Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Özcan YENİÇERİ
Özcan YENİÇERİ

Kandil'i basmak yetmez!

Türkiye’nin sorunu Kandil ya da oradaki teröristlerden ibaret değildir. PKK terörü soğuk/sıcak savaş karışımı içinde Türkiye için icat edilmiş suni bir sorundur. PKK, Türkiye’nin önüne tutulan kanlı bir şaldır. Türkiye’deki bölücü terörün gerçek amacı ülkenin ufkunu ve hedefini kapatmaktır. Güçlü bir Türkiye, Kafkasya, Orta Asya, Balkanlar ve Ortadoğu’ya yönelik projeksiyon yapan bir Türkiye demektir. Böyle bir Türkiye bölge üzerindeki küresel odakların temel çıkarlarının özünü tehlikeye sokar. ABD bölge üzerinden (kutsal yerler, su, su yolları, enerji, enerji boru hatları üzerinde hâkimiyet kurarak) Rusya, AB ve Çin’i dizginlemeye çalışmaktadır. Bölgede belirli büyüklüğü aşan bir güç (Türkiye gibi) küresel çıkarları fena halde tehdit edecektir. ABD, bölgede Türkiye gibi böyle bir güç olmaya en fazla uygun olan bir ülkenin etkinliğini daha fazla artırmasını önlemeye kararlı olduğunu her davranışıyla göstermiştir.
Bölgede vuku bulan siyasi, askeri, nükleer ve ekonomik ilişkileri bu bağlamda ele almak gerekir.
İran ve Irak sorunu; aşamalı bir biçimde soğuk savaş sonrası uygulamaya sokulan küresel projenin bölgesel ayağıdır. Bölgenin etnik ve mezhep yönünden ayrıştırılarak kontrol altına alınması küresel gücün temel hedefidir. Küresel güçlerin bölgedeki emellerinin gerçekleştirebilmesi için Türkiye’nin bölge üzerinde tarihten, coğrafyadan, demografiden ve kültürden kaynaklanan hayati çıkarlarından vaz geçmesi gerekir. Bunun en kestirme yolu da Türkiye’nin Anadolu’ya hapsedilmesinden geçmektedir. Türkiye’nin Anadolu’ya hapsedilebilmesi için de Türkiye’nin terör ve iç çelişkilerle meşgul edilmesi zorunluluktur. Türkiye’deki terörün ülkeyi bölme yeteneğine sahip olmadığını bir çok merkez, çok iyi bilmektedir. PKK terör örgütünün amacı küresel bir maşa olarak Türkiye’nin Anadolu coğrafyasında bloke edilmesine katkı sağlamaktır.
Anadolu’da bloke edilmiş bir Türkiye, Irak’ta olup bitenle ilgilenme imkânına sahip olamaz. Türkiye, bölgesinde hareketsiz bırakılınca, Barzani ve Talabani’nin Irak’ın kuzeyini istediği gibi istimlâk etmesi söz konusu olabilecektir. Yine Kerkük’ü fiilen denetimi altında tutan peşmerge güçleri uyduruk bir referandumla Kerkük’ü, Kürdistan federal bölgesine bu sayede katabilecektir. Terörle uğraştırılan Türkiye eninde sonunda bölgesel Kürt devletini tanımak ve ona yardımcı olmaya devam etmek durumunda kalacaktır.
Anadolu’da kapana kısılmış bir Türkiye; ABD’nin ve İsrail’in çıkarlarına yüzde yüz uyan Türkiye demektir. Barzani’nin bu bağlam içindeki rolü çok önemlidir. O, pankürdist emellerinin etkili aracı olarak PKK’yı gördüğünden, onun terörist eylemlerini her platformda desteklemektedir. Aslında PKK’nın bölgedeki varlığı Barzani otoritesiyle çelişmesine rağmen, stratejik pankürdist amaçları için terör örgütüne elden gelen her yardımı yapmaktadır.
Barzani bu hedeflerinin zorunlu sonucu olarak Türkiye’ye kafa tutarak, PKK’yı kollayarak, bölgedeki bütün Kürtlerin lideri ve koruyucusu olduğunu göstermek istiyor. Yine Barzani, Türkiye’nin terör sorununu kendisine sorarak, taviz vererek ve kendisinin muhatap alınarak çözülmesine istiyor. PKK’yı koz olarak kullanan Barzani, böylece Türkiye’ye “Kuzey Irak Kürdistan Yönetimini” tanımaya ve destek vermeye zorluyor. Aynı zamanda Barzani Türkiye’ye karşı muhatap alınmak suretiyle kimliğini de pekiştirmeye çalışıyor.
Yapılması gereken tek şey; asla AB ve ABD’nin kuyruğuna takılmamaktır. Türkiye’nin çocuklarını katleden, ülkeyi teröre boğanlara destek veren her örgütü, kuruluşu ve ülkeyi doğrudan terörist olarak ilan etmektir. Gerektiği zaman da gereğinin yapılacağını ilan etmektir. Bu bağlamda da bölücülükle mücadeleye süreklilik kazandırmak ve rehavete kapılmamak gerekir.

Yazarın Diğer Yazıları