Kayıp silahlar yapbozun parçası mı?

Sedat Peker, bir süredir Twitter hesabından paylaştığı iddialarda İçişleri Bakanı Süleyman Soylu hakkında çarpıcı iddialarda bulunuyor.

Gazeteciler olarak bizler de bu iddiaların doğru olup olmadığını tabii ki araştırıyoruz. Bir "iç çekişme" olarak değerlendirdiğim bu iddialar, "ateş olmayan yerden duman çıkmaz"dan öte geçmese de aralarından bazıları konusunda savcılıkların harekete geçmesi gerektiğine inanıyorum.

Çok ciddi iddiaların ortaya saçıldığı, fotoğrafların ortaya çıktığı, milyonlarca Euro''nun el değiştirdiği, uyuşturucu ticaretlerinin söz konusu olduğu bir toz bulutu içerisinde benim için en ciddi iddia geçen günlerde geldi.

Sedat Peker, bu yazı yazıldığı sıradaki son paylaşımlarında, 15 Temmuz''un hemen sonrasında devlet envanterine kayıtlı olmayan silahların sivillere ve özellikle de AKP Gençlik Kolları''na dağıtıldığını söyledi.

Silah diye kastettiği de tam otomatik Rus yapımı ünlü kalaşnikoflar…

Maalesef Türkiye gibi NATO gölgesi altında kalan ülkelerde "özel harp uygulamaları" 1950''lerden bu yana uygulandı.

İddiayı ciddiye almamın sebebi de bu.

Biliyorsunuz artık özel harplerde "kiralık ordular" devreye sokuluyor. IŞİD, ÖSO ve Suriye''de mantar gibi çoğalan örgütlerin tamamı bu şekilde ortaya çıktı. Tüm finans ve silahlanma yolları biliniyor ve takip altındayken yeni IŞİD''lerin çıkmasının da çok kolay olduğu biliniyor.

Tam da bu aşamada kayıt dışı silahların bu kadar kolay bir şekilde AKP''li sivillerin eline tutuşturulduğu iddiası beni çok ürküttü.

AKP elbet bir gün demokratik yollardan iktidarı kaybedecek. Belli ki bu çok uzak olmayan bir gelecekte de gerçekleşecek. Sonra ne olacak?

Faili meçhuller dönemine geri mi döneceğiz? İktidarın bu iddiayı kesin bir dille yalanlaması gerekiyorken saatlerce beklemesi normal mi?

SADAT''ı biliyorsunuz…

Aynı zamanda Külliye''ye askerî danışmanlık veren E. Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi kurucusu olduğu yapının sitesinde "Gayri Nizami Harp Eğitim Paketi" başlığı altında açıkça bir eğitim programı verildiği belirtiliyor. Halbuki Tanrıverdi, Habertürk''ten Kübra Par''a verdiği röportajda "Hiçbir eğitim tesisimiz yok" demişti!

SADAT''a "yapı" diyorum çünkü hiçbir zaman şeffaf olmadı. Hukuki altyapısı zaten yok.

Şuraya geleceğim…

Bugüne kadar Sedat Peker''in iddialarının üzerinde çok durmadım.

Fakat bu söyledikleri farklı bir aşamaya işaret ediyor. Yavaş yavaş son kozlarını oynadıkça sona sakladığı güçlü iddialarını dile getirmeye başladı.

Bu iddiayı dile getirdiğinde de film şeridi gibi kafamda daha önce yaşanan anekdotlar geçmeye başladı.

Büyük resme bakın.

Neydi onlar…

15 Temmuz''dan sonra yanıtlanamayan kayıp silahlar iddiasını hatırlıyor musunuz?

İktidara yakın isimlerden Sevda Noyan''ın "Listem hazır; bizim aile 50 kişi götürür. Biz çok donanımlıyız bu konuda" demesi normal miydi?

Cübbeli Ahmet olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü''nün "2000''e yakın Selefî derneğin silahlandığı" yönündeki açıklamalarını unuttuk mu?

Fatih Tezcan''ın, zamanında "Bir daha sokağa çıkarsak kimleri nereden toplayacağımıza ilişkin listelerden, zulalardan, yaşanacaklardan haberiniz var mı sizin" diye sorması tesadüf mü?

Prof. Dr. Ahmet Maranki, 24 Haziran seçimlerine sayılı günler kala AKİT TV''de ne demişti: "Umudum Kaf Dağı''nın arkası 25 Haziran''dır. Olmadı zaten o zaman artık Belgrad Ormanı''nda ağacın dibinde, talim şeyimizi oraya gömdük. Çıkaracağız sokağa artık, ''Bismillahirrahmanirrahim'' diyeceğiz..."

