Karayılan'ın da dokunulmazlığı kaldırılmalıdır
Evet Meclis’teki Kışanak’ların, Demirtaş’ların, Ayna’ların, Kaplan’ların, Sakık’ların, Kürkçü’lerin dokunulmazlıkları kaldırılmalıdır, tamam. Tamam da, Kandil’deki Karayılan’ların, Suriye uyruklu “Bahoz” kod adlı Fehman Hüseyin’lerin “dokunulmazlıklarına”da bir son verilmelidir.
Meclis’in bahçesine asker giremiyor.
Karayılan’ın Kandil’ine de asker girmiyor, giremiyor.
Bir devlet nasıl olur da onlarca yıldır bir Karayılan’a, bir Fehman Hüseyin’e “dokunamaz”, insanın inanası gelmiyor.
Şimdi bir şey söyleyeceğiz, Türkiye’yi yönetenler fazla alınacak, amma gerçek bu, kimse kusura bakmasın... Elbette Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin imkânları ve askerî gücü ile PKK’nın imkânları ve askeri gücü mukayese kabul etmez, etmemeli. Bizim, Mehmetçik’ten, onun kahramanlığından ve kabiliyetlerinden yana da hiçbir endişemiz yok, gönlümüz o konuda çok rahat.. Bizi sıkıntıya sokan güvenlik güçleri değil, güvenlik güçlerini sevk ve idare eden “siyasi irade”..
Açık konuşalım, Kandil’dekilerin “az bir imkânla” Ankara’dakilerin “çok imkânlarını” neredeyse 30 yıldır hırpalaması ve kendilerine bir türlü “dokundurtmamaları” Kandil’in dersine Ankara’dan çok daha iyi çalıştığını ve Kandil’dekilerin Ankara’dakilerden çok daha kabiliyetli olduklarını gösteriyor. Biz “Kandil” derken siz Meclis’teki Kandil’i de bunun içine katınız, öyle anlayınız... Bakınız, Irak, ABD tarafından işgal edildi, bundan kârlı çıkan Kandil ve uzantıları oldu. Niye? Çünkü bu işgali Kandil ve uzantıları Ankara’dakilerden daha iyi değerlendirdi. Suriye karıştı yahut karıştırıldı, bundan kârlı çıkan da Kandil ve uzantıları oldu. Niye? Çünkü Kandil ve uzantıları Suriye’deki hercümerci Ankara’dakilerden daha iyi fırsata çevirdi..
Efendim arkalarında Avrupa ülkeleri varmış, ABD varmış, İsrail varmış, Türkiye sadece PKK ile değil yedi düvelle çarpışıyormuş, falan filan.. Bunların tamamı doğru. Ve bu “doğru”lar aslında Kandil ve uzantıları karşısında Ankara’dakilerin bir acizliğinin, bir başka başarısızlığının da itirafı âdeta! Öyle ya, ABD’sinden AB’sine kadar, İsrail’inden Suriye’sine kadar bütün unsurlar niye senin arkanda değil de onların arkasında? PKK ve uzantıları, ABD, AB ve Suriye’yi yanlarına çekme işinde siz Ankara’dakilerden daha başarılılar da ondan. Oysa sen AB ile ticareti olan, AB’ye üyelik için adım atan ve AB’lilerin pek çoğu ile birlikte ABD ile NATO’da müttefik bulunan bir ülkesin... Üstelik sen “meşru”sun Kandil ve uzantıları “gayrimeşru”. Şartlar bu kadar lehine olmasına rağmen PKK tutmuş NATO ülkelerini hem de gayrimeşru bir örgüt olmasına rağmen arkasına almayı başarmış, sen bu konuda da yaya kalmışsın... Şimdi tutmuş onları bize şikâyet ediyorsun, aslında ne yaptığının farkında değilsin, acizliğini itiraf ediyorsun..
Kızsanız da, köpürseniz de maalesef tablo bu...
Yazımızı Kandil’dekilerin derslerine Ankara’dakilerden daha iyi çalıştığına dair son bir örnekle bitirelim... PKK, Gaziantep’i kalbinden vurdu. Aralarında bebeklerin de olduğu 9 vatandaşımızı şehit etti, 60’a yakın insanımızı yaraladı.
Türkiye ve dünya infiale kapıldı...
Ve tam bu sırada...
BDP Genel Başkanı Demirtaş çıktı, hadiseyi nefretle kınadı. “PKK yapsa da, biz bunu kabul etmiyoruz!” dedi..
PKK bir şey yapacak da BDP ona karşı çıkacak.. Siz hiç böyle bir şeye inanıyor musunuz? PKK buna izin verir mi?
Vermez..
Öyleyse bu açıklama da Karayılan’ların Bahoz’ların yani Kandil’dekilerin bilgisi, izni, daha da önemlisi, önceden planlaması ile yapılmış bir açıklamadır...
Niye?
Niye olacak, millî tepkiyi ve dünyadaki infiali asgariye indirmek, kendilerini ayakta tutan dış güçlerin ellerinde bahane kalması için tabii!
Ayrıca terör saldırıları ile, “Türk-Kürt” diye böldükleri bu milleti, Gaziantep saldırısını BDP’ye kınatarak, bir de ruhen ikiye bölmek için...
İnsan vicdanının asla kabul etmeyeceği her katliamlardan sonra BDP’ye kınatma işini işte hep bunun için yapıyorlar...
İşte bu sebepledir ki Kandil’dekilerin dokunulmazlıkları kaldırılmadıkça bedenen ve ruhen parçalanmamız devam edecek, PKK’nın lokomotif, Ankara’nın vagon olması ayların değil, rayların sonuna kadar sürecektir...