziletli liderini, Alperenler koca reislerini,
Türkiye en vefalı evladını kaybetti.
Alparslan Sevgi

Sana sandıklar dolusu vefa borcumuz var. Affet bizi.
Gökçen Acar Karataş

Ömrünü Türk-İslam davasına adamışların başı sağolsun. Yazıcıoğlu ailesine,
Büyük Birlik Partisi’ne sabır diliyorum.
Oğuzhan Gül

+++

Benim içim ısınmaz artık
Beraber büyüdükk. Aynı acılardan geçtik. Sessiz çığlıklarla komşu hücreleri inlettik. Vücudumuzda aynı yaraların izleri var. Gönlümüzde aynı iman.
O zaman biz neden ayrıydık Muhsin Başkan?
Neden hep hasret çektik?
Bugün böyle sızlıyorsa içim, daha dün sana niye yüzümü çevirdim?
Bugün durup durup ağlıyorsam, dönüp dönüp sımsıkı yumruğumu savuracak yer arıyorsam...
Yıllarca gönlüme komut vermiş, büyük buluşmaların yoluna ayak basmamış ben...
Bugün zangır zangır titreyen çeneme “dur” emri veremiyorsam...
Seninle aynı salonu, aynı çatıyı, aynı ülküyü, aynı adı, aynı ünvanı paylaşamayan ben...
Bugün, iki metrelik kabrine sığmaya hazırsam...
Biz neden ayrıydık Muhsin Başkan...
Hiç kavuşamamış olmak çok üşütmüş içimi? Keş Dağlarını görünce anladım. Benim içim ısınmaz artık...
Gürcan Oray


+++

KKTC seçimlerine dış müdahale
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde yayınlanmakta olan Yeni Volkan Gazetesi Başyazarı Sabahattin İsmail’in 22-24 Mart 2009 tarihli yazılarında, KKTC Cumhurbaskanlığı tarafından Ocak 2009’da, Kıbrıs Gazetesi tarafından Şubat 2009’da yaptırılan anketler değerlendirilmektedir. Anketlerde, UBP’nin birinci parti olacağı, Demokrat Parti ile birlikte toplam yüzde 58 dolayinda oy alacagi ve CTP-ORP hükümetinin yerine iktidar olacağı görülmektedir.
Bu değişimin dış siyasete yansımaları da çok sarsıcı ve derin olacaktır; yeniden KKTC’nin bağımsızlığı ve egemenliği çizgisine dönülecektir.
Anketlerin çarpıcı sonuçları arasında, KKTC halkının yüzde 77’sinin Birleşik Kıbrıs ve Federasyon fikrine karşı olduğu, Sayın Cumhurbaşkanı Talat’ın güvenirliliğinin ise yüzde 38 düzeyine gerilediği de görülmektedir.
AKP’nin, bugüne kadar KKTC iç siyasetine doğrudan müdahil olduğu yönünde çok yaygın bir kanaat vardır. KKTC’de CTP anlayışının iktidarını sürdürebilmesi için, payanda parti kurdurduğu söylenmektedir.
Annan Planı referandumunda, iktidar mali ve siyasi gücünü, özellikle yüzde 30 oranında Türkiye’den göç etmiş KKTC seçmenleri üzerinde yoğunlaştırarak, planın kabulu yönünde kullanmıştır. Talat-Hristofyas görüşmeleri sürecinde kesin hatları belirsiz iç kamuoyuna yönelik gösteriş nitelikli bir takım açıklamalarla kamuoyunu sakinleştirmeye dönük pasif bir tutum veya görüntü izlemiştir.
AB ve ABD’nin tavsiyelerine (!) uygun olarak, KKTC seçmenlerinin tercihlerini etkilemek ve CTP anlayışının iktidarını sürdürmesini sağlamak için elinden geleni açıkça ortaya koyacağı beklenmelidir. Bu yolda, vaatler kadar tehditler de ileri sürülebilir. Nitekim, KKTC basınında haber verildiğine göre, TC Başbakan Yardımcısı Sayın Cemil Çiçek’in UBP Başkanı Sayın Dr. Derviş Eroglu’na peşinen ”İktidarda sizi çok zor bir ekonomik tablo bekleyecektir“ diyebilmiştir.
Bağımsızlığını ve özgürlüğünü 50 yıllık milli direnişle hak etmiş olan Kıbrıs Türklerine, ”Türkün yeniden Ateşle imtihanı“nda, her türlü emperyalist ve işbirlikçi müdahaleye karşı mücadelelerinin bu aşamasında da, destek olalım.
Vecihi Acun

+++

112 personeli ve eğitimi...
Şarjım bitiyor, ayağım kırıldı diyen yaralıya ”Kravatınız var mı ?“ sorusu mu sorulur ? Yoksa ”Hemen cebinizi kapatın, başka arama yapmayın, telekomünikasyon merkezi ile irtibat kurup yer tespiti yapmamız lazım, diğer kapalı telefonları açmaya çalışın, biz size hemen döneceğiz“ mi demeliydi ?
112 acil ambulans çağrı karşılama merkezlerinde teknik takip ve yer tespiti konularında acemiler çalışıyor. Çoğu, geçen seçimin hemen öncesinde oy amaçlı sözleşmeli olarak göreve alındılar. Eğitim verilmeden işe başlatıldılar.
112 personeli hatalıdır. Onlara gerekli eğitimi vermeyen yöneticiler daha da hatalıdır.
Hüseyin Kernekli

+++

MİNİ YORUM
Sürüklendiğimiz yerde sandık vardı
Türk siyasi tarihinde benzeri görülmemiş bir seçim kampanyasına şahit olduk herhalde. Bolca rüşvet ile başladı. Sonra tehdit işittik bolca. Azar, küfür... Öyle iddialar uçuştu ki havada, kendimizi ’aptal’yerine konmuş hissettik. Ama çalınan çırpılanla da olsa, iki paket bulgurla doyduk, üç çuval kömürle üşüdük sandık... Sonra Keş dağlarının beyazlığını gördük. O acı gösterdi aslında ne kadar üşüdüğümüzü. Hedef gösterildik, haddimiz bildirildi, gözümüzü açmaya çalışanlar oldu, seslerini duymayalım diye kulağımıza pamuk tıkandı. Dün sandığın başında biraz duygusal, biraz tepkisel hareketler yaptık. Bu seçim Türkiye’nin seçimi mi, yoksa sürüklendiğimiz yerin kaçınılmaz sonucu mu oldu, bilemiyorum.

Yazarın Diğer Yazıları