696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname''nin (KHK) 121. maddesiyle, darbe girişimi ve sonrasındaki eylemlere müdahale eden sivillerin cezai sorumluluğunun olmadığı kararı herkesi tedirgin etmedi mi?

Bu ucu açık kararname hâlâ yürürlükte…

Dahası Ankara Valiliği darbe gecesi silah dağıtıldığını kabul ederek "yazılı olarak zimmet kaydı tutulmaksızın silah-mühimmat dağıtımı yapıldığını" açıklamamış mıydı?

Çok sevdiğim değerli ablam Odatv''nin Ankara Haber Müdürü Müyesser Yıldız geçen Ocak ayında kayıp silahları da yazmıştı. Ankara''da görülmekte olan bir davaya gelen bilirkişi raporuyla, Ankara Emniyet Müdürlüğü''ne ait 11''i kalaşnikof olmak üzere 15 silahın kaybolduğu, aralarında uçaksavar mermisinin de bulunduğu yüz binlerce mühimmatın ise kaybolduğu veya hasar gördüğünü mahkeme kayıtlarından kamuoyuna duyurmuştu.

Öyle ki aynı haberde İçişleri Bakanlığı''nın resmî raporlarında ve internet sitesinde 2014 yılında 14 bin 682 silahın kaybolduğu, 2016 yılı içinse tam 107 bin 628 silahın kaybolduğunu yazdığı da aktarılıyordu.

Yıllar önce Cumhuriyet gazetesinin çok konuşulan o reklamını tekrarlamak istiyorum: Tehlikenin farkında mısınız?

Sözün özü…

Bunca somut iddia ve gerçek varken sadece biz gazeteciler değil, tüm kamuoyu Sedat Peker''in son açıklamasının peşini bırakmamalı.

Çünkü eğer bu silahlar yanlış kişilerin ellerine geçerse, geçmişte olduğu gibi kime doğrultulacağı belli olmaz.

SADAT''DAN AÇIKLAMA

Müvekkilim ''''SADAT Uluslar Arası Savunma Danışmanlık İnş. San. ve Tic. A.Ş.'''' yeniçağgazetesi ve yeniçaggazetesi.com.tr internet sitesinde 10 Temmuz 2021 tarihinde yayınlanan kayıp silahlar yapbozun parçası mı? başlıklı haber ile müvekkil şirket hakkında gerçek dışı, kişilik haklarına saldırı mahiyetinde, ticari itibarı zedeleyici, nitelikte ifade ve tespitler kullanılmıştır. Kısaca SADAT olarak bilinen ''''Sadat Uluslar Arası Savunma Danışmanlık İnş. San. Ve T.A.Ş. Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre, yasal koşulları yerine getirerek kurulmuş ve faaliyet gösteren yasal bir şirket olup, kanunlara göre faaliyet göstermektedir. İddia edildiği gibi hukuk dışı kurulmuş bir şirket değildir. Müvekkil şirketin tüm faaliyetleri kanunlar kapsamında Türk Ticaret Kanunu ve diğer kanuni mevzuat çerçevesinde, devletin tüm birimlerince incelenmekte denetlenmekte olup, hukuksuz hiçbir icraatı söz konusu olmayan, meşru, şeffaf, gizli kapaklı işi olmayan ülkedeki diğer şirketler gibi faaliyet gösteren ticari bir kuruluştur.Müvekkil şirkete ait tüm bilgiler, Ticaret sicil gazatesinde, şirket tüzüğünde ve sadat.com.tr internet adresinde tüm şeffaflığı ile yer almaktadır. Müvekkil şirket, söz konusu yazılarda dile getirildiği gibi hiçbir yasa dışı faaliyette ve yapılanma içinde bulunmamaktadır.
Şirketimiz kurulduğu 2012 yılından beri, maalesef benzer karalamalar ve iftiralara muhatap olmaktadır. Ancak benzer yönde; hiç biri ispatlanamayan hayal ürünü, müvekkil şirketin kanun dışı bir takım eylemlere karıştığına dair yapılan algı operasyonlarının gerçeği yansıtmadığı yargı kararları ile tescillenmiştir. Yeniçaggazetesi.com.tr de yayınlanan gerçeğe aykırı açıklamalar nedeni ile de ilgililer hakkında hukuk önünde gerekli mücadelenin verileceği kamuoyuna saygı ile duyurulur.


SADAT ve Adnan Tanrıverdi
Vekili Av. Ahmet Cengiz Tangören

Yazarın Diğer Yazıları