Kayseri skandalı örtülmesin!
Buzdağının görünen bölümü bile ortalığı tarumar etti. 30 Ekim’deki, “Kayseri’de Neler Oluyor” başlıklı yazının daha mürekkebi kurumadı. Mehmet Özhaseki’nin başkanlığındaki Büyükşehir Belediyesi ile ilgili yolsuzluk kamuoyuna yeni yansıyanlarla sınırlı değil. Bu olay İstanbul ya da Ankara’da yaşanmış olsa SHP’nin çanına ot tıkayan “İSKİ Skandalı” bile Kayseri’nin yanında çok masum kalırdı.
Daha önce yazdığım gibi Özhaseki’ye gözünün üstünde kaş var diyen gazetecinin işine son veriliyor kentte. Lamı cimi yok. İktidarın erkini elinde bulunduran Özhaseki, Kayseri’deki diğer siyasi partilerin yönetimlerini bile neredeyse kendi belirliyor. Belediye’den verdiği irili ufaklı ihalelerle il başkanları ve yöneticilerinin sesini kesmeyi beceriyor. Son 12 yıldır karşısına dişine dokunur bir adayın çıkmayışını sokaktaki adamdan köklü esnafa kadar herkes biliyor. Bir başka deyişle işi biliyor Özhaseki ekibi...
CHP Kayseri Milletvekili Mehmet Şevki Kulkuloğlu’nun ortaya çıkardığı belgeler devede kulak bile değil. Kentin trafiğini hallaç pamuğuna dönüştüren metrodan tutun da kente yapılan hemen her işin tedarikçi firması Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün kardeşi Macit Gül’e ait... Nitekim Enerji Bakanı Taner Yıldız ve Kayseri Milletvekillerinin telaşa kapılmaları tesadüf değil. İşin ucu Köşk’e kadar uzanacağı için bir an önce kamufle etmeye gayret ediyorlar. Vicdan sahibi bir müfettiş sadece eski stadyum arazisinin iki hafta içinde 700 trilyon artışını mercek altına alsa, şehirde sıradan vatandaşlarla konuşup soruşturma açsa Türkiye sallanır, ucu yurt dışına kadar uzanır. Ama Vali yardımcılarının bile görevden alındığı ortamda bunu gerçekleştirecek babayiğidi bulmak zor...
Kentteki skandallardan biri de geçtiğimiz günlerde yaşanan Kayseri Şeker olayıdır. Türkiye’deki şeker fabrikaları bir bir özelleştirme adıyla peşkeş çekilirken, batık kurumu Türkiye’nin en büyük 100 kuruluşu arasına yükselten Vedat Ali Özışık’ın yandaş medya aracılığı ile yargısız infaza uğratılması başlı başına bir öykü. Önümüzdeki yazıda Kayseri Şeker gerçeğini bu sütunlardan yazacağım. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından HSYK üyeliğine getirilen Ali Aydın’ın şeker fabrikasını ele geçirme operasyonuna değineceğim. Aynı Ali Aydın’ın Mehmet Özhaseki ile ilişkilerini belediyedeki yolsuzluk iddialarının sümenaltı yapılmasındaki rolünü de unutmayacağız elbette.
ANAP eski Kayseri İl Başkanı, AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş’ın Türk milliyetçilerinin 7.5 trilyonluk öz sermayeye yükselttiği Kayseri Şeker Fabrikaları’nın yönetimini ele geçirmek için Kooperatifler Yasası’nın 90. maddesinde yaptırdığı düzenleme aslında operasyonun işaret fişeğiydi. Sadece Kayseri’de değil, Yozgat’taki Boğazlıyan Şeker Fabrikası’nı da ihya eden Vedat Ali Özışık’tan intikam alma operasyonunun altında daha neler var neler...
Türk köylüsünün canına okuyan AKP zihniyeti, 85 bin ortaklı Pancar Ekicileri Üretim Kooperatifi’ni tasfiye etmeyi amaçlamaktaydı. Kooperatifin genel kuruluna tam 20 bin 785 kişi katıldı. Genel kurulda 12 bin 317 oyu Vedat Ali Özışık aldı. AKP ile ittifak yapan grupların başında Hasan Aydın vardı. Kayseri’den gelen pis kokular için TBMM’de derhal soruşturma komisyonu oluşturulmalıdır. Kayseri Şeker’den sonra Konya Şeker de hedefler arasında. Yakında Konya Şeker operasyonu yapılırsa kimse şaşırmasın. AKP’nin yumuşak karnı belediyelerdir. Kayseri’den başlayarak AKP’li belediyelerin icraatları Haziran seçimlerine kadar ortaya çıkarılmalıdır.