Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Hulki CEVİZOĞLU
Hulki CEVİZOĞLU

Kasabın bıçağını yalamak

Anayasa değişikliği referandumuna sayılı günler kala, AKP ile birlikte “Evet cephesini” oluşturanlar, “hayır -ret- cephesini” bölmek için, AKP karşıtı gözükenler arasından tek tük insanlar bulup,manşetlere taşıyorlar.
“Bakın onlar bile evet diyecek” propagandası yapıyorlar.
“Onlar” dedikleri ise, eski solcular ya da ülkücüler imiş..
Örneğin, AKP çizgisindeki bir gazete şöyle yazıyor:
“Ülkücü hareketin önemli isimlerinden Dr. Mustafa Çalık, referandumda vereceği ‘evet’ oyunun gerekçelerini açıkladı. Çalık, “Ülküdaşlarımızı katleden bir unsurla aynı safta gözükmek bizim
için zûl olur. Cellatlarımıza dalkavukluk etmeyeceğiz” dedi.Mustafa Çalık’ı ekranlardan ve
çıkardığı kitap gibi dergilerden bilirim. Aklı başında ve iyi bir araştırmacıdır. Ama, bu sözlerini okuyunca şaşırmadım desem yalan olur. Çünkü, Mustafa Çalık gibi bir beynin “Celladın” tanımını yapmakta zorlandığı ortada.
Evet çıkarsa mı, hayır çıkarsa mı?
Bu referandumda evet çıkarsa mı “cellatlarımıza dalkavukluk” yapmış olacağız, hayır çıkarsa mı?
Sayın Çalık’ın (tıpkı BBP gibi) kastettiği şey, güya 12 Eylül’den hesap sormak!..
Oysa, dilimizde tüy bitti, bu referandumun ve hele hele AKP’nin 12 Eylül’den hesap sormak gibi düşüncesi ve ilgisi yok.
Bir kere, AKP de, tıpkı devamı olduklarını söyledikleri ANAP gibi darbelerin ürünü bir parti. Nedense, darbe yapanlar hep ANAP ya da AKP’nin iktidara uzun yıllar oturmasına olanak ve izin
verdiler!..
Ne tesadüf değil mi?..
26 maddelik anayasa referandumunun yalnızca bir maddesi, 12 Eylül’cülerle ilgili geçici 15. madde.
Bu madde, darbecilerin 1982 yılında yaptıkları Anayasa (referandumu) ile halkın yüzde 92,5’u tarafından kabul edildi.
Yani, 12 Eylül’den hesap sorulamayacağını “halk” kabul etti. Buna evet diyenlerin içinde yoğun biçimde ANAP’lı ve bugünkü AKP zihniyetindekiler de vardı.(Eğer o referandumun sonucunu bugün kabil etmiyorsanız, bugünkünün sonucu da yarın kabul edilmez, değil mi?)
Ayrıca, 12 Eylül’den hesap sormanın önünde bir “30 yıllık zaman aşımı” var ve o da referandum yapıldığı gün doluyor.
Bunları, Mustafa Çalık gibi beyinler düşünemiyor mu?
Düşünüyorsa, bu açıklamalarının ardındaki gerçek nedir?
Yes be annem!
Öte yandan, AKP sürekli olarak, bu referandumun “düşünce özgürlüğü” getirdiğini savunuyor!
Bu da sahte bir propaganda.
Çünkü, AKP Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan, işadamlarına “Bîtaraf olan bertaraf olur. Düşüncenizi açıklayın” diye açıkça sopa göstermedi mi?
Mevcut Anayasamızın (darbecilerin anayasasının) bile, 15. ve 25. maddeleri ısrarla, “Hiç kimsenin düşünce ve inançlarını açıklamaya zorlanamayacağını” yazmasına rağmen. İnsanların düşüncelerine saygı göstermeyen bir zihniyetin, referandumla düşünce özgürlüğünden yana
olması beklenebilir mi? (Zaten öyle birşey yok.)
Daha önceki kitaplarımda ve Ceviz Kabuğu programlarımda sıkça hatırlatmıştım.
Kasabın bıçağını yalayan saf koyunlar gibi davranmayalım.
Referandumda “Yes be annem” diyecek olanlar, Kıbrıs’taki aldatmacayı unutmasınlar...


DEĞİRMEN
Cahil gazetecisi bol olan ülkenin, geleceği dar olur.

Yazarın Diğer Yazıları