Kamunun kaynakları elektrik şirketlerine böyle aktarılıyor
Son dönemlerde hepimiz elektrik faturalarının yüksekliğinden şikayet ediyoruz. Faturaların birkaç gün ödenmemesi durumunda da elektriğin kesildiğini biliyoruz.
Şimdi size kamu varlıklarının elektrik dağıtım şirketlerine tek tek nasıl aktarıldığını anlatmak istiyorum.
Hepimizin başına gelmiştir.
Dağıtım şirketleri alacaklarına şahin kesiliyorlar. Kesilen elektriği açmak için de ilave açma ücreti adı altında da para alıyorlar.
Ancak gelin görün ki alacağına şahin olan bu dağıtım şirketleri kendilerinin vermekle zorunlu olduğu hizmetleri sağlama ve ödeme söz konusu olunca dut yemiş bülbüle dönüyorlar.
Nasıl mı?
Öncelikle konuyu daha iyi anlamamız için hukuki boyutunu anlatayım…
28 Ocak 2014 tarihli (28896 sayılı) Resmi Gazete'de yayımlanan Elektrik Piyasası Bağlantı ve Sistem Kullanım Yönetmeliğine göre "Bağlantı noktası dahil olmak üzere bağlantı noktasından itibaren hattın geri kalan kısmı dağıtım tesisidir" denilerek bağlantı noktası dahil olmak üzere bağlantı noktasından itibaren geri kalan hattın dağıtım tesisi olduğu açıkça hüküm altına alındı.
Yani şunu demek istiyor…
Alçak gerilim kullanan biz vatandaşlar için bina giriş noktalarına kadar, orta gerilim kullanan tüketiciler için de tüketim tesislerinin direğine kadar getirilmesi, maliyeti dağıtım şirketlerine aittir.
Dağıtım şirketleri alçak gerilimi 6 ay içinde, orta gerilimi de 18 ay içinde (trafo dahil) gerekli şebekeyi tesis ederek enerjiyi sağlaması gerekir.
Ancak bazı durumlarda dağıtım şirketlerinin sorumluluğunda olan dağıtım sorumluluğu gerçek ve tüzel kişiler tarafından da ya da başvuru sahibi tarafından da karşılanabiliyor. Bu durumda da dağıtım şirketi ve başvuru sahibi gerçek ve tüzel kişiler arasında tesis yapım sözleşmesi imzalanması gerekiyor.
Mesela bir okul yaptınız ya da bir hizmet binası...
Hizmetin gecikmemesi içinde enerji konusunda zaman kaybetmek istemiyorsunuz ve dağıtım şirketinin yapması gereken tesisi yaptırabiliyorsunuz. Sonrasında bu tesis dağıtım şirketine devrediliyor ve yapılan yatırım maliyeti dağıtım şirketinden en fazla on iki aylık eşit taksitler halinde tahsil ediliyor.
İşleyiş böyle.
Ancak gelin görün ki birçok yerde ne yapılan tesisler dağıtım şirketine devredilip harcanan para geri isteniyor, ne de devredilmiş olan tesislerin parası tahsil edilebiliyor!
Mesela Çanakkale Endüstri Meslek Lisesi, yapılmış 81 bin TL harcanmış.
Ecebat Öğrenci konukevi 84 bin TL.
Lapseki hükümet konağı 104 bin TL
Yayın kulesi 186 bin TL…
Dağıtım şirketine devredilmediği için bu para tahsil edilmemiş. Dağıtım şirketi ise elektrik parasını yatırım yapmaksızın tahsil etmeye devam ediyor.
Sadece Çanakkale mi?
Mesela Nevşehir.
Acıgöl İmam Hatip 103 bin TL harcanmış.
Acıgöl hastanesi 66 bin TL.
Gülşehir İlçe hastanesi 73 bin TL.
Başka bir örnek Kars merkez AFAD Binası 593 bin TL.
Kars Merkez Anadolu Lisesi 193 bin TL harcanmış.
Sivas Yıldız Dağı kış sporları Merkezi için 639 bin TL.
Sivas Entegre et tesisleri için 111 bin TL ancak dağıtım şirketlerine bu tesisler devredilmediği için yapılan yatırım miktarları da tahsil edilemiyor.
Sadece bu iller örnek.
Zonguldak, Kırkkale, Nevşehir gibi illerin tamamında bu sorun tespit edilmiş ve İl Özel İdareleri ile yazışmalar gerçekleştirilmiş.
Diyeceksiniz ki başka proje ve ihalelerde cebe atılan milyarlarca lira varken 100 bin liraların hesabı mı olur!
Olur kardeşim olur. 100 bin 100 bin hesabı verilmeyen paraların toplamı ne kadar biliyor musunuz?
4 milyon 965 bin Türk Lirası!
Bu paralar bir asgari ücretlinin yıllık kazancından bile kat be kat fazla miktarlar. Bu harcanan para halkın parasıdır...
Dağıtım şirketleri kendi şirketleri söz konusu olduğunda nasıl şahin kesiliyor ise biz yurttaşların beklentisi de zar zor kazandığımız alın teri vergilerimizin takip edilmesi ve hakkımıza sahip çıkılmasıdır.
Yurttaşın borcuna şahin olanların, yurttaşın vergileri ile oluşan kamu kaynaklarını kullanmasına izin verilmemelidir.