Kaş yapalım derken göz çıkarmayalım
Gerçekten anlamıyorum…
Bizler tarafından halka hizmet etmesi için seçilen siyasilerin yine bizler tarafından ödenen paralar ile yapılan yatırımları sanki bir lütufmuş gibi sunmasını anlamıyorum.
Hizmet etmek adına, kamunun yararına yapılan her yatırımı parti, kişi ayırt etmeksizin destekler ve alkışlarız. Ancak sorularımızı da sormak zorundayız. Yani bizler hesap sorabilmeli, yetkililer de hesap verebilmelidir.
Ne yazık ki hesap sormak, denetlemekle yetkili "Sayıştay" dahi bu dönemde etkili değildir. Daha önce yine bu köşede yazdım. Şehir hastanelerinin sözleşmeleri Sayıştay''a dahi verilmedi. Sayıştay yine de denetleme ve tespitler yaptı. Ben de bu köşede sizlerin bilgisine sunmuştum. Elazığ Şehir Hastanesi''nde tüp bebek merkezi olması gerekirken yapılan denetimlerde sadece laboratuvar olduğu ancak yine de eksiksiz yani sanki tüp bebek merkezi varmış gibi ödeme yapıldığı tespit edilmişti.
Geçen gün iki hastanenin daha açılışı yapıldı. Anadolu yakasında yer alan hastane ile ilgili çok bilgim yok, ancak Yeşilköy''de yapılan uğruna iki pistin kullanılamaz hale geldiği Prof. Dr. Murat Dilmener Acil Durum Hastanesi hakkında söyleyeceklerim var. Hastane tabi ki yapılacak. Bu kamu hizmetidir. Mutlak suretle desteklenmelidir. Ancak bir ton keçiboynuzundan bir gram şeker elde ediyorsanız sorun var demektir.
Hastanelerin ihalesiz yapılması, maliyeti sonraki yazımın konusu… Ben yapıldığı yere takıldım. Sayın Cumhurbaşkanı gelen tepkilerden sonra yaptığı açıklamada eleştirenler için "Bunların ufukları yetmez. Sağlık turizmi düşünüyoruz. Uçakla gelen acil hasta ve sağlık turizminden yararlanacaklar uçaktan inecek hastaneye gelecek" minvalinde açıklama yaptı. Tepkilere böyle bir çözüm bulmuştu. Oysa benim anlamadığım şu; Atatürk Havaalanı şu anda kullanılmıyor. Bütün binalar boş. Bu binalar hastanelere çevrilemez miydi? Bu daha az maliyetli olmaz mıydı?
Ben daha önce kargo terminalinde çalıştım. Önce TASİŞ''e ait iki depo sonra da THY''ye ait bir depo vardı. Bu depoları 13-15 metre tavan yüksekliğine sahip, iki katlı soğuk hava depolarının olduğu devasa ambarlardı. Bu depoların üst katları apron yani uçakların park ettiği alanlardadır. Uçaktan inenler yürüyerek buralara ulaşır.
Bu depolara ek olarak özel depolar da yapıldı. Çelebi, HAVAŞ, Sistem Antrepo isimleri ile yer aldı. Tek kat depolar sonrasında ek pist inşaatı sonrası THY yeni bir depo yaptı. Yanında yine özel antrepolar yapıldı. Bu yapıların tamamı depreme dayanıklı ve alt yapıları hazırdı. Bunların yanında atıl gümrük idaresi binası, nakliye ve gümrük komisyoncularının yönetim bina ve ofisleri boş duruyor. Hepsi devlet malı, kamuya ait. Otoparklar, yük indirme-bindirme yerleri devasa büyüklükte.
Anlatmak istediğim şu…
Elimizde bu imkanlar varken, bu kadar boş çok iyi durumda binalar varken iki pist iptal edilerek yapılan hastane yatırım olur mu? Boş duran bu alan ve binalar ne olacak? Hep birlikte göreceğiz.
Ancak böyle bir durum olduğu bilinsin istedim.
Kaş yapalım derken göz çıkarmayalım…