Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Yavuz Selim DEMİRAĞ
Yavuz Selim DEMİRAĞ

Kayyum meselesi...

Yandaş medyanın maşallahı var... Son dönemde yollarını buldukları kayyumluk müessesini çok benimsemişler. Ne de olsa el konulan şirketleri geçim kapısı haline getirdiler. Fakat MHP'de işler kendi arzuladıkları gibi gitmeyince "Yargı kayyum atadı" manşetleri ile saldırıya geçtiler. Her şeyden önce 12. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin MHP kongresi için görevlendirdiği kişilere "Kayyum" yerine "Çağrı heyeti" diyorlar. Alıştılar ya aylık 105 bin liralık ballı maaşa. Atananların da yandaş olmasına... Kayyum "belli bir malın yönetilmesi ya da belli bir işin yapılması için görevlendirilen kimse" demektir. MHP'nin çağrı heyeti kurultayda seçilmiş delegelerden oluşuyor. Maaşları yok. Görevleri kayyumluk olsa gidip Balgat'taki Genel Merkez binasına oturup partiyi yönetirlerdi. Sadece delegeye çağrı yapıp kongrenin toplanmasını sağlayarak tüzük değişikliği talebinin oylanmasını sağlayacaklar hepsi o kadar...

Gelelim paralel şirketlere atanan kayyumlara. Ne hikmetse AKP'nin belediye meclis üyeleri, partinin avukatları ve mali müşavirleri... Sadece Koza-İpek Grubu'na bağlı şirketleri yönetmek için aylık 790 bin TL maaş alıyorlar. Kişi başı 105 bin TL'yi buluyor. Bu kayyumlar dilediğini işten çıkarıp, dilediklerini yönetici olarak alıp, ballı maaş verme yetkisine de sahip. İktidar uçağında koltuk kapıp, fotoğraf karesine girmek için çabalayan gazeteci kimliği taşıyanların sorması mümkün değil. Ama meslek namusunu koruyabilmek için biz soralım. "Paralel soruşturması adıyla yürütülen davalarda medya kuruluşlarına atananlara ne kadar maaş veriliyor?" Bizler gibi sıradan gazetecilerin iki yılda alamadığı maaşı bir ayda aldıkları doğru mudur? Ki doğruluğu ile ilgili ciddi bilgiler elimizdedir.

***

Kayyum hadisesinin bir diğer icraatı da el konulan kargo şirketi ile ilgili. 350 şubesi olan şirketin 50'si paralel yapı ile alakası olmayan girişimcilere ait. Kalan 300'ü yıllardır adı geçen kuruluşlarda çeşitli görevlerde bulunmuş ve bayilik almışlar. Ancak kayyum heyeti bu 300 kişilik bayiden teminat mektubu, demirbaş tutarı ve nakit ödeme istemeden bayilik anlaşmalarını yaparak bir nevi yapının devamını sağlarken diğer 50 kişilik bayilerden demirbaş tutarı, nakit para ve teminat mektubu istiyor. Açılan davalarda örgüte maddi destek verdiği iddiaları var iken bu uygulamanın da bir açıklaması olmalı!

Kayyumluk sorumluluk ister. Adı geçen şirketlerin kayıplarını önleme görevini yükler. Şirketlerin mal varlığını koruyup, kâr etmesini sağlamalıdırlar. Ancak görüyoruz ki bol keseden maaşlar dağıtılarak kısa sürede varlıkları tüketiliyor. Bir taraftan şeffaflıktan dem vurulurken devletin el koyduğu sermayelerin tüketilmesine göz yummak da yolsuzluğa geçit verme anlamına gelmiyor mu?

Yazarın Diğer Yazıları