Kati Piri ve Mitterand'ın karısı
Ben galiba fazla özgürlükçü değilim. Hele mesele ülkenin bölünemez bütünlüğü olunca, daha katılaşıyorum. Afrin operasyonunda bu tarafımın öne çıktığını fark ettim. Her şey güllük gülistanlıkken KESK ve TTB gibi kuruluşlar aklıma dahi gelmiyor. Biri "dayanışma bildirisi"ne imza atmıyor. Öteki Kandil ağzı manifestoları yayınlıyor. Neticede beklenen gerçekleşti. Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi üyelerine yayınladıkları bildiri için gözaltı kararı alındı. Dün sabahtan itibaren uygulama başladı. Doğrusu şaşırmadım. Gözaltıları duyduğum an aklıma önce Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Kati Piri geldi. Kadının ne kadar karşıtımız olduğu meydanda. Piri için ihbarda bulunmak istiyorum. Bu hanım eski Fransa başkanlarından Mitterand'ın eşi kadar, belki de ondan fazla "PKK"lı düşkünü. Anlayın işte! Kaleme aldıkları ve söylemlerine bakınca TTB'nin meydan okumasından daha objektif.
Esas Sorulacaklar
Unutulmaması gerekenler ise şehit yakınları. Örneğin Üsteğmen Oğuz Kaan Usta'nın -ne de güzel ismi var- eşi başta yakınlarının görüşlerine başvurulmalı. Ne düşünüyorlar? Aynı şekilde Astsubay Musa Özalkan ve Uzman Çavuş Mehmet Muratdağı gibi Afrin şehitlerinin kan bağı olanlarının fikirleri de alınmalı; "TTB'nin bildirisi için ne diyorsunuz?"
Dedim ya ben, kimi akademisyenler gibi "Kimse fikrini söyleyemeyecek mi?" diyenlerden olamam. Eğer amaç vatansa gerisi teferruattır!
***
Ne kadar sürer?
Alışveriş yaptığım manavdaki genç sordu; "Abi, bu Afrin savaşı ne zaman biter?" Bir süre sustum. Sonra arzu etmediği cevabı verdim:
"Kolay kolay sona ereceğini sanmıyorum". Ardından ekledim: "Bu bitince yenileri başlayacaktır". Akıllı bir çocuk fazla uzatmadı. Yoksa ABD'nin PKK'lılara artık 'partnerimiz' dediklerinden başlayıp, devam mecburiyetinde kalacaktım. "Membiç'te kalacağız" şeklinde meydan okuyanları da anlatacaktım.
İnsan bazen yanılmayı ister ya, o duygulardayım. Sebepleri ise çok net. Örneğin Soçi'ye gitmeme kararı alan Suriyeli muhaliflere bunun sebebi soruluyor. Verdikleri karşılık dudak uçuklatıcı: "ABD ve Avrupa'daki dostlarımız, bize katılmayın dediler". Anlayın perde gerisindeki patronları. Bunları işittikçe Mehmet Tezkan'ın Suriye sorununun çözümüne çizdiği 5-10 yıllık süreye katılmak mümkün değil.
Diğer önemli soru ise bundan sonrasının Esad'lı mı, Esad'sız mı devam edeceği. Hele Burseya Dağı'ndaki tahkimatı görünce süre gözümde uzuyor. Hele Membiç'tekilerin neler yaptığını düşünebiliyor musunuz?
Perinçek Şaşırtıyor
Doğu Perinçek, iktidarın gözdelerinden biri haline geldi. Beşar Esad yanlısı olsa da muhalefet partilerimize aralıksız bindiriyor. "Savaşa hayır" kampanyası açanlara "bozguncular" yaftası yapıştırıyor. Kimi tezlerine katılmasam bile konuşmalarını kaçırmıyorum. Sebebi de konuşma tarzı. Genelde karşısındakini susturuyor. İlginç olan onu hayranlıkla dinleyenlerin başında iktidar yanlısı Prof. Dr. Mehmet Şahin ile Dr. Mehmet Sarı geliyor. A. Hakan Coşkun, bu eylem birliğini tahmin etmiş gibi. Üçünü yan yana oturtmasından belli.
***
Futbol günü
TRT Spor'da önce Basın Tribünü'nü seyrettim. Konuk TFF Başkan Vekili Nihat Özdemir'di. Programın sorgucuları aynı isimler: "Bahri Havadır, Fatih Doğan ve Meriç Müldür". Sorular ve Özdemir'in cevaplarından çıkardığım sonuçları şöyle sıralayabilirim:
* Yabancı Futbolcu sayısı zamana yayılarak, mutlaka azaltılacak.
* Milli Takım Teknik Direktörü Lucescu ile yola devam edilecek. Ne zamana kadar mı? Mukavelesi bitene kadar.
* Federasyon alt yapıya önemde kararlı. Ciddi adımlar atılacağı konusunda ikna oldum.
Yıldırım'dan yana
İzlediğim kadar, Türkiye'nin şu andaki en önemli meselesi "Fenerbahçe Kongresi". Nihat Özdemir, tüm dikkatine rağmen Aziz Yıldırım'dan yana olduğunu saklayamadı. Öte yandan seçimlere epey vakit olmasına rağmen hava şimdiden gerildi.
Yüz Yüze Futbol
Ömer Üründül-Erdoğan Arıkan ikilisinin programını hiç kaçırmam. Üründül, söyleye söyleye sonunda Başakşehir'i şampiyon yapacak galiba. Yine mantık dokusu sağlam laflar etti. Abdullah Avcı'yı da uyarmayı unutmadı: "Arda'yı yanlış yerde oynatıyorsun. Onun yeri sol kanattır". Ben de aynı kanaatteyim. Sanırım Avcı'nın çabası Emre Belözoğlu'na alternatif bulmak ancak, bu saatten sonra mümkün mü?
***
ÖZEL NOT: Ekranlar artık 3-4 günlük haberleri bile SON DAKİKA diye aktarmaya başladılar. Yanlış bir tutum. Dünya'da bu tip notlar URGENT -acil- diye duyurulur. Haber sorumluları bu yanlıştan bir an önce dönmeliler